7. Kocaeli Kitap Fuarı’na katılan Sevda Türküsev, medyanın aile üzerindeki olumsuz etkilerini anlattı.
Türküsev, 7. Kocaeli Kitap Fuarı’ndaki söyleşisinde medyada yayınlanan gayri ahlaki programların terör örgütü kadar tehlikeli olduğunu söyledi. Kendisini dinlemeye gelenlerin yakın ilgisiyle karşılaşan Türküsev, Kocaeli Kitap Fuarı’na 6 yıldır katıldığını, fuarın bu nedenli büyümesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne kendisini okurlarıyla buluşturduğu için teşekkür eden Türküsev, "Halkın içinden gelip halkın dilinden konuşunca halkımız samimiyetimizi anlıyor. Konuştuğum her şey, inandığım için söylediğim şeyler. Rüzgarcı olsam çok daha fazla televizyonlarda olurum. Yıllardır magazin programları, dizilere, evlilik programları ve kliplere karşı açtığım bir savaş var. Bunlar gençlerimizin ve kadınlarımızın dünyasına zarar veriyor. Bunu söylediğiniz zaman gerici oluyorsunuz, bu gericilikse ben gericiyim’’ ifadesini kullandı.
Medyanın zararlarına değinen Türküsev, "Gayri ahlaki senaryolarla gençlerimizin zehirlenmesine karşı çıkıyorum. İlk defa bu ülkede açığı, başörtülüsü özgür şekilde dolaşabiliyoruz. Ahlaki değerleri ayaklar altına almak özgürlük değildir. Halkımızda inanç zafiyeti oluşturmaya çalışıyorlar. Din hakkında bir şey söylediğiniz zaman sen yobazsın diyorlar, biz hakikatlerin ne olduğu öğretilerek büyüdük. Günaha girmek insanın fıtratında var. Bütün dizilerde modernlik adı altında gayri ahlaki durumlar normalleştiriliyor. Kimsenin özel hayatı beni ilgilendirmez ama bir toplumun temel taşı ailedir. Bir yandan dini nikahla evlenen insanları linç ederken nikahsız yaşayanları, karısını aldatanlara modern diyorlar’’ şeklinde konuştu.
"Medyanın aile yapısına verdiği zararın bir terör örgütünden farkı yok" diyen Türküsev, sözlerine şöyle devam etti; "Televizyon bugün herkesin evinin içinde, medya kontrolsüz bir güç haline gelmiştir. Terör örgütünün verdiği zarardan daha fazladır. Bir diziyi eleştirdim diye genç kızlar sosyal medyada bana küfür ediyor, ben o kız için üzülüyorum. İnançlarımızı yozlaştırmak için başörtülü kadınlarımızı kötülük yapan, para canlısı, hizmetçi rollerinde kullanıyorlar. Bugün Türkiye üzerinde oynanan oyunların en önemli mecrası medya ve son zamanlarda sosyal medyadır. Algı operasyonu yapıyorlar. Evlilik öncesi ilişkiyi normal hale getiriyorlar. Biz yıllar boyunca erkek kadını aldatır diye kınadık, şimdi eşitliği yakaladık kadınlar da aldatıyor. Özür dilerim ama tüküreyim böyle eşitliğin içine."
Gerçek özgürlüğün hayata karşı sorumluluk duymak olduğunu sözlerine ekleyen Türküsev, "Müslüman Türk toplumunu inançlarından uzaklaştırıp, inançlarımızın ayarlarıyla oynamaya çalışıyorlar. Siz sadece sizinle aynı düşüncedeki insanların kitaplarını okumayın, sizden farklı düşünen insanların kitaplarını da okuyun. Televizyon ve sosyal medyanın kontrolünü elinize alın. Çocukta problem varsa, ailede problem var demektir. Ben okuyan, inançlı, bilinçli, imanlı bir yeni nesil istiyorum. Televizyondaki şiddet içerikli dizilerde insanlara yol gösteriyorlar" açıklamasını yaptı.
Kocaeli Kitap Fuarı gibi fuarların kitap okumayı insanlara sevdirmek için yapıldığına dikkat çeken Türküsev, söyleşisini şu sözlerle tamamladı; "Okumazsanız sorgulama yeteneğiniz olmaz, başkalarının güdümüne girersiniz. Medya kişiyi bencil hale getiriyor. Eğitim ile tahsil farklı şeyler. Çocuklarınız üniversiteyi bitirecek, yabancı dil bilecek ama bunlar tahsil. Eğitim ailede başlar, okulda devam eder. Kadınların hakları üzerinden siyaset yapılıyor ama bakıyorum inadına mini etek, inadına dekolte diyorlar. Sen kadınları cinsel obje haline getiriyorsun. Yaşadığınız gibi inanmaya başlarsanız nefis sizi ele geçirir. Medya aile yapımıza bozmaya çalışıyor. Bu ülkenin yüzde 50’si 90 yıldır eziliyordu şimdi ezilen yüzde elli diğer yüzde elli ile aynı seviyeye geldiği için bu sıkıntı. Bir kadın olarak Türkiye Cumhuriyeti’nde seneler sonra her tip kadının seçilme hakkı olmasından mutluluk duyuyorum. Benim meclisimde her renkten insan olması lazım. İnsanlar kitaba para vermek için düşünüyorlar ama kahve falına baktırmak için para veriyorlar. Medya ve sosyal medyanın kontrolü bizim elimizde olması lazım. Anneler kendisini Hürrem zannederse babalar da kendisini Polat Alemdar zannederse çocuklar da kendilerini, Süpermen zanneder. Yeni Türkiye’de gelişen Türkiye’de özgür, eğitimli, bilinçli, vicdanlı, herkesin görüşlerine saygılı gençlerimiz olmalı. Eğitim anne karnında başlar, bir annenin besmeleyle emzirmesiyle çocuğun dini eğitimi başlar. Ülkemizi sevelim, hakkımızı meşru yollarla arayalım.’’