CHP PM Üyesi ve Milletvekili Aday Adayı Prof. Dr. Gaye Usluer, Odunpazarı Belediyesi’ne ait aşevini ziyaret ederek burada Emek ve Erenköy mahallelerinden gelen maddi durumu kötü, çoğunluğu mültecilerin oluşturduğu kadınlarla bir araya geldi.
Prof. Dr. Usluer, geçtiğimiz hafta Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün birçok etkinlikle kutlandığını ve farkındalığın arttırılmasına yönelik çalışmalar yapıldığını hatırlatarak, bu nedenle bugün de bir kadın buluşması planladıklarını ifade etti. Aşevinin bahçesinde kadınlarla sohbet eden CHP PM Üyesi Milletvekili Aday Adayı Prof. Dr. Usluer, kadınların sorunlarının çözümünde öncelikle kadınların üretime doğrudan katılımıyla, herkese iş ve aş sağlayarak çözülebileceğini söyledi. Kadınların sorunlarını tek tek dinleyen Prof. Dr. Usluer, bunları not aldı ve ilgili makamlarla görüşeceğini belirtti. Prof. Dr. Usluer, görüşme sonrasında önümüzdeki hafta aşevinde yeniden buluşmak üzere kadınlarla sözleşti.
SALGIN HASTALIKLARA NEDEN OLABİLİR
Eskişehir’de yaşayan mülteciler hakkında da aşevi yetkililerinden bilgi alan Prof. Dr. Usluer, Odunpazarı bölgesinde 341 mülteci bulunduğunu bunların çoğunluğunun Irak’tan gelen Türkmenler, bir bölümünün ise Afganistan’dan gelen mülteciler olduğunu öğrendi. Son bir yılda Eskişehir’in en yoğun göç alan şehirler arasında olduğunu ifade eden Usluer, şöyle konuştu:
“Bunlar genelde çok çocuklu aileler. İşsizlik, yemek, barınma sorunları çok fazla. Özellikle mülteci aileler çocuklarının okula devam edememesinden yakınıyorlar. Devletin mültecilerin çocuklarına yönelik eğitim ve rutin sağlık bakımlarını hızla ele alması ve çözümlemesi gerekiyor. Bu çocukların sağlık takipleri yapılmazsa, özellikle aşılanmalarında aksaklıkların devamı durumunda Suriye’den gelen mülteciler nedeniyle güneydoğu illerimizde yaşanan bulaşıcı hastalıklar Eskişehir içinde sorun olacaktır. Eskişehir’de mülteci aile sayısının artması, mültecilerin aşılarının tam yapılamaması salgın hastalıkların doğmasına neden olacaktır. Devlet, kabul ettiği mültecilerin başta barınma, yemek, eğitim ve sağlıkla ilgili temel ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır.”
CUMHURBAŞKANININ KADIN SÖYLEMİ
Dün Cumhurbaşkanı’nın muhtarlarla yaptığı toplantıyı izlediğini anlatan Prof. Dr. Usluer, şöyle konuştu:
“Toplantıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşinin bir konuşması vardı, kadına yönelik şiddete karşı olduğunu ifade ediyordu. Ardından söz alan Cumhurbaşkanı, ‘Kadınlar da, çocuklar da, engelliler de birer insandır’ dedi. Bu söz beni çok etkiledi. Biz kadınlar olarak birey olma, emeğimizin karşılığını alma mücadelesindeyiz. Herkesin de emeğimizin arkasında olmasını istiyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşıyız diyoruz, kadına yönelik şiddete karşıyız. Diyoruz. Kadınlar toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele ederken, Cumhurbaşkanının ‘Onlar da insandır’ demesi kadına bakış açısı açısından son derece düşündürücüdür. CHP olarak toplumsal cinsiyet eşitsizliğine son vereceğiz. Bu seçimde Türkiye’nin en önemli sorunu işsizlik ve yoksulluktur. Herkese iş ve herkese aş sağlayacağız. "
BÜYÜK BİR KESİM AÇLIK SINIRININ ALTINDA YAŞIYOR
2015 rakamlarına göre Türkiye’de açlık sınırı bin 308 lira, 4 kişilik bir ailenin tüm yaşamsal ihtiyaçları için gerekli paranın ise 4 bin 259 lira olduğunu aktaran Eskişehir Milletvekili Aday Adayı Prof. Dr. Gaye Usluer, şunları söyledi:
“Türkiye’de asgari ücret 949 lira. Türkiye’de asgari ücretle geçine insan sayısına baktığımızda, toplumun büyük bir kesiminin açlık sınırı altında yaşadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu anlamda Eskişehir’deki belediyelerimizin ve bugün ziyaret ettiğimiz Odunpazarı Belediyesi’nin açtığı aşevlerini çok önemsiyorum. Emek ve Erenköy mahallelerine ağırlıklı hizmet veren Odunpazarı aşevi 15 bin kişiye yemek desteği verecek kapasitede. Öğlen ve akşam yemekleri burada veriliyor. Yaklaşık 7 aydır hizmette olmasına karşın tam 750 aileye ulaşılıyor. Kadın çocuklarını doyurmakla sorumlu kişi, bu anlamda bu hizmet, kadını güçlendirmede önemli. Eskişehir bir öğrenci kenti. Barınma ve yemek öğrenciler için iki önemli çözülmesi gereken sorun. Yeni yurt projelerinin yanısıra, Odunpazarı belediyemizin her sabah üniversiteli gençlere sıcak çorba vermesi de güzel bir uygulama, sıcak bir mesaj bence.”
YEMEKLER EVLERE GÖTÜRÜLECEK
Kadınların, gençlerin ve çocukların toplumlarda şiddete en çok uğrayan kesimler olduğunu belirten Usluer, “Belediyeler aşevleri için belli bir bütçe ayırıyor. Günümüzde merkezi yönetimlerin yerel yönetimler üzerindeki kısıtlayıcı, baskılayıcı düzenlemeleri, özellikle kendi görüşlerinden olmayan belediyelerin çalışmalarını engelleyici tutumlarına baktığımızda sosyal demokrat belediyelerin işi hiç kolay değil. Kadınlarımız hergün Odunpazarı Aşevi’ne yemek kapları ile gelip kişi sayısına göre yemeklerini alıp evlerine götürüyorlar. Önümüzdeki günlerde taşımalı bir sistem ile daha uzak mahallelere de aşevinden yemek götürme işlemleri yapılacak. Varlıklı hemşehrilerimizin gerek nakdi gerekse ayni yardımlarını aşevlerine yapmaları daha iyi ve daha bol hizmet açısından önemli" dedi.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET YÜZDE BİN 400 ARTTI
AK Parti iktidarları döneminde Türkiye’de kadına yönelik şiddetin yüzde bin 400 arttığını ifade eden Prof. Dr. Usluer, “Son bir yılda 300’e yakın kadın şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. Bugün Aile ve Sosyal Politikalardan Sorumlu, adından kadının çıkarıldığı bir bakanlığımız var. Bu bakanlığın başında ise hükümetin tek kadın bakanı bulunuyor. Bu bakanımız şiddete uğrayan kadınlara yönelik ‘Şiddete maruz kalan kadınlar bağırsın’ diyerek bir öneride bulunmuştu. Yakın zamanda şiddete kurban giden kızımız, Özgecan da bağırdı ancak onun sesini kimse duymadı. Demek ki sadece bağırmakla çözülecek bir sorun değil. Yasalar, yasaların hayata geçirilmesi ve denetlenmesi gerekiyor. Geçtiğimiz hafta yine AKP’li vekillerden birinin söylediği "tecavüz edilen kadın bağırmadıysa, rızası söz konusudur" söylemi bütün kadınları ürpertti. Tüm bunlar, hepsi kadını aşağılayan, kadını yok sayan söylemler. AKP iktidarının kadını kamusal alandan çıkarıp, kadını eve kapatmaya, kadını birey olarak değil, anne, kız kardeş, eş olarak evin içinde konumlandırmaya çalışan bir zihniyet olduğunu biliyoruz. Sorunun temeli bu yanlış zihniyet zaten. Biz 8 Haziran 2015 tarihinden itibaren bu zihniyete son vereceğiz. Türk toplumu kadını ve erkeği ile bir bütündür, bir cinsin diğerine üstünlüğü yoktur. Kadın ve erkek bir kuşun iki kanadıdır, iki kanat birlikte ve özgürce hareket edebildiğinde Türk toplumu da özgürleşecek ve Türkiye Cumhuriyeti yükselebilecektir” dedi.