Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu ve 5. Grup Meslek Komitesi Üyesi Şahin Güneşer, Türkiye’de hayvancılığın gelişmesinin önündeki en önemli sorunun damızlık ve besi hayvanı materyali yetersizliği ile kaliteli kaba yem açığı olduğunu belirterek, “2011 yılında kişi başına düşen kırmızı et tüketimi 11 kilogram iken, 2014 yılında 14 kilogram olmuştur. Bu veriler, Türkiye’de hayvan yetiştiriciliğine daha fazla destek verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır” diye konuştu.
Adana Ticaret Odası’nın canlı hayvan ve et sektöründeki üyelerinin yer aldığı 5. Grup Meslek Komitesi adına açıklamalarda bulunan ATO Yönetim Kurulu Üyesi Şahin Güneşer, canlı hayvan sektörüne ulusal düzeyde bakıldığında faaliyet gösteren işletmelerin küçük ölçekli olmasının önemli bir sorun oluşturduğunu söyledi. Güneşer, “Uygun teknoloji ve yeterli hijyene sahip olmayan emek yoğun işletmelerin çoğunluğu oluşturması yüzünden gelişen dünyanın gereksinimlerine cevap verilememektedir. Bu şekilde sağlıksız üretim yapan işletmeler nedeniyle sektör kaliteli üretimden uzaklaşmakta ve yok olmaya mahkum olmaktadır. Hayvan hastalıkları ile mücadelede yetiştiricilerin bilgi, beceri ve donanımlarının yetersiz oluşu; yeterli derecede bilinçli olmayan kişilerce yönetilen ve kırsal kesimde geleneksel yöntemlerle üretim yapmaya çalışan işletmelerin varlığı hayvan hastalıklarının tedavisinde başarısızlığa yol açmaktadır” dedi.
Türkiye’deki hayvancılığın gelişmesinin önündeki en temel sorunlardan birisinin de damızlık ve besi hayvanı materyalinin yetersizliği olduğuna dikkat çeken Güneşer sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle 90’lı yıllarda beyaz et sektörümüz üretim açısından entegre çalışma sistemi anlamında oldukça iyi organize olmuş ve en son teknolojiyi de kullanarak ciddi üretim artışları gerçekleştirmiştir. Beyaz et tarımsal sanayimizin en gelişmiş alt sektörüdür. Ülkemizdeki tesislerin büyük bir kısmı uluslararası kalite standartlarına uygun sağlıklı üretim yapmaktadırlar. Türkiye’yi piliç eti ithalatı yapılacak 3. ülkeler listesine dahil eden AB denetim raporu da bunu teyit etmiştir.”
Açıklamasında, Adana’nın yerel ölçekteki sektörel sorunlarına da değinen Güneşer, “ilimizde hayvan pazar yeri denetimleri yapılmadığı için hayvan pazarındaki hayvan hareketleri gece saat 24:00 ile 06:00 arasında yapılmaktadır. Bu durum denetim eksikliğini açıkça ortaya koymaktadır. Denetimlerin düzenli olarak yapılmasının gerekliliği sektördeki tüm üyelerimiz tarafından uzun süredir vurgulanmaktadır” görüşlerini dile getirdi.
Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu ve 5. Grup Meslek Komitesi Üyesi Şahin Güneşer’in, hayvancılık sektörüne ilişkin maddeler halinde sıraladığı diğer sorun ve çözüm önerileri ise şöyle:
“Adana’da yaşanan yetki karmaşası yüzünden kurumlar arası denetim düzenli olarak yapılamamaktadır. İlimizdeki et tüketiminin ciddi boyutlarda olduğu bilinen bir gerçektir. Bu durumdan faydalanmaya çalışanların kaçak kesimler yapması ve sağlıksız olarak kesilen hayvanların iç piyasada tüketime sunulması insan sağlığını olumsuz olarak etkilemektedir. Bu konuyla alakalı yasal olarak ciddi yaptırımların olmaması ve denetim boşluğundan faydalanan fırsatçıların kaçak kesimler ve hatta at, eşek kesimleri yapmaları sektörümüzü olumsuz olarak etkilemekte, sağlıklı kesim yapan işletme ve işletmecilerine de gölge düşürmektedir.
Kırmızı et üretimi dünyada ve Türkiye’de her yıl artarak devam etmektedir. Örneğin; Türkiye’de 2011 yılı verilerine göre büyükbaş hayvan et üretimi 646.521 ton, küçükbaş hayvan et üretimi 130.394 ton olup, toplam 776.915 ton kırmızı et üretilmiş iken; 2014 yılı verilerine göre büyükbaş hayvan et üretimi 882.525 ton, küçükbaş hayvan et üretimi 125.747 ton olup toplam 1.008.272 ton kırmızı et üretilmiştir. 2011 yılında kişi başına düşen kırmızı et tüketimi 11 kg iken, 2014 yılında kişi başına düşen kırmızı et tüketimi 14 kg olmuştur. Bu veriler Türkiye’de hayvan yetiştiriciliğine önem verilmesinin gerekliliği anlamına gelmektedir. Bu doğrultuda, anne sığırlara sahip çıkmak, genç dişilerin gereksiz kesilmesini önlemek, süt ve süt ürünleri üretimine önem vermek, hayvan ıslahını sağlamak zorunludur. Bunun yanında sağlıklı büyümeleri ve gelişmeleri için çocuklarımıza gerekli olan kalsiyum ve protein kaynağı süt ve süt ürünlerini küçük yaşta tüketme alışkanlığını kazandırarak hayvan yetiştiriciliğine de katkı sağlanması, sektöre olduğu kadar toplumumuzdaki herkese olumlu katkılar sağlayacaktır.”