Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, 18. Milli Eğitim Şurasında sendikalarının önerisiyle şura kararı haline gelen “Yabancı dilde eğitimin yasaklanması ve eğitimin tüm kademelerinde derslerin Türkçe anadilde yapılması” maddesinin hayata geçirilmesini istedi.
İngilizce, Fransızca, Almanca gibi yabancı dilde eğitim ayıbına Kenya, Gana, Uganda gibi sömürge ülkelerde rastlandığını, Türkiye’ye yabancı dilde eğitim politikasının yakışmadığını söyleyen DES Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal yaptığı açıklamada, “Dünya ülkelerine bakın. Hiçbir bağımsız ve onurlu ülkede yabancı dilde eğitim ayıbına rastlayamazsınız. Türkiye, kendisine sömürge ve muz cumhuriyeti görünümünü veren bu özentili, onursuz eğitim politikasından kurtulmalıdır. Sendikamızın 18. Milli Eğitim Şurasında çıkarttığı bu karar biran önce hayata geçirilmelidir” dedi
“YABANCI DİLDE EĞİTİME KARŞIYIZ, YABANCI DİL ÖĞRENİMİNE DEĞİL”
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın Türkçe eğitim ve öğrenimine dönük özel ilgi ve vurgulamalarının yanı sıra dil eğitimi politikaları bağlamındaki pilot uygulamalarını önemli bulduklarını söyleyen Mustafa Topal, yabancı dil öğretimi ile yabancı dilde eğitimin farklı şeyler olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Biz sendika olarak yabancı dilde eğitime karşıyız, yabancı dil öğrenimine değil. Yoksa her liseyi bitiren vatandaşımızın en az bir yabancı dili hakkıyla konuşmasını ve bilmesini isteriz. Öte yandan Türkiye örneğinde olduğu gibi yabancı dilde eğitimin uygulandığı tüm ülkelerde eğitim sisteminin yozlaştığını, bilimsel gelişimin baltalandığını ve gençliğin eğitim aldığı dilin arkasındaki kültüre hayran, kendi değerlerini küçümseyen, kozmopolit bir ruhla yetiştiğine tanık oluyoruz. Çocuklarımız ve gençlerimiz kolej ve üniversitelerde, akademisyenlerimiz bilimsel çalışmalarında yabancı dil dayatmasından dolayı adeta işkence çekmektedir. Yabancı dilde eğitim ve yabancı dil hazırlık sınıfları adı altında milyar dolarlarımız heba olmaktadır.”
Türkiye’nin yabancı dilde eğitim konusunda utanılacak bir durum içerisinde olduğunu ifade eden Mustafa Topal, “Yabancı dilde eğitimin bırakın üniversitelerde ana okullarına kadar özentiyle yaygınlaştırıldığını görüyoruz. Öte yandan yabancı dilde eğitim veren bazı kolej ve üniversitelerin başarısı büyük bir abartı ile reklâm ediliyor. Bu başarı yabancı dilde eğitim yapmalarından değil, seçme öğrenci almalarından ve okullardaki gelişmiş olanaklardan kaynaklanıyor. Diğer bir hususta yabancı dilde eğitimin özentili, taklitçi, batı hayranı bireyler yetiştirdiği ve beyin göçünü tetiklediği ve dilimizin, kültürümüzün gelişmesini engellediği gerçeğidir” açıklamasında bulundu.
“PEDAGOJİK VE SOSYOLOJİK SAKINCALARI VAR”
Yabancı dilde eğitimin zararlarının politik olarak da, pedagojik olarak da ele alınması gerektiğini vurgulayan Mustafa Topal açıklamasında, “Bu konuda hükumet akademisyenler, MEB uzmanları, dilbilimciler, pedagoglar, STK’lar ve aynı zamanda çocukların bir araya geldiği çalıştaylar düzenlenmelidir. Çünkü bu eğitim sorununun sadece siyasal değil, pedagojik, sosyal-psikolojik olmak üzere birçok boyutu da vardır. Eğitimde yabancı dilin kullanılmasının olumsuz pedagojik sonuçları dışında birçok sosyal, siyasal, psikolojik hatta iktisadi sorun doğurduğu da bir vakadır. Çocuklar birden bire yabancı bir dilde eğitimle karşılaşınca birçok travmatik durum oluşuyor. Dil bir iletişim aracı olmanın yanında aynı zamanda akademik gelişimde önemli bir araçtır. Dil ile bilim ve eğitim arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Eğitim dili insanın kimlik kazanmasında, kültürel değerleri içselleştirmesinde, düşünsel yaratıcılığında önemli bir işleve sahiptir” ifadelerini kullandı.
“OSMANLI TÜRKÇESİ DERSİ LİSELERDE SEÇMELİ OLMALIDIR”
Mustafa Topal, Osmanlıcanın, Lise sıralarından itibaren seçmeli ders olmasının, eğitim sisteminin zaruri bir ihtiyacı ve milletin öz vicdanının gereği olduğuna dikkat çekerek, “Osmanlıca, kesinlikle seçmeli ders olmalıdır. Sendikamızın 19. Milli Eğitim Şurasında çıkarttığı "Osmanlı Türkçesi dersinin Sosyal ve İmam Hatip Liselerinde zorunlu diğer liselerde seçmeli olması" kararının biran önce hayata geçirilmesini istiyoruz. Eğitim sistemimizin kapılarını tarihine açmak gerekiyor. Bu eğitimimizi en az çağdaş ve demokratik dünyayla bütünleştirmek kadar önemlidir. Çocuk ve gençlerimizin, hâsılı milletimizin tarihiyle ve ecdadıyla arasındaki duvarı yıkacak yegâne reform, Osmanlıcanın zorunlu ders olarak okutulmasıdır. Türk eğitim sisteminin yaygın, derin ve tarihi sorunlarla karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Kadim medeniyetinin ve şanlı tarihinin bin yıllık birikimine ulaşmak, Yeni ve Büyük Türkiye’nin eğitim hedeflerinden birisi olmalıdır” dedi.
“TÜRKÇE TABELAYA TEŞEKKÜR KAMPANYASI BAŞLATIYORUZ”
Birçok firma ve işyerinin yabancı dilde tabela ve isim kullanmasının önüne geçmek için, Türkçe isimli işyeri sahiplerine ’Teşekkür’ belgesi verme kampanyasını tekrar başlatacaklarını da kaydeden Mustafa Topal, “Dilimiz, küresel saldırılardan en olumsuz nasibini alan değerlerimizin başında geliyor. Dilimizi bu saldırılara karşı korumak milli bir görevimizdir. Sendikamızın kuruluş amaçlarının bir gereği olarak, kentlerimizdeki dükkân ve işyeri adları Türkçe olan işyeri sahiplerine verilmek üzere bir “Teşekkür” belgesi hazırlıyoruz. Bu belgeleri şube ve temsilciliklerimizin bulunduğu il ve ilçe merkezlerimize göndereceğiz. Tabela ve işyeri adı yabancı dilde olmayan işyerleri sahiplerine ‘Teşekkür’ belgelerini basının önünde vereceğiz. Geçmişte, istisnasız, işyerleri sahipleri bu uygulamalarımızdan ötürü bize teşekkür etti, çabalarımızı desteklediklerini ve başkalarına örnek olması için de dükkânının en mutena yerine astığını söyledi. Teşekkür belgesi verme kampanyamızı, dikkatlerini çekmek ve belki kendilerine ilham verir düşüncesiyle belediye başkanlarına da birer yazıya ekleyerek göndereceğiz” diyerek sözlerine son verdi.