Mersin Valisi Özdemir Çakacak, yasalarla sağlanan haklara rağmen, ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, kadınlara hala fırsat eşitliğinin tam olarak sağlanamadığını belirterek, “Bu nedenle kadınların toplumsal konumlarına dayalı mevcut engellerin aşılması ve buna yönelik tüm önlemlerin alınması zorunluluğu vardır” dedi.
Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHK) tarafından yürütülmekte olan “İnsan Hakları Kurullarının Desteklenmesi ve Kadın Hakları Projesi” (İNKAP) kapsamında, Mersin’de “İnsan Hakları Bağlamında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve İstihdam Paneli” düzenlendi. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen ve HiltonSA Otel’de gerçekleştirilen panele, Vali Çakacak’ın yanı sıra İNKAP Direktörü Ekin Bozkurt Şener, İNKAP Tanıtım ve Kampanya Kilit Uzmanı Pınar Alkan Yarıkkaya, İNKAP Toplumsal Cinsiyet Uzmanı, Avukat Vildan Yirmibeşoğlu, Mersin’deki ilgili kamu kurumları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, meslek odaları, Mersin Barosu, Mersin Tabip Odası gibi kuruluşların temsilcileri katıldı.
“KADINLARIN VE ERKEKLERİN KARAR ALMA MEKANİZMALARINA EŞİT ŞEKİLDE KATILMALARI DEMOKRASİNİN TEMEL İLKESİDİR”
Panelin açılışında bir konuşma yapan Vali Çakacak, bu tür etkinlikler kadının erkek eşitliği bağlamında düşünüldüğünde çok daha fazla erkeğin de panele katılması gerektiğini vurguladı. “Çünkü bu konu sadece kadınların konusu değil, toplumumuzun konusu” diyen Çakacak, “Ulusal ve uluslararası ölçekte ve insan haklarına ilişkin tüm belgelerde her insanın eşit ve özgür doğduğu, herkesin insan hakları ve temel özgürlüklere hiçbir ayrım gözetilmeksizin fırsat eşitliği çerçevesinde sahip olduğu ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın kabul edilemez olduğu ilke olarak benimsenmiştir. Bu minvalde kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmaları, insan haklarının bir gereği olarak değerlendirilmekte, kadınların siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik hayata katılımını sağlayacak tüm haklardan erkeklerle eşit şekilde yararlanmaları gerektiği kabul edilmektedir. Kadınların ve erkeklerin karar alma mekanizmalarına, süreçlerine ve iş dünyasına eşit bir şekilde katılımları demokrasinin temel bir ilkesi ve gelişmişliğin somut bir ölçütü olarak değerlendirilmektedir. Bu süreç ile sağlanan toplumsal cinsiyet eşitliği modern yaşamı, toplumsal gelişimi ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya ivme kazandıran en önemli hususlardan biri olarak görülmektedir” diye konuştu.
“ÜLKELERİN GELİŞMİŞLİK DÜZEYİ NE OLURSA OLSUN, KADINLARA HALA FIRSAT EŞİTLİĞİ TAM OLARAK SAĞLANAMADI”
Tüm dünyada kadın-erkek eşitliğinde hala olması gereken düzeye ulaşılamadığına da dikkat çeken Çakacak, “Yasalarla sağlanan toplumsal cinsiyet eşitliğine rağmen, eğitim, sağlık, çalışma gibi hayatın temel alanları ile siyaset ve karar alma mekanizmalarına katılım açısından ne yazık ki, ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, kadınlara hala fırsat eşitliğinin tam olarak sağlanamadığı görülmektedir. Bu nedenle kadınların toplumsal konumlarına dayalı mevcut engellerin aşılması ve buna yönelik tüm önlemlerin alınması zorunluluğu vardır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de son yıllarda toplumsal cinsiyet eşitliğinin yasal çerçevesinin genişletildiğini ve kadınların toplumdaki rolünü güçlendirmeyi hedefleyen politikaların yaygınlaştırıldığını dile getiren Çakacak, bu kapsamda başta Anayasa olmak üzere yasal pek çok düzenleme gerçekleştirildiğini kaydetti. Bu düzenlemeler sonucunda yapılan kadın-erkek eşitliğiyle ilgili çalışmaların kamu, yerel yönetim, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları işbirliği ile devam ettiğine işaret eden Çakacak, şöyle devam etti: “Bir toplumda sağlanan cinsiyet eşitliği ile ortaya çıkan üretkenlik ve verimlilik artışı o toplumun ekonomik refah düzeyinin gelişimine katkıda bulunmaktadır. Bu kapsamda sürdürülebilir ekonomik büyüme ve dengeli bir sosyal gelişim için kadın istihdamını teşvik etmek, toplumun öncelik vermesi gereken hedeflerden biri olarak ortaya çıkmaktadır. İş gücü piyasasında kadın ve erkeklerin eşit bir şekilde yer almamaları, toplumun sahip olduğu beşeri sermayeyi, insan kaynağını tam olarak kullanamamasına neden olmaktadır. Toplumun yarısını oluşturan kadınların, diğer süreçlerle birlikte üretim sürecinde yer almaması bu toplumun kalkınmasının önünde bir engeldir. Bu nedenle Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılı olan 2023 yılı için ülkemizin belirlediği, dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içerisinde yer alabilme hedefini gerçekleştirebilmek için kadınların sosyal hayatın her alanında yer alması gerekmektedir.”
“PROJE İLE İNSAN HAKLARI İHLALLERİ BAŞVURU SÜREÇLERİNDE ULUSLARARASI STANDARTLARIN GELİŞTİRİLMESİ ÖNGÖRÜLÜYOR”
Panel öncesinde gazetecilere, “İnsan Hakları Kurullarının Desteklenmesi ve Kadın Hakları Projesi” ile ilgili bilgi veren İNKAP Tanıtım ve Kampanya Kilit Uzmanı Pınar Alkan Yarıkkaya ise projenin Türkiye İnsan Hakları Kurumu tarafından yürütüldüğünü söyledi. İNKAP Direktörü Ekin Bozkurt Şener ve İNKAP Toplumsal Cinsiyet Uzmanı, Avukat Vildan Yirmibeşoğlu ile birlikte açıklama yapan Yarıkkaya, projenin Eylül 2014’te başladığını, Eylül 2016’da biteceğini bildirdi. Projenin çok önemli çıktıları olacağını aktaran Yarıkkaya, “Özellikle insan hakları ihlalleri başvuru süreçlerinde uluslararası standartların geliştirilmesi öngörülüyor. Buna ilişkin çok önemli faaliyetlerimiz, eğitimlerimiz var. Özellikle din ve kanaat önderlerine, din görevlilerine yönelik Türkiye çapında eğitimlerimiz var. Uzun metraj filmlerimiz, çocukların insan hakları konusunda farkındalıklarının artırılmasına yönelik animasyonlarımız, çizgi filmlerimiz var. Proje çok geniş kapsamlı. Yabancı uzmanlarla birlikte çalışıyoruz. Özellikle 81 ilde valilikler bünyesindeki il insan hakları kurullarıyla TİHK arasındaki eşgüdümün güçlendirilmesine yönelik önemli faaliyetler var. Bugün Mersin’deyiz. Mersin kamuoyunun dikkatini tekrar insan hakları, toplumsal cinsiyet ve eşitlik konularına, kadının sos-ekonomik hayattaki yerine, kadın istihdamına, kadına yönelik şiddete çekmek istiyoruz” şeklinde konuştu.