Medicana Sivasspor Asbaşkanı Faruk Taşseten, şike soruşturmasında elinde biletlerin olduğu çanta olmasına rağmen yargılandığını söyledi.
Medicana Sivasspor’un resmi yayın organı Sivasspor Dergisi’nin ikinci sayısına konuşan Asbaşkan Faruk Taşseten, şike soruşturması ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Şike soruşturmasında takımın zor günler geçirdiğini söyleyen Taşseten, Mecnun Otyakmaz’ın yokluğunda, Erdal Sarılar sayesinde zor günleri anlattıklarını belirtti.
“ELİMDEKİ BİLET ÇANTASINDA DOLAYI YARGILANDIM”
Fenerbahçe ile oynanacak olan maçın biletlerinin olduğu çantadan dolayı şike soruşturmasında yargılandığı belirten Taşseten, “O dönemde elimdeki bilet çantasından dolayı bende, Mehmet Oflaz da yargılandı. Bir gün Türkiye Futbol Federasyonu, açıkladığı yasaklar listesini verirken, Erdal Bey’in oradaydık. O arada Faruk Taşseten, Mehmet Oflaz falan kulüpleri saydı. O arada Erdal Bey geldi. Bizi de yanına alarak bir basın açıklaması yaptı. ‘Başkanım da arkadaşlarımda suçsuz, yönetim olarak sonuna kadar arkalarındayız’ dedi. Yine dışarıdan bazı arkadaşlar Erdal Bey’i aradılar. Erdal Sarılar o dönemde çok baskı gördü ama dik durdu. Yönetimini toparladı. Başkanımıza olan bağlılığımızı, sadakatimizi bir kez daha hep birlikte göstermemizi sağladı.”dedi.
“ŞİKE SORUŞTURMASINDA DİK DURMASAK SİVASSPOR DAĞILMIŞTI”
Şike soruşturmasında dik durduklarını takıma sahip çıktıklarını aktaran Taşseten, “O dönemde kale gibi başkan vekilimiz olarak kendisi dik durdu ve yönetimi de en iyi şekilde motive etti. Yönetim işi gücü bıraktı takımın antrenmanlarına katıldı. Hatta yöneticilerimiz deplasman maçlarına bile giderek futbolculara destek verdi. Erdal Bey bütün deplasmanlarda başımızda durdu. Birlik, beraberlik içerisinde geçirmemiz herkese örnek oldu ve belki başka bir başkan vekili, başka bir yönetim olmuş olsa Sivasspor bugün belki de yoktu. Yani darmadağın olmuştu” diye konuştu.
SİVASSPOR KÜME DÜŞTÜ DİYE ALT YAZI GEÇTİLER
Şike soruşturmasında takımın psikolojinin etkilendiğini söyleyen Taşseten şunları söyledi:
"Hiç unutmam lig başladığında bir gün otobüste futbol takımıyla beraber maça gidiyoruz. Otobüste maç izlerken ‘Sivasspor, işte falanca kulüpler küme düşmüştür’ diye alt yazı geçti. O psikolojiyi bir düşünün. Biz işte maçlara o psikolojiyle çıkıyorduk; ama o dik durma sınavını çok iyi verdik. En enteresanı o dönemde Mali Suçları Araştırma Kurulu tarafından defterlerimiz istendi. Defterlerimiz gitti. Son üç yıl defterlerimiz incelendi. Zaten Erdal Bey’in kurduğu bir sistem vardı. Biz her zaman ’Bizim kasamız sağlam; namusumuz, şerefimiz çok sağlam’ diye söylüyoruz. Allah kendisinden razı olsun. Öyle güzel bir sistem ki bize gelen paralar Sivasspor’un tek bir tane hesabı var. O hesapta toplanır. Futbolcu ödemeleri o hesaptan yapılır. Pirim ödemeleri o hesaptan yapılır. Akaryakıt, uçak, otel ödemeleri yine bankadan ödenir. Biz de gidip hesaptan para çekeyim kulübe getireyim, kulüpte elden ödeyeyim; onlar kesinlikle Sivasspor’un tarihinde hiç olmamıştır. Onun için Sivasspor her zaman hesap konusunda en sağlam kulüplerden olmuştur. Sivasspor’un borcu olmamıştır. Onun için Sivasspor ekonomik olarak hiçbir zaman eksilere düşmemiştir"
