İl İnsan Hakları Kurulu, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Cerrahisi Klinik İdare ve Eğitim Başkanı Prof. Dr. Savaş Demirbilek’in bölümde çalışan 3 doktora mobbing uyguladığı yönünde karar aldı.
İddialara göre, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümü’nde görevli 3 doktor Klinik İdare ve Eğitim Başkanı Prof. Dr. Savaş Demirbilek hakkında 17 Ekim 2014 tarihinde kendilerine mobbing uyguladığı iddiası ile Muğla İl İnsan Hakları Kurulu’na şikayette bulundu. Kurul üyeleri şikayet üzerine soruşturma başlattı. Yapılan soruşturma kapsamında İl İnsan Hakları Kurulu Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümü Klinik İdare ve Eğitim Başkanı Prof. Dr. Savaş Demirbilek’in 3 doktora mobbing uyguladığı yönünde karar verdi.
‘BASKI’ İDDİASI İLE İSTİFA ETTİ
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümünde görevli 3 doktor arasında bulunan Çocuk Cerrahi Doktoru Erden Alper Külcü, kendisine yapılan mobbing nedeni ile görevinden bir süre önce istifa etmek zorunda kaldığını söyledi.
Muğla’nın ilk görev yeri olduğunu ve 1997 yılında göreve başladığını kaydeden Erden Alper Külcü, “1997 yılında çocuk cerrahisi uzmanlığımı aldıktan sonra Muğla benim ilk görev yerim, ben Muğla’nın ilk çocuk cerrahı oldum. Zamanla sayımız 3 uzmana çıktı ve uzun zamandır mesleğimizi anlımızın akıyla, uyum içinde beraber çalışarak sürdürdük. Muğla halkına hiç mahcup olmadık. Devlet Hastanesi ile Muğla Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin birleşmesiyle önümüzde yeni bir kulvar açıldı. İlk başlarda bir öğretim üyesinin liderliğinde çalışacak olmaktan ben ve arkadaşlarım büyük bir heyecan duyduk. Ne yazık ki yetki karmaşası ve kişilik yapılarıyla ilgili yaşadığımız sorunlar nedeniyle belki de başka bir hoca gelmiş olsa çok iyi yürüyecek bu birliktelik biz devlet hastanesi kökenli çocuk cerrahisi uzmanları için zorluklarla dolu bir süreç oldu. Yıllardır başarıyla yapmakta olduğumuz ameliyatlar bizlere yasaklandı, kendi hastalarımızın tedavilerini kendimizin planlaması engellendi, değersizleştirme ve kendini değersiz hissettirmeye yol açan uygulamalarla yıprandık. Bizlerin haklarını koruması gereken makamlardan da beklediğimiz desteği bulamadık. Çalışma şartlarının gittikçe olumsuzlaşması sonucu şartlara dayanamayarak istifa ederek bir hukuk mücadelesi başlattım” dedi.
İl İnsan Hakları Komisyonu’nun aldığı mobbing kararı ile Çocuk Cerrahi servisinde yaşanılanların belgelendiğini kaydeden Külcü şunları söyledi:
“Bizlere yapılan mobbing nedeni ile İl İnsan Hakları Kurulu’na şikayette bulunduk. Başlatılan soruşturma kapsamında muhatap olduğumuz muamelenin adı kurul tarafından ‘mobbing’ olarak kayda geçti. İstifa etmemiş olan diğer iki arkadaşımın halen uğradıkları baskıları görünce, aslında istifa kararımın doğru olduğunu düşünüyorum. Ancak sonuç henüz emeklilik hakkını almadan 22 yıllık memuriyetimi yakmış olmam oldu. İstifa sonrası cerrahiyi bırakıp altı ay işyeri hekimliği yaptım ama sonunda özel bir hastanede kadro bularak cerrahlığa geri döndüm. Bu kadro açılmamış olsaydı cerrahlıktan da olmuş olacaktım. Artık kurulun bu kararı temelinde hukuk mücadelemi sürdürüyorum” dedi.
Muğla İl İnsan Hakları Komisyonu tarafından Savaş Demirbilek’in 3 doktora mobbing yapıldığının tespit edilmesinin ardından Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından bir soruşturma başlatıldı. Son aşamaya gelen soruşturmanın önümüzdeki günlerde tamamlanması bekleniyor.
KURUL ‘MOBBİNG’ DEDİ
İl İnsan Hakları Kurulu tarafından alınan kararda şu ifadelere yer verildi:
“17.10.2014 tarihli dilekçenizde mobbing uygulandığı, yetkilerin kötüye kullanıldığı ile mesleki etiğe aykırı davranışlarda bulunulduğu ifade edilmekte olup başvurunuz kurulumuzun 30 Ocak 2015 tarihli toplantısında karara bağlanmıştır. Kurulumuzun 30 Ocak 2015 tarihli toplantısında Dr. Savaş Demirbilek’in tarafınıza yönelik tutumunun mobbing olduğu, mesleki onurunu zedeleyici bir durum ile karşı kalarak mağdur olduğu, klinikteki bu çatışmalı ortamın hastaların nitelikli sağlık hizmeti almaları hasta haklarını sorunlara yol açtığı, başhekimliğin yazılı başvurularına yanıt vermemesinin hak arama özgürlüğünü zedeleyici nitelikte olduğu ve sorunların yaşanmasında mevzuattaki belirsizliklerin katkısı olduğu yönünde karar alınmıştır”