Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu tarafından “Süt Çocuğunda Beslenmenin Desteklenmesi” konulu bir konferans düzenlendi.
SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen konferansta SAÜ Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nursan Çınar, doğal beslenme ve anne sütü, anne sütünün yararları, yapay beslenme, tamamlayıcı beslenme konusunda katılımcıları bilgilendirdi.
Süt çocukluğu döneminde besin eksikliğinin, çocukluk ve erişkin dönemdeki sağlıkla ilişkili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çınar, “Süt çocuğunun eksik beslenmesi, hedef boyun kısa olmasına, entelektüel performansın daha düşük olmasına, kardiyovasküler hastalıklara, tip 2 diyabete, hipertansiyona ve obeziteye yol açabilir” dedi.
Annenin gebeliği boyunca yeterli ve dengeli beslenmiş olması, sağlıklı bebek dünyaya getirebilmenin en temel koşulu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çınar, “Çocukların beslenmesi anne karnında başlar. Fetal hayattaki olumsuz beslenme, fetüsün organ ve sistemlerinde kalıcı değişikliklere yol açarak yaşamın ileri dönemlerinde önemli hastalıklar için risk oluşturmaktadır” diye konuştu.
Anne sütünün, bebek ve anne için sayısız yararlar sağladığının altını çizen Prof. Dr. Çınar, “İlk 6 ay anne sütü, K ve D vitaminleri dışında, bebeğin tüm gereksinimlerini karşılar. Anne sütünde K ve D vitaminleri dışında, yağda ve suda eriyen vitaminler de yeterli miktarda vardır. Anne sütündeki A ve C vitamini, ilk 6 ay bebeğin gereksinimini karşılar. Aynı zamanda E vitamini kaynağıdır” şeklinde konuştu.
Bebeğin sağlıklı olabilmesi ve hayatta kalabilmesi için doğumdan sonra tutunduğu ilk dal anne sütüdür diyen Prof. Dr. Çınar, “İlk 6 ay, tek başına anne sütü ve tamamlayıcı besinlerle birlikte, 2 yaşına kadar anne sütüne devam edilmesi önemlidir. Ancak, dünyada ilk 6 ayda sadece anne sütü ile beslenme istenilen oranda değildir. Dünya Sağlık Örgütü 2014 verilerine göre dünyada altı aylıktan küçük bebeklerin yüzde 40’ından azı, sadece anne sütüyle beslenmektedir” şeklinde konuştu.
Tamamlayıcı beslenmede ve kritik bir dönem olan ek gıdaya geçiş aşamasında, özellikle hemşirelerin danışman ve eğitici rolü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çınar, “Tamamlayıcı beslenme, tek başına anne sütünün artık yetmediği dönemde besinsel gereksinimleri karşılamak için anne sütü ile birlikte anne sütü dışındaki gıdaların verilmesidir. Tamamlayıcı beslenmeye erken başlanması durumunda akut ishal, alerjik hastalıkların ortaya çıkması ve obezite riski artar. Geç başlanması durumunda ise yetersiz enerji ve besin alımı malnütrisyona yol açar. Demir ve çinko gibi mikro besin eksiklikleri, oral motor fonksiyonlarda gecikme, yeni tat, lezzet ve besinlere alışmasında gecikme ve gıda reddi görülebilir” ifadelerini kullandı.