“BÜYÜK SINAVI HEP BERABER GEÇTİK”
Şike soruşturmasında taraftarının takımına sahip çıktığını belirten Taşseten, “O süreçte halkın yaklaşımı gerçekten çok iyiydi. Stadyumda her zaman yanımızdalardı. Hep güveniyorlardı. Başkanımızın arkasından pankartlar yapıldı. Büyük Başkan diye hep arkasında durdular. Sivas halkı ve taraftarlarımız sonuna kadar başkanımızın arkasında oldu. Fırsat gözetleyen belli grubun haricinde hiç kimsenin en ufak endişesi yoktu. Herkes şike davasında Sivasspor’un dosyasının boş olduğunu biliyordu. Kime operasyon yapıldığı belliydi. O süreçte Mecnun Otyakmaz iyi durdu. Basın da hep yanımızda oldu. Biz büyük bir sınavı hep beraber geçtik ama o gün başımızda olan başkan vekilimiz Erdal Sarılar, tüm yönetici arkadaşlarımız dağılmadık, dik durduk. Ağızlarının suyu akıp hep Sivasspor hayali kurup böyle zamanlarda ortaya çıkan, içerisinde hep Sivasspor’un başkan ve yöneticiliği ukdesi olan bazı aç kurtlar, Erdal Bey ve yönetimin üzerine pençelerini savurdular. Sivasspor’un zor günler geçirdiği dönemde defalarca istifa edin dediler. Erdal Sarılar’a ’Hemen istifa et. Daha sonra senin başkanlığında bir yönetim yapalım’ teklifinde bulundular. Sarılar ise, ferdi davranmayarak başkanına ve yönetimine olan sadakatini bir kez daha göstererek Sivasspor’un geleceği ve menfaatlerini her şeyin üzerinde tutmuştur. Erdal Bey o süreçte bırakmış olsa eminim darmadağın olurduk. Sivasspor farklı yerlerde olurdu“ şeklinde konuştu.
“MECNUN BAŞKAN SUÇSUZ YERE HAPİS YATTTI"
Mecnun Otyakmaz’ın suçsuz yere hapis yattığını söyleyen Taşseten, sözlerini şöyle sürdürdü:
“O dönemde bende yargılandım. Elimde küçük bir çanta, 2 buçuk milyon dolar olduğu bahsedilen bilet çantası vardı. Her şey ortaya çıktı. Bizde beraat ettik. İlk şike davası ortaya çıktığında gazeteci Ertuğrul Özkök, köşe yazısında Faruk Taşseten’in elindeki çantanın içerisinde bilet olduğunu ve gelen misafirlere çantadaki davetiyeleri çıkartarak zarf içerisinde verdiğini yazdı. Zaten o dönemin valisi Ali Kolat Bey’in bir lafı vardı. Onu hiç unutmuyorum ve altını çizerek onu söylüyorum. ‘Ben hiç kimseye değil Mecnun Bey’e bu konuda üzüldüm. Çünkü suçsuz yere 8 ay yattı’ demişti. O herkes tarafından da görüldü. O dönemdeki Sayın Valimiz Ali Kolat, Garnizon Komutanımız Sayın Muammer Bayram ve Belediye Başkanımız Doğan Ürgüp, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na kendileri giderek gönüllü olarak o süreçte yaşananları anlatıp ifade verdiler. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Mecnun başkansız o 8 ayı yaşanmamış kabul ediyorum. Erdal Bey birlik, beraberlik içerisinde, bütünleştirici o ailenin yine bir büyüğü olarak o ahengi bozmadı. Bekledik. Her hafta gittik, başkanımızı hiç yalnız bırakmadık. O dönemi sıkıntılı bir şekilde geçirdik; ama içimizde bir şey eksikti. Bir yanımız eksikti ama birlik ve beraberliğimiz hiç bozulmadı. Çünkü birlik ve beraberliğimizi inşa eden bir başkan, ondan gördüğümüzü de uyguladık. O birlik ve beraberliği Erdal Bey hiç bozmadı. O düzeni aynı şekilde götürdü. Herkes görevini yaptı. Kenetlendik, konuşmadık zaten Allah haklılığımızı da ispatladı”