Manisa’nın üzüm diyarı Sarıgöl ve çevresinde bu sene ayaz ve don olaylarından dolayı büyük zarar gören üzüm bağlarında önceki gün de dolu felaketi yaşandı. Birçok bağ tamamen hasar görürken, Üzüm Sen Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu iklim değişikliklerinin son yıllarda özellikle üzüm bağlarında büyük zararlara yol açtığını ve bundan sonra da nasıl bir zarar olup olmayacağının meçhul olduğunu söyledi.
Üzüm-Sen Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu, "Yaşanan ayaz ve don zararlarının önlemleri alınamamış, üreticilerin zararları karşılanamamışken, yaşanan bu dolu felaketi üreticinin yaşadığı zararların tuzu, biberi oldu. Ayaz ve don olayı yaşandığında ’Acilen Manisa bölgesi için Doğal afet durumu ilan edilmeli. Kriz masası kurulmalı. Zarar gören üreticiler doğal afet mağduru kabul edilip bütçeden pay ayrılmalıdır’ diyerek hükümete ve yetkililere seslenmiştik. Şimdi de bu önerimizi tekrarlıyoruz; Yaşanan doğal felaketlerin sorumlusu üreticiler değildir. Enerji, sanayi ve savaş politikalarıyla dünyanın ve atmosferin kirlenmesine neden olan ve bu konuda hiçbir önlem almayan hükümetlerdir, devletlerdir, şirketlerdir. Doğayı katlederek, atmosfere sürekli zararlı gazların yayılmasına göz yumarak küresel ısınmaya sebep oluyorlar. Küresel ısınmanın yarattığı iklim değişiklikleri de mevsimleri bile mevsiminde yaşayamamamıza neden oluyor. Olumsuz sonuçların yükünü ise bizler çekiyoruz. Bilindiği gibi tarımsal ürünler yüzyıllar içinde iklim koşullarına doğadaki diğer canlıların yardımıyla da adapte olarak bu günkü özelliklerine kavuşmuşlardır. Ani iklim değişikliklerinden ilkönce zarar görenler de gene tarımsal ürünlerdir. Koşullara hemen adapte olamamakta, hastalanmakta ve ölmektedirler. Binlerce yılın ortaya çıkarttığı bu canlıları kar hırsıyla yok etmeye kimsenin hakkı yoktur.Bu nedenle hükümetler,devletler acilen doğanın kirletilmesine, küresel ısınmaya ve iklim değişikliklerine karşı önlemler almalıdırlar. Aksi taktirde gıda krizleri kapıdadır.İnsanların gıdaya erişimi engellenmiş olacak, tüm Dünya’da açlık baş gösterecektir." dedi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ:
Yaşanan iklim değişikliklerine en güzel örneklerin bu kış ve bahar aylarında yaşanan olayla olduğunu vurgulayan Çobanoğlu, "Üzüm üreticileri asmalar uyanırken önce don felaketi ile karşılaştılar. Patlamak üzere oluşan bir çok tomurcuğa soğuk vurması nedeniyle tomurcuklar açamadı. Bu nedenle bu yıl üzüm doğuşu rekolteyi olumsuz yönde etkileyecek kadar az oldu. Don felaketinden kurtulup açan bağlar tam filize dönmeye başlamıştı ki; yıllardır kış mevsiminde bile kar yağışı görmeyen bazı üzüm bölgeleri ise Nisan ayında kar yağması nedeniyle bir kez daha don olayıyla karşılaştı. Aradan 10 gün geçmeden tekrar on binlerce dönüm üzüm bağları ayaz felaketinden etkilendi. Manisa ilinin hemen hemen tüm ilçelerini ayaz vurdu. Binlerce dönüm bağdan bu yıl ürün alınamayacak. Bazı bağlar önümüzdeki yıllarda da ürün vermeyecek. Çünkü asmaları çokak (kurumuş asma kütüğü) haline gelmiş durumda. Sökülüp yerlerine yeniden asma dikilmesi gerekiyor. Bu yaralar sarılmamışken, don ve ayazdan kısmen daha az etkilenen bağlar bu seferde dolu felaketiyle karşılaştı. Bir çok bağda yapraklar ve koruk halindeki üzüm salkımları sanki sopayla dövülmüşçesine yerlere döküldü. Bundan sonraki süreçte de mevsimsel olmayan ne tür bir iklim olayıyla karşılaşılacağı, geriye kalan bağların ne kadarının etkileneceği de meçhul. Tüm partilere sesleniyoruz, hemen üreticilerin zararlarını karşılamayı programınıza alın. Çözüm önerilerimizi bir kez daha tekrarlıyoruz. Manisa bölgesi için ’Doğal afet durumu’ ilan edilmeli, Kriz masası kurulmalı zarar gören üreticiler doğal afet mağduru kabul edilip bütçeden pay ayrılmalıdır. Üreticilerin bankalara, kredi kooperatiflerine olan borçları zarar durumlarına göre en az 1 yıl faizsiz ertelenmelidir." diye konuştu.
Bağlarını söküp yeniden tesis edecek olanlara teşvikler uygulanması gerektiğini de kaydeden Çobanoğlu şunları söyledi:
"Bir kısmı hibe şeklinde faizsiz uzun vadeli kredi olanakları sunulmalı tefeci ve bankaların cenderesi altına sokulmamalıdır. Ürünlerini TARSİM’e sigorta ettirenlerin zararlarını TARSİM hemen ödemeli, hasat dönemini beklememelidir. Uzun vadeli ama en kısa zamanda ivedilikle yapılması gereken çözüm önerilerimiz. Küresel iklim değişikliklerine neden olan gıda, enerji, sanayi ve savaş politikalarından derhal vazgeçilmelidir. Devlet erken uyarı yöntemlerine, rüzgar makineleri kurma, havada helikopter dolaştırma, üreticilerin sis makinelerine erişimini sağlamaya dönük yarımları ivedilikle yapmalıdır. Doğa felaketlerine karşı çaresiz değiliz yeter ki önlemleri almayı ihmal etmeyelim. TARSİM yönetmeliği yeniden düzenlenmeli. Çok yıllık bitkilerde sadece o yılın zararı değil gerçek zarar, bağların yeniden tesis edilme maliyetinden, ürün verene kadar geçecek olan yılların gelir elde edilememesi zararı da dahil sigorta kapsamı içine alınmalıdır. TARSİM kapsamında sigorta yaptırılan yerlerin prim ödemesi üreticilerin ödeyebileceği seviyeye çekilmelidir. Ürün çeşitliliğini koruyacak ve ürün çeşitliliği teşvik edilecek bir tarım politikası uygulanmalıdır. Plantasyon, yani ticari amaçla çok geniş alanlarda bir veya bir kaç çeşit ürün yetiştirmeye dayalı tarım metodunu zorlayan tarım politikalarından vazgeçilmelidir."