Türkiye’de üretilen kuru çayın büyük kısmı iç Pazar talebini karşılayacak nitelikte olduğu için dış pazarlara kuru çay satışı düşük miktarda kalmaktadır. Fakat üretim tüketim dengesinin tam anlamıyla oluşmamış olması üretim fazlası çayların, dış pazarlara satılmasını gerektirmektedir. Bunu sağlayabilmek için kuru çay üretiminin dış talebi karşılayabilecek fiyat ve kalitede olması gerekir.

Türk çayında kimyasal ilaç kullanılmaması çay bahçelerinin üzerine kar düşmesi kaliteyi olumlu yönden etkilerken; sadece üç sezon çayı toplanabilmesi, işçilik ve üretim maliyetlerinin rekabetçi olmaması yüzünden fiyatlar uluslararası pazarlar için göreceli olarak yüksek olmaktadır.

Türkiye’de üretilen kuru çay fiyatının diğer ülkelere göre yüksek olması dış pazarlara satışı zorlaştırmaktadır. İhracatta fiyat engelinin yanında, girdi kalite konusunda da sorunlar mevcuttur. Kalite ise, yaş çay yaprağı kalitesinin ıslahıyla ilgili tarımsal projelere ve teknolojideki eksiklerin giderilmesine bağlıdır.

Türkiye’de özel sektör çay işletmeleri 1985 yılından itibaren üretim kapasitelerini artırmak suretiyle pazardan çay almaktadır. Dolayısıyla, özel sektörün iç pazardaki Pazar payı % 45-50 düzeyindedir.

ÇAYKUR ise üretilen paketli çayları, çay dağıtım açısından stratejik konuma sahip olan 9 ilde faaliyet gösteren, 8 adet pazarlama Bölge Müdürlüğü, 1 adet Pazarlama ve Üretim Bölge Müdürlüğü kanalıyla, iç piyasaya sunmaktadır. Bu satış pazarlama bölge müdürlüklerine bağlı 81 ilde faaliyet gösteren (99 Perakende Bayi + 16 Ev Dış Tüketim (EDT) Bayi + 40 Reyon Bayi + 2 E-Ticaret Bayi+ 2 Çay Evi Bayi ) 159 bayi vasıtasıyla gerçekleştirilmektedir.

Özel sektör çay tüketimi talebini artırmak için pazarı büyütmeye yönelik pazarlama bileşenlerine ağırlık vermektedirler. Özellikle sıcak içecek pazarı ve soğuk içecek pazarı oldukça rekabetçidir. Bu rekabetçi Pazar ortamında daha fazla pay alabilmek ve toplam çay tüketimi talebini artırmaya yönelik çalışmalar yapmaktadırlar.

Türkiye, kişi başı yıllık çay tüketiminde dünyada birinci sırada olmasına rağmen ülke içi içecek pazarında çay tüketiminin yeri düşme eğilimi içindedir. Bunun için daha etkin pazarlama iletişim faaliyetleri yürütülmelidir. Çayın “milli’’ içecek olduğu konusuna dikkat edilmelidir. Türk tüketicisi bir yılda ortalama 3,5 kilogram çay tüketiyor. Bu da günlük ortalama 265 milyon bardak çay tüketiminin gerçekleştirdiğini gösteriyor. Bu durum Pazar, büyüklüğünü anlamak açısından önemlidir. 1990 Yılında Lipton’un pazarda yer alması ile dökme çay ürünleri dışında farklı ürün karmaları oluşturuldu. ( poşet çay, demlik paket vb.) Türkiye’deki üretimin, üretimi karşılayabilecek noktada olması, sektör içindeki rekabeti artırıyor. Türk tüketicisi, geleneksel çayı talep etmeyi sürdürüyor ve siyah çay tüketmeye devam ediyor. Üretilen çayın %3’u ihraç edilmektedir. Bu durum ihracatın henüz istenen noktada olmadığını göstermektedir.

ÇAYKUR’un Avrupa Birliği ve diğer Avrupa ülkelerinde 5.000 ton kadar paketli çay ihraç potansiyeli bulunmaktadır. 2017 yılında Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Afganistan, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, Gürcistan, Çim, İngiltere, Arnavutluk, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Hollanda, Bosna Hersek, Singapur, Türkmenistan, Japonya, Kosova, Rusya, Yunanistan, Fransa, İsviçre, Kazakistan, Tayvan, Moğolistan, Kırgızistan, Kanada ve İsviçre, Irak, Fransa, Ukrayna, Yeni Zelanda ve KKTC gibi ülkelere çay ihracatı yapılmıştır. Kaynak: Dr. Mustafa Savcı