Türkiye’nin en önemli tarımsal ürünlerinden yıllık 3 milyar liralık katma değer yaratan üzüme büyük zarar veren salkım güvesi ile kimyasal ilaç kullanılmadan mücadele yöntemi geliştirildi. Yeni yöntemde salkım güvelerinin çiftleşmesi önleniyor ve üzüm bağları salkım güvesi zararından kurtuluyor.
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Bornova Zirai Mücadele Araştırma İstasyonu uzmanlarının geliştirdiği yönteme göre dişi salkım güvesinin yaydığı ve çiftleşmeyi sağlayan “feromon” isimli koku, yapay olarak üretilip üzüm bağlarına asılıyor. Yayıcıların içlerinden salgıladıkları koku ile bağda yoğun bir koku bulutu oluşturuluyor. Bu koku bulutu içerisinde erkekler dişileri bulamıyor ve çiftleşme gerçekleşmiyor. Dişiler döllenmemiş yumurtalarını salkımlara bıraksa bile içinden larva çıkmadığı için salkımlar kurtlanmıyor.
Bu tekniğin 50 dekardan büyük alanlarda daha başarılı sonuçlar verdiğini belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, yöntemin her yıl aynı alanlarda kullanılmasının da başarıyı arttıran faktörler arasında yer aldığını ifade etti. Çevreye ve insan sağlığına duyarlı üretimin yükselen değer olduğuna işaret eden Celep, “Bornova Zirai Mücadele Araştırma İstasyonu’nda çalışan uzmanlarımızın, ilaçlı mücadeleye alternatif, çevre dostu mücadele yöntemleri geliştirmek için uzun yıllar sahada yürüttükleri çalışmalar meyvesini verdi. Saha araştırmaları sonucunda çiftleşmeyi engelleme tekniğinin ülkemizde Salkım Güvesi’ne karşı uygulanabilir olduğu, bu yolla bu zararlıya karşı kimyasal ilaçlamaları azaltmanın ve hatta hiç kimyasal ilaç kullanmamanın mümkün olduğu ortaya çıktı. Söz konusu teknik geliştirildikten sonra üreticilere tanıtıldı ve 2003 yılından itibaren özellikle Manisa’da organik tarım yapan üreticiler bu tekniği benimseyerek kullanmaya başladılar. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Salkım güvesi ile mücadelede bu yeni tekniği kullanan üreticilere 2013 yılından itibaren tarımsal destek sağlamaya başlaması ile bu tekniği kullanan üreticilerin sayısı hızla artışa geçti” diye konuştu.
Türkiye’de 4 milyon 175 bin ton’luk çekirdekli ve çekirdeksiz taze üzüm üretimi olduğu bilgisini veren Celep, şöyle devam etti: “Türkiye yıllık ortalama 280 bin ton çekirdeksiz kuru üzüm üretimi ve yaklaşık 230 bin ton ihracat ile dünya lideri konumunda. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatından her yıl ortalama 500 milyon dolar gelir elde ediyoruz. Yaş üzüm, şarap ve diğer ürünlerle birlikte bu rakam 750 milyon dolara ulaşıyor. Bu ihracatımızın kalıntı ve pestisit sorunu olmadan devamı çok önemli”
SALKIM GÜVESİ İLE MÜCADELEDE PAYDAŞLAR ARASINDA İŞBİRLİĞİ
Üzümde kimyasal ilaç kullanımını azaltmak ve bu amaçla atılan her adıma katkı vermek amacıyla Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, bu tekniği ülkemize kazandıran Bornova Zirai Mücadele Araştırma İstasyonu ve mücadelede kullanılan feromon yayıcılarının Türkiye’deki teknik ve satış sorumlularından Sumi-Agro ve Basf firmaları ile görüşüldü.
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, “Bu çalışmada Bornova Zirai Mücadele Araştırma İstasyonu, Ege İhracatçı Birlikleri ve Sumi-Agro firması ile güç birliği sağlandı. Amaç; bu tekniği daha fazla üreticiye öğretmek ve doğru kullanımını sağlamak. Bunun için bölgedeki önemli noktalarda üretici eğitim toplantıları yaptık. Manisa’nın Salihli ve Saruhanlı ile İzmir’in Menemen İlçesinde Ziraat Odalarında ve köy kahvelerinde düzenlenen eğitimlere çok sayıda üzüm üreticisinin katılımını organize ettik. Bu eğitimlerde Bornova Zirai Mücadele Araştırma İstasyonu’ndan konu uzmanları, Ege İhracatçı Birlikleri ve Sumi-Agro firmasının sahada görevli ziraat mühendisleri görev aldılar. Grup, konu ile ilgili broşür ve afişler hazırladı, eğitim çalışmalarını ihtiyaç duyulduğunda üreticilerin yanında olacak şekilde planladılar” şeklinde konuştu.
SALKIM GÜVESİ ÜZÜME NASIL ZARAR VERİR?
Bu zararlı ile mücadele edilmediği takdirde bağlarda mevcut salkımların çoğu zarar görüyor ve çürüyor. Salkım Güvesi’ne karşı kimyasal mücadele tercih edildiğinde ise ilaçlar doğru kullanılmadığında üretici ve tüketici sağlığı olumsuz olarak etkilenebiliyor.