Saadet Partisi Rize il divanında konuşan Av. Muhammet Kaçar, Türkiye’ nin içinde bulunduğu sorunların adeta unutulduğunu ifade ederek, “Terör, işsizlik, geçim sıkıntısı, ahlaki yozlaşma göz ardı edilerek insanımız adeta 16 Nisanda yapılacak referanduma odaklanmıştır. Bu konuda Saadet Partisi olarak referandumun bir an
önce sonuçlanarak ülkemizde yaşadığımız sorunların bir an önce çözülmesini, ülkemizin asıl gündemine dönülmesini arzulamaktayız” dedi Kaçar, “Mevcut iktidar, anayasa değişikliğine evet demenin terörle mücadeleye evet demek, terörün son bulmasını istememek olduğunu ifade etmektedir. Buna göre referandumda hayır diyecek olanların sanki terörle mücadeleye karşı oldukları gibi algı oluşturmaya çalışmaktadır. Hayır diyenlerin terör örgütü ile maalesef aynı safta imiş gibi gösterilmeye çalışılıyor Bu yaklaşımın doğru olmadığını düşünüyoruz. Böyle bir söylem toplumu kamplaşmaya sevk edecektir. İktidar mensubu olan kişiler değişikliğin ne getirip, ne götürdüğünü irdelemeli, kendi vicdanlarına oluşacak kanaatlere göre evet veya hayır diyebilmelidir. Bu durumda referandumda evet diyenlerin ne de hayır diyecek olanların vatanseverliklerinin sorgulanması anlamında gelebilecek söylemleri tasvir etmediğimizi ifade etmek istiyorum. Eğer hayır demek terör örgütünden yana oy kullanma anlamına gelecekse bu referandumun hiçbir anlamı yoktur” dedi
Av. Kaçar, “Saadet Partisi olarak Hükümetin bir an önce ülkemizin içinde bulunduğu gerçek sorunların hızla çözülmesine yönelik çalışmaları hızlandırmalıdır. Ülkemizde işsizlik sorunu her geçen gün artarak devam etmektedir. Bunun en büyük nedeni de üretim ve istihdamı artıracak yatırımların yapılmamasıdır. Öte yandan Kıbrıs yeniden gündeme getirilerek masaya yatırılmak istenmektedir. Yapılan görüşmelerde KKTC varlığı, toprakları, bağımsızlığı müzakere konusu edilmek istenmektedir”
dedi Saadet Partisi Rize İl Başkanı Av. Muhammet Kaçar, yapılan anayasa değişikliği için Saadet Partisi olarak tekliflerini her ortamda dile getirdiklerini ifade ederek, “ Kuvvetler ayrılığı ilkesi mutlaka muhafaza edilmeli demiştik. Oysa yapılan değişiklikle yasama, yürütme ve yargı arasındaki uyum ve denge bertaraf edilmektedir. Güçlü bir meclis oluşturulmalı demiştik Yapılan düzenleme ile güçlü bir icra makamı olarak Cumhurbaşkanlığı oluşturulmaktadır. Seçim barajı mutlaka kaldırılmalı dedik, bu durum değişikliğe yansıtılmadı. Yapılan düzenlemeyle HSYK üyelerinin çoğu Cumhurbaşkanı tarafından seçilecektir. Bu haliyle yargı bağımsızlığından bahsedebilmemiz mümkün değildir. Yargı ne yasamanın ne de yürütmenin etkisinde kalmamalıdır. Partisi Cumhurbaşkanlığını kabul etmemiz mümkün değildir. Zira böyle birinin tarafsızlık ilkesini zedeleyeceğini düşünüyoruz. Meclisin rahat ve baskılardan arınmış bir şekilde çalışabilmesi için sadece meclisin kendisini feshedebilmelidir” dedi.