Konya Sivil Toplum Kuruluşları tarafından yayınlanan deklarasyonda, “Ortak kararımız, kazanımlarımızın kaybedilmemesidir” denildi.
Konya STK Başkanvekili Muhsin Görgülügil tarafından açıklanan 115 sivil toplum kuruluşunun ortak deklarasyonunda şöyle denildi:
“Türkiye’nin kazanımlarının farkında olan bizler; vesayetle, darbelerle, yasaklar ve ‘kutsal devlet’ yalanları ile milletin hak ve kazanımlarının elinden alındığı günlerden gelen bizler, tehditler ve tertiplerle bireysel ve toplumsal geleceğimizin ve hatta istikbalimizin riske atılmasını istemiyoruz. Tüm siyasi yapılar ve toplumsal taraflar şunu bilmelidir ki; sivil iradeyi işlevsiz hale getirmek, millet iradesini yok etmek için kurulan tezgahlara, hazırlanan kumpaslara bir daha düşmeyeceğiz ve bir daha asla izin vermeyeceğiz. Bu anlamda; milletin egemenliğini çalmak, tüm etnik ve inanç kesimleriyle birlikte oluşturduğumuz kardeşliğimizi yok etmek isteyen küresel aktörlere ve onların içerdeki işbirlikçilerine de asla fırsat vermeyeceğiz…”
“28 ŞUBAT SÜRECİ VE BENZERLERİNİ UNUTMADIK”
Deklarasyon şöyle devam etti: “Her alanda istikrarın egemen olmasını isteyen bizler; siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarın toplumlar için değerleriyle birlikte yaşamalarına katkı sağlayan en önemli parametreler olduğunu biliyoruz. 28 Şubat süreci başta olmak üzere, Türkiye’nin tarihi sürecinde insan hak ve onurunu ayaklar altına alan uygulamaları unutmadık. Bin yıl sürmesi arzu edilen bu dönemin, bir takım siyasi muhalifler eliyle tekrar hortlatılmaya çalışılması da gözlerimizden kaçmıyor. Milletin büyük fedakarlıklar göstererek eğitimde, çalışma hayatında ve sosyal yaşamdaki kazanımlarının tekrar geriye dönüştürülmesi çalışmaları, kim tarafından ve hangi gerekçelerle yapılırsa yapılsın, Sivil Toplum Kuruluşları olarak bizler, bu kazanımların kaybedilmemesi mücadelesine önderlik ve öncülük edeceğimizi ilan ediyoruz… Türkiye’deki istikrarın, sadece Türkiye’yi değil; Filistin, Suriye, Bosna, Kosova, Makedonya, Somali, Myanmar, Arakan, Doğu Türkistan ve ortak medeniyetimizin paydaşı olan tüm coğrafyaları ve hatta dünya halklarını ilgilendirdiğini biliyoruz. Bu sebepledir ki; tüm dünya mazlumları için bir güvence olan Türkiye’nin istikrarı, hem korunmalı, hem de güçlendirilmelidir.”
"İSTİKBALE DAİR PLANLARIMIZLA BÜYÜK YÜRÜYÜŞÜMÜZE DEVAM EDECEĞİZ"
“Sivil Toplum Kuruluşları olarak istikbale dair planlarımızla büyük yürüyüşümüze devam edeceğiz” şeklinde devam eden ortak deklarasyonda, “Özelde ülkemiz; genelde medeniyet havzamızla birlikte tüm insanlık için adalet ve merhamet beklentilerinin bir umuttan bir gerçeğe dönüşmesini istiyoruz. Bu beklentimizin bir takım süfli siyasi çatışmalarda harcanmasını ve bir takım ulusal ve uluslar arası operasyonlarda yok edilmesini istemiyoruz. Yarınların bu günleri arattığı değil; yarınların bu günler üzerine inşa edildiği ve kazanımlarıyla yaşayanların mutlu ve müreffeh olduğu bir Türkiye, çabalarımızla süslediğimiz ortak hayalimizdir. Bu nedenle, eski Türkiye’nin hakları gasp edilmiş, özgürlükleri yok edilmiş, etnik kimlik ve ideolojik siyaset anlayışı ile milleti, değerlerini yok sayma çabası içinde olanlara diyoruz ki; Bireysel ve toplumsal haklarımızı ve bu konuda elde ettiğimiz kazanımları siyasi ve ideolojik çatışmalarınıza meze etmenize izin vermeyeceğiz. Etnik kimlik, din, dil ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın Türkiye’yi, bütün vatandaşlarımızı öz vatanı, öz yurdu, ortak mirası kabul ediyoruz. Medeniyet paydaşlarımızla güçlü ilişkiler kurmaya, medeniyet havzamızdaki mazlumlara yardım etmeye devam edilmesi konusunda ısrarlıyız. Seçim beyannamelerinde, İmam-Hatip okulları başta olmak üzere, milletin dini değerlerine dönük eğitimde ve sosyal yaşamda elde ettiği kazanımların yeniden elinden alınacağı vaadiyle oy isteyenleri not ediyoruz. İmam-Hatip okullarındaki gençlerin hayallerini yıkmak ve kesintisiz eğitime yeniden geçmek isteyenlere, tarih ve millet elbette hesap soracaktır. Başörtülü memura, öğretmene, doktora, hakim ve savcıya tahammül dahi edemeyenlerin, onlarla yaşam alanlarını paylaşmak istemeyeceğini biliyoruz. Bu anlayışta onlara, milletin değerleriyle barışma fırsatını kaçırdıklarını hatırlatmak isteriz. Milletin değerleriyle mücadele edenlerle mücadele etmeye ve ‘insan ancak haklarıyla insandır’ demeye devam edeceğiz. Konya Sivil Toplum Kuruluşları olarak istikrarımızın devam etmesi, kazanılmış haklarımızın kaybedilmemesi için ortak aklın gereği olarak 7 Haziran Genel Seçimlerinde bizler sivil toplumun kararlılığını ve duruşunu göstermek için kendimizi mükellef addediyoruz” denildi.