AK Parti Samsun Milletvekili Adayı Adem Tuncer, temel hak ve hürriyetlerin kullanımı önündeki engelleri kaldırmada AK Parti’nin çok köklü reformlar yaptığını söyledi.
Adem Tuncer yaptığı açıklamada, “Türkiye işkence ve mobbingin yaygın olduğu, medyanın baskı altına alındığı, listesi kabarık faili meçhullerin bulunduğu, mağduriyetlerin dalga dalga büyüdüğü, uzun yargılama süreleriyle adaletin ortadan kaldırıldığı bir ülkeydi. Özgürlüğün adı var ama kendisi yoktu. Ancak 2002 yılında AK Parti’nin iktidar olması ile düşünceyi ifade etmenin önündeki engeller geçmişle kıyas kabul etmeyecek ölçüde kaldırılmıştır” dedi.
İfade hürriyetiyle ilgili suçların tamamına, "Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz" kuralını koyduklarını ve eleştiri hürriyetini teminat altına aldıklarını belirten Tuncer, “Basımevi ve eklentileri ile basın araçlarının, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemeyeceği veya işletmeden alıkonulamayacağını anayasal kural haline getirdik. Geçmişte alınmış binlerce yayın yasaklama, toplama ve el koyma emirlerini kaldırdık. Yasaklanmış, toplanmış ve el konulmuş eserleri hürriyetine kavuşturduk” diye konuştu.
İŞKENCEYE SIFIR TOLERANS
İşkencenin, Türkiye’nin gündeminden çıktığını ifade eden Adem Tuncer, “İktidarlarımız döneminde işkenceye sıfır tolerans politikasını hayata geçirdik. İşkence suçlarına uygulanan cezaları arttırdık, bu suçları işleyenler bakımından zaman aşımını kaldırdık. ‘İşkenceye Karşı BM Sözleşmesine Ek İhtiyari Protokol’ onaylanarak iç hukuka dahil edildi. Faili meçhul cinayetler dönemine son verdik, mafya ve çeteleri ülke gündeminden çıkardık. Bilgi edinme hakkını kabul ederek, vatandaşlarımızın bilgi edinmesini imkansızlaştıran uygulamaları ortadan kaldırdık. 28 Şubat döneminde mağdur edilenlerin mesleklerine geri dönmelerini sağladık” şeklinde konuştu.
UZUN YARGILAMAYA TAZMİNAT
Uzun yargılamalardan kaynaklanan AİHM önündeki derdest başvurularını çözmek için, iç hukukta tazmin komisyonu kurduklarını anlatan Tuncer şöyle konuştu: “2013 yılı Şubat ayından bu yana faaliyet gösteren İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, vatandaşlarımızın mağduriyetlerini önleyecek çok sayıda karar aldı. Vatandaşlarımızın idare karşısında uğradıkları haksızlıkları gidermek ve şikayetlerini mahkemeye gitmeden sonuçlandırmak amacıyla Kamu Denetçiliği Kurumu’nu kurduk.”
TOPLANTI VE GÖSTERİ HAKKINI GENİŞLETTİK
Örgütlü toplumun bir gereği olarak, özgürlükçü bir Dernekler Kanunu ile Sendika ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun çıkarıldığını ifade eden Milletvekili adayı Adem Tuncer, “Toplantı ve gösteri hakkının kullanılması imkanlarını genişlettik, azınlıklara ait cemaat vakıflarının mülk edinmelerinin kolaylaştırılması ve özgürlük alanlarının genişletilmesi konusunda esaslı değişikliklere gittik. Anayasamızdaki aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz hükmünü kaldırarak sendika özgürlüğünü geliştirdik. Kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı getirerek kamu çalışanlarının sendikal haklarını geliştirdik. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını getirdik. YAŞ ve HSYK kararlarını kısmen yargısal denetime açtık, yıllarca vesayet altında kalmış siyaset kurumuna, itibarının iadesi ve özgüveninin yeniden kazandırılmasını sağladık” açıklamasında bulundu.
BAŞÖRTÜSÜ SERBEST, İNANÇ ÖZGÜR
Kız öğrenciler, kadın kamu çalışanları ile milletvekillerinin kıyafetlerine ilişkin kısıtlamaları kaldırdıklarını dile getiren Tuncer, “Bu çerçevede, başörtüsü ile sair kısıtlayıcı düzenlemeler artık tarihe karışmıştır. Kişi güvenliği konusunda, orantısız güç kullanımının cezasını arttırdık, gözaltı koşullarını iyileştirdik, tutuklu ve hükümlülere yakınlarının cenazesine katılma ve ağır hastalık durumlarında ziyaret imkanını getirdik, anadilde savunma yapma imkanını tanıdık. Kişisel kaygılara son vermek için vatandaşlarımızın kişisel verilerinin korunmasını anayasal bir hak olarak ilk defa düzenledik” ifadelerini kullandı.
Daha fazla siyasi partinin devlet yardımı alması için, siyasi partilere devlet yardımının kapsamını genişlettiklerini kaydeden Tuncer, açıklamasını şöyle tamamladı: “Sivil toplum kuruluşlarına (STK) yönelik önemli idari ve yasal düzenlemeler yaparak, örgütlenme hak ve özgürlüğüne daha fazla imkan sağlayan bir ortam oluşturduk. Daha sayamadığım düzenlemelerle temel hak ve hürriyetlerin kullanımı konusunda reform yaptık. Bu güzelliklerin kaybolmaması için AK Parti’nin daha kuvvetli bir şekilde tek başına iktidar olması lazım.”