Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Muş İl Başkanı Fehmi Kuzey Vurar, 1 Kasım milletvekili genel seçimlerinde herkesin istikrara ‘evet’ dediğini belirterek “mazlumla ilgilenme, mağdura destek verme, mahzuna omuz verme de sınır çizgilerimiz değil gönül zenginliğimiz belirleyicidir” dedi.
1 Kasım milletvekili genel seçimlerinde halkın istikrara ve büyük Türkiye’ye destek verdiğini belirten Memur Sen Muş İl Başkanı Fehmi Kuzey Vurar, şöyle konuştu: “Ülkemizin 7 Haziran seçimlerinden sonra siyasi, ekonomik, sosyolojik ve diplomatik bağlamda içine çekilip mahkum edilmek istendiği ‘kara delikler’, bizzat milletin eliyle kapatılmış ve bir daha açılmamak üzere mühürlenmiştir. 7 Haziran seçim sonuçlarıyla siyasi aktörlere uzlaşma hedefli koalisyon davetiyesi gönderen milletimiz; bu davetiyeyi ideolojilerini dayatma, hayırları ile milleti yok sayma ve sırtını terör örgütlerine yaslama merkezli siyaset vizesi olarak kullananlara 1 Kasım’da önüne konulan demokrasi sandıkları üzerinden kurduğu ’istikrar temelli konsolidasyon’ ile ’verdiğim fırsatın tehdide, sağladığım imkanın riske dönüştürülmesine izin vermem’ kararını deklare etmiştir.”
1 Kasım seçimi sonucunda ortaya çıkan tablonun siyaset kulvarının kendi parametreleri üzerinden bütün siyasi partileri sevindirdiğini ifade eden Vurar, “2 Kasım’dan itibaren herkesi sevindirecek, herkese kazandıracak süreç ve sonuçlar için hep birlikte sorumluluk almalı, istisnasız herkes elini, bedenini taşın altına koymalı, sevincini ya da üzüntüsünü ’ötekileştirme’ malzemesi yapmaktan kaçınmalıdır. 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri, milletin meclisinin dört partiden oluştuğu, icraatlarıyla milletin beklentilerini karşılama sorumluluğunu üstlenecek hükümetin ise tek partiden oluşacağı bir siyasi fotoğrafı ortaya koymuştur. Şüphesiz; bu sonuç nedenler ve niçinler üzerinden tartışılacaktır. Ancak, Memur-Sen olarak milletimizin iradesiyle ürettiği bu sonuçla birlikte ortaya çıkan etkilere ve beklentilere yönelik bazı ön hatırlatmaları ve gözlemleri ifade etmek, milletimizin ve kamu görevlilerinin sendikal zemindeki yetkili sivil toplum örgütü olmamızın yüklediği bir sorumluluktur. Bu noktada milletimiz 1 Kasım seçimleriyle etnik temele, dini söylemlere dayalı ayırımı yapılmadan her tür terörün, bütün terör örgütlerinin, terörü destekleyenlerin, terörü besleyen ve terörden beslenenlerin karşısında olduğunu ve terör bitene, silahlar teslim edilene kadar terörle mücadeleye devam edilmesi yönündeki tutarlığını, Türkiye’nin egemenlik alanı elbette sınır çizgileridir.”
“Bugünden itibaren milletin iktidara taşıdığı siyasi partiye ve siyasi liderlere, milletin muhalefet sorumluluğu yüklediği siyasi partilere ve siyasi aktörlere düşen; terörle, vesayetle, devleti kendi mülküne çevirmekle iştigal edenler istisna olmak üzere herkesi kucaklamak, herkesle kucaklaşmaktır” diye vurgulayan Vurar, cuma namazı için izin süresinin arttırılması, sözleşmeli ve 4/C’lilerin kadroya geçişi, ek gösterge adaletsizliklerinin düzeltilmesi, silahlı kuvvetler ve emniyet bünyesindeki sivil memurların mağduriyetlerinin giderilmesi başta olmak üzere 3. Dönem Toplu Sözleşmenin içeriğinde yer alan çalışma konularındaki uzlaşmayı kazanıma dönüştürmenin yattığını söyledi.
Demokratik hukuk devleti noktasında sırtımızda kambur olan kamu görevlilerine yönelik grev ve siyaset yasaklarını sona erdirmek gerektiğini anlatan Vurar, sözlerini şöyle tamamladı: "Yeniden büyük Türkiye’nin yol haritası olacak yeni Anayasa için ter akıtmak, uzlaşma oluşturmaktır. Türkiye’nin dünya devler liginde olmasını sağlayacak ekonomik büyümeyi gerçekleştirmektir. Terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek, terör batağına çekilmek istenen gençlere yeni ufuklar göstererek, yeni umutlar vererek milletine ve devletine hizmet yoluna davet etmektir.”