Education First adındaki bir dil okulu tarafından yapılan araştırmada; anadili İngilizce olmayan ülkelerdeki İngilizce bilme seviyesi ölçülmüştür. 2018 yılında dünya genelinde 88 ülke arasında ve yaklaşık 1.3 milyon kişiyle yapılan araştırma sonuçlarına göre Education First tarafından İngilizce Yeterlilik Göstergesi (English Proficiency Index) listesini yayımlanmıştır.

1’den 100’e kadar İngilizce sayılar bilgisinin yaklaşık olarak temel düzeyde İngilizce bilme oranına denk geldiği değerlendirilecek olunduğunda; Türkiye’de İngilizce bilme oranının 88 ülke arasında 73. sırada olduğunu söylemek mümkündür. İsveç ile Hollanda’nın hem dünya hem de Avrupa sıralamasında 70.72 ve 70.31 puanla ilk iki sırayı aldığı araştırmada, ülkeler İngilizce bilme oranlarına göre 5 farklı kategoride değerlendirilmiştir. Çok iyi, iyi, orta, kötü ve çok kötü olarak ülkelerin ayrıldığı bu sıralamada; Türkiye, İngilizce bilme oranı açısından çok kötü olarak nitelendirilmiştir. 

2012 yılından beri Education First tarafından her yıl düzenli olarak yenilenen bu listede Türkiye, ilk yıl 32. sıradayken; 2017 yılında ise 62. sıradaydı. Ancak yalnızca bir sene sonra Türkiye’de İngilizce bilme oranı 11 basamak gerilerek 73. sıraya düşmüştür. Bu listedeki ülkelerin anadilleri İngilizce olmadığından alınan ölçüt, ülkelerde genel olarak İngilizce bilgisini ölçmeye ilişkindir.

Aynı zamanda yapılan araştırmanın diğer verileri de çarpıcılığını sürdürür niteliktedir. Araştırmanın ortaya çıkan sonuçlarına göre Türkiye’nin en yüksek İngilizce seviyesine sahip ili Ankara ilidir. Bunu takip eden diğer iller ise İstanbul, İzmir, Eskişehir, Adana, Mersin, Bursa ve Antalya’dır. Türkiye’nin en çok İngilizce konuşulan kenti olan Ankara’dır. İngilizce yeterlilik seviyesinde bölgeler temel alınarak inceleme yapıldığında bölgesel açıdan da İç Anadolu İngilizce yeterliliğinde ilk sırada yer almakta, ardından bu bölgeyi Marmara ve Ege bölgeleri izlemektedir.

Türkiye’nin uluslararası düzeyde geçerli olan yabancı dil sınavları oranlarındaki sonuçlar ise pek de yüksek değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ortalama TOEFL sınavı skoru 78, IELTS sınavı skoru ise 6,4’dir. Aynı zamanda yine aynı araştırma sonuçlarına göre ise; devlet harcamalarının eğitime ayrılmış kısmı %13.1’dir. Bu oran, genel olarak eğitim harcamalarına karşılık gelmekte; yalnızca İngilizce açısından değerlendirildiğinde bu oran çok düşük rakamlarda kalmaktadır.

Buna dayanarak EUROSTAT verilerine dayanarak yapılan gözlemler sonucunda da; Türkiye’de 1’den 100’e kadar İngilizce saymayı bilenlerin oranı %19.2 olarak değerlendirilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun %15.9'u 1 yabancı dil, %2.3'ü 2 yabancı dil, %0.3'ü 3 yabancı dil bilmektedir.  Türkiye nüfusunun %81.8'i ise herhangi bir yabancı dil bilgisine sahip değildir.

Türkiye'de İngilizce öğrenim oranı neden düşük?

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı ya da kısaca TEPAV tarafından yapılan araştırma sonucunda; Türk devlet okullarında İngilizce öğrenimiyle ilgili veriler derlenmiştir. Türk devlet okullarında İngilizce öğrenimine ve öğretimine ilişkin düşüncelerinin yansıtıldığı bu araştırmada; söz konusu analiz geniş kapsamlı bir öğrenci ve 4. sınıf öğrenci velisi örneklemine ve az sayıda öğretmenden elde edilerek oluşturulmuştur. Araştırmada Toplam 19.380 öğrenci, 1.394 veli ve 78 öğretmene anket uygulanmıştır.

Ailedeki çocuk sayısının fazla olması ve velilerin de İngilizce bilme düzeylerinin düşük olması; çocukların da İngilizce öğrenme süreçlerine olumsuz etki yansıtmaktadır. Gerek öğrenciler gerekse veliler İngilizce öğrenmenin kesinlikle gerekli olduğunu düşünmesine karşın; aslında her iki grubun da İngilizce bilgisi yeterli düzeyde olmadığı araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin %74’ü İngilizce’yi gerekli bir dil olarak görmekte ve bunun yanında velilerin %94’ü İngilizce’nin çocuklarının öğrenmesi gereken en önemli yabancı dil olarak nitelendirmektedir. Ancak velilerin ve çocuklarının 1’den 100’e kadar İngilizce sayıları bilecek ölçüde temel İngilizce bilgisine sahip olma oranları ise %32’den öteye gitmemektedir.

Türkiye’de İngilizce öğrenim oranının düşük olma sebebi; aslında hiç İngilizce dersi verilmemesi gibi keskin bir ayrım değildir. Okullarda verilen İngilizce ders saati sayısının azlığı, öğrencilerin eğitim müfredatlarının yetersizliği, ders kitaplarının görece yetersiz olarak hazırlanması ve öğrencilerin İngilizce öğrenmeye aile ortamından itibaren yeteri kadar sevk edilememesi neden olmaktadır.

Türkler İngilizceyi en iyi konuşan kaçıncı millet?

Dünyada anadili İngilizce olan ülke sayısı 53 adettir. Education First tarafından yapılan araştırmalara göre anadili İngilizce olmayan diğer 88 ülke incelenmiş ve onların İngilizce yeterliliği test edilmiştir. Anadili İngilizce olmayan ülkeler açısından değerlendirildiğinde Türkiye 88 ülke arasında 73. sırada yer almaktadır. Bu ölçekte anadili İngilizce olan ve olmayan ülkeler açısından değerlendirildiğinde Türkiye; 120’li sıralarda yer alan bir ülke olarak varlığını sürdürmektedir.

İngilizce’de sırası ile sayılar.

Türkiye'deki yabancı dil öğrenimi nasıl iyileştirilebilir?

İçeriğin ilk etaplarında yapılan araştırmalar temel alındığında söylenebilir ki; Türkiye’de yabancı dil öğrenimi ciddi bir sorundur ve bu sorunu çözmek için birtakım eğitim reformları uygulamak şarttır. Türkiye’de yabancı dil öğrenimi iyileştirme konusunda yapılan çeşitli araştırmalar sonuçları görüldüğünde aslında Türkiye’de yabancı dil öğrenimi eksikliğinin tek bir nedene bağlı olmadığını görülmektedir. 

  • Yeni bir eğitim politikası oluşturmak: İngilizce eğitiminin Türkiye’deki seviyesini geliştirmek, azından İngilizce sayılar gibi temel düzeyde İngilizce bilgisini kişilere kazandırmak için yapılan tüm araştırmaların ortak noktasında Türkiye’deki yabancı dil eksikliği konusundaki en net eksiklik öğretim politikası ve planlamasının olmamasından kaynaklıdır. Buna bağlı olarak birçok sorunsal ortaya çıkmıştır. Yabancı ülkelerde birebir uygulanan eğitim metotları, Türkiye’de etkili sonuçlar doğurmamaktadır. Bu nedenle Türkiye’de İngilizce seviyesini artırmak için ilk olarak Türkiye’nin kendine özgü dil bir eğitim öğretim programı ve yöntemi oluşturması şarttır. Yurtdışındaki programların ülke şartlarına uyarlanmadan, ülkenin sosyo-kültürel yapısına bakılmadan olduğu gibi alınması, yabancı dil öğrenme ve öğretme konularında ne yazık ki başarısızlığa neden oluşturmaktadır.


Türkiye’de dil öğrenme-öğretme sorununa dair çalışmalar oldukça eski tarihlere dayandırılmaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere, yabancı dil öğrenme –öğretme sorununun Türkiye’nin genel yapısıyla ilgili olduğunu anlamak pek de zor değildir. O halde dış ülkelerdeki doğru bir biçimde uygulanan programlar, göz ardı edilmeksizin mevcut yapının özelliğine hitap eden bir dil politikası geliştirilmesi şarttır.

Yeni uygulanacak olan eğitim politikasında öğrencilerin en uygun şekilde başarıları değerlendirilmeli, kendileri için en doğru olan öğrenme metodu uygulanmalıdır. Aynı zamanda sınıflardaki mevcut kişi sayısı azaltılmalı ve dil öğrenmek için kişi sayısı en az düzeyde tutulmalıdır. Aynı zamanda okullarda bireylerin İngilizce öğrenmelerine katkı sağlayacak kaynaklar da temin edilmiş halde bulunmalıdır.

  • Ağırlıklı olarak dil bilgisi eğitimi vermemek: Türkiye’de yabancı dil eğitimi her ne kadar görece erken yaşlarda çocuklara kazandırılmaya çalışılıyorsa da; verilen yabancı dil eğitim şeklinin farklılığından kaynaklı olarak gençler İngilizce öğrenememektedir. Verilen eğitimin ağırlıklı olarak dil bilgisi kurallarıyla verilmesi öğrencilerin kalıcı olarak İngilizce öğrenememesine zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle eğitim politikasında ve buna bağlı olarak müfredatta yapılan değişiklikte ilk olarak İngilizcenin öğretim şekli değiştirilmeli; dilbilgisi ağırlıklı bir eğitimden ziyade, pratik yapmaya dayalı bir yol benimsenmelidir.
     
  • Öğrencilere gerekli motivasyonu sağlamak: Gençlerin istedikleri konuda başarılı olması için yapması gereken ilk şey; aslında o konