8 yıllık görev süresini tamamlayarak görevi Yardımcısı Prof. Dr. Ali Gür’e devredecek olan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, protokol mensuplarıyla bir araya geldiği veda yemeğinde helallik istedi.
GAÜN Seyirtepe Tesisleri’ndeki yemeğe katılanları eşi Öğretim Görevlisi Nuray Coşkun ile birlikte kapıda karşılayan Prof. Dr. Coşkun, yaptığı duygu dolu konuşmasında, göreve başladığında medeniyetlere beşiklik yapmış, destansı bir kahramanlık örneği göstererek, ‘Gazi’ unvanı alan Gaziantep’e yaraşır, kaliteli büyük bir üniversite hedefi koyduklarını belirtirken, “Bu konuda kimle ne yapılabilinirse, kimden ne yarar sağlanabilirse onlarla işbirliğine gittik. Öğrenci sayısını, 11 binden 45 bin’e yükselttik. Fiziki anlamda da büyük bir aşama kaydettik. Kalite açısından bakıldığında da üniversiteyi hep ilk 10 – 15 arasına taşıdık. Bu kentte doğup büyüyen birisi olarak samimi, canhıraş samimi bir çalışma ortaya koymamız gerekirdi. Çalışma arkadaşlarımla bunu yaptık” dedi.
"Gözümüz yükseklerde, ayağımız yerde oldu"
Görev süresi içinde Gaziantep Üniversitesi’nin hep ilklere imza atan bir üniversite olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, “Ama kararlıydık. Gözümüz yükseklerde, ayağımız yerdeydi. Onun için parlayan yıldız parolasını önümüze koyduk. Çok şükür zaman içerisinde hem ülke çapında, hem de uluslararası camiada adımızdan söz edilir bir üniversite olduk. Coğrafi olumsuzluklara rağmen bunu önemli ölçüde de başardık. Bir yandan Suriyelilerin göçü ki onlara bigane kalamayacağımız, hele orayla kadim dostluğumuz var ki onlara kapımızı açtık. Dünyada ilk defa üç dilde, Türkçe, İngilizce Arapça eğitim veren bir üniversite olduk. Program sayımız 120’lerden, bugün 300’lere kadar taşındı. Yabancı öğrenci dedik. Çünkü, bu bir misyondu. Buraya gelen yabancı öğrenciler Türkiye’nin dostu olarak ayrılacak ve bu memlekete her halükarda iyi gözle bakacaktı. 98 ülkeden 3 bin öğrenci aldık. İlçelerimize sahip çıktık. İlçelerdeki en gösterişli binaları yaptık. 8 yılı kimi zaman heyecanlı, sıkıntılı dönemler geçirdik" şeklinde konuştu.
"Yeni Rektör Gür’e övgü"
Rektör Coşkun, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından halefi olarak ataması yapılan ve yemekte hazır bulunan Prof. Dr. Ali Gür’den övgüyle söz etti. Coşkun, "Son 4 yıldaki yardımcılığımı yapmış, beraberimde birçok kara günlerim de birlikte olmuş Ali Gür arkadaşımız, bu atama sürecinde neticede atama makamı olan Cumhurbaşkanımız tarafından atandı. Cuma günü de görevine başlayacak. Kara günlerimiz diyorum çünkü, biz 2012’de bugün çokça bahsettiğimiz o çetenin oyunuyla karşı karşıyaydık. O zaman çok fark edilmemişti belki ama, biz o çetenin oyununa birebir maruz kalan bir ekip olarak olağanüstü bir savaş verdik. Buradaki o Mustafa Peker adını (Dönemin Cumhuriyet Başsavcısı) hiçbir zaman zikretmeden imtina etmeyeceğim. Birkaç tetikçi savcı veya cemaatin maşası olan savcılar aracılığıyla, piyasadaki birkaç gazeteci v.s, ile muhalefetle soru önergesi taşıyarak bizleri sorguya almak, YÖK’te kumpaslar kurarak bizi iftira ve itibar suikastı kampanyalarında bulundular. Ama, korkmadan, yılmadan 17-25 Aralık olduktan sonra Senato Bildirisi ile o çeteye karşı cesurca tavrımızı ortaya koyduk. O günlerden bu günlere geldik. 4 yıldan buyana, 2013’ten sonra ise canhıraş bir mücadelemizi şekilde sürdürerek bu günlere geldik. Şimdi Ali arkadaşım görevi devralacak. Sizlerin huzurunda da söyleyeyim, kendisine o konudaki güvenim tamdır" ifadelerini kullandı
"Çile ile veda"
Üniversite olarak tel duvarlar arkasında kalmayan, yönetici olarak ise sırça köşklerde oturan bir rektör olmadığını belirten Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, başta Vali Ali Yerlikaya ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin olmak üzere kamu ve sivil kuruluşların yöneticileriyle, belediyelerle, ticaret ve sanayi odalarıyla, kentin gelişmesine yönelik önemli işbirliklerine imza attıklarını belirterek emeği geçen herkese teşekkür etti. Rektör Coşkun, Necip Fazıl Kısakürek’in Çile Şiiri’ndeki ‘Öteler, öteler, gayemin malı; Mesafe ekinim, zaman mâdenim. Gökte saman-yolu benim olmalı! Dipsizlik gölünde, inciler benim’ dörtlüğüyle devam ettiği konuşmasını, şöyle sonlandırdı:
“Bu rüya için 8 sene gayret gösterdim. Kusurumuz elbette vardır, çoktur. Bunların hepsinin affını diliyordum. Bu masada olmayanların da kusurlarımızı bağışlamasını istiyor, hepsinin hakkını helal etmesini diliyorum. Yine bu şehirde, dost, arkadaş olarak olmayı arzuluyor, istiyor, hepinizi Allah’a emanet ediyor, Allah’a ısmarladık diyorum.”
Veda yemeği Coşkun konuklara mini birer hediye takdimi ile sona erdi. Coşkun konuklarını halefi Prof. Dr. Ali Gür ile birlikte uğurladı.