Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Öğretim Elemanlarından Yrd. Doç. Dr. Elif Şenel, Öğr. Gör. Nuray Coşkun ve Öğr. Gör. Özlem Coşkun tarafından hazırlanan “Bir Yalan, Üç Kadın” adlı sergi GAÜN Cenani Konağı Kültür Sanat Merkezi’nde açıldı.
Kadının toplumdaki yerine ve kadın-erkek eşitliğine dikkat çekmek, sadece sanatseverlere değil tüm topluma bir mesaj vermek amacıyla gerçekleştirilen serginin açılışında konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, sanatın görsel, edebiyat ve diğer bütün alanlarında üniversite olarak aktif olmaya, bölgede de lokomotif olmaya ve halkla sanatseverlerle iç içe etkinlikler yapmaya gayret ettiklerini belirterek, bu kararlılığı sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi.
Son zamanlarda, kadına yönelik şiddeti çeşitli etkinliklerle kınadıklarını söyleyen Prof. Dr. Coşkun, “Şiddetin toplumdan arındırılması, özellikle kadına olan şiddetin toplumda ortadan kalkması konusunda üniversite olarak bir akademik çabayı toplumla, konuya kafa yoran insanlarla birlikte gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Etik bir zeminin tesisi toplumda mutlaka gerekli” diyerek, aile içerisinden başlayarak ilköğretimden daha üstlere kadar tırmanan bu alandaki etik zemin ve bilinci sağlamak konusunda herkesin duyarlı olması gerektiğine dikkat çekti.
Yrd. Doç. Dr. Elif Şenel, cinsiyet ve cinsel kimlik sembollerinden yola çıkarak hazırladığı soyut geometrik düzenlemelerinin, toplumsal cinsiyetleri ve cinsel kimlikleri eşit kılıp hiçleştiren, önemi insan olmaya atfeden bir yorum taşıdığını ifade ederek, “Eserlerimde, kadının, erkeğin, her iki cinsiyeti bünyesinde barındırmaktan yoksunluğa yakıştırılan hermafroditin, toplum tarafından karanlığa hapsedilirken cesareti ve hislerine saygısı görmezden gelinen transeksüelin yaradılışını tek bir varlık nedenine bağladım. Sadece kadın ya da erkek olmakla değil, cinsel kimliğiyle de kategorize edilen, ötekileştirilen insanların dünyalarının kapılarını kadın duyarlığıyla araladım” diye konuştu.
Çalışmalarının içeriğini imgesel bir anlatımın oluşturduğunu, kadın olmayı çeşitli imgelerle ifade etmeye çalıştığını belirten Öğr. Gör. Nuray Coşkun, “Örneğin, anahtar delikleri ile kadının görünmeyen tarafına vurgu yaparken, kelebek gibi bir kanat çırpışıyla dünyayı değiştirebilecek potansiyele sahip oluşuna yine kelebek imgesiyle dikkat çektim. Kadının özgür kılınması gereğine duyduğum inanca ise, kuş gibi özgürlük timsali imgelerde hayat verdim” dedi.
Çalışmalarının temelini kadın portreleri ile kadına yönelik şiddetin vurgulandığı gazete manşetlerinden seçilmiş yazıların oluşturduğunu söyleyen Öğr. Gör. Özlem Coşkun, “Derinliksiz bir düzlemde oluşturduğum kolaj resimlerimde kullandığım kadın imajları ve yazıların içeriğinin oluşturduğu tezatlık, vurgulanmak istenen sorunun ironik bir anlatımı olarak karşımıza çıkıyor. Sanat tarihine bakıldığında “kadın” figürü çoğunlukla fetiş bir imge olarak ya da kültürler tarafından kendisine biçilen görevleri yerine getirirken resmedilmiştir” diyerek, çalışmalarında bu mantığı reddederek kadını sözünü esirgemeyen bir birey olarak vurguladığını belirtti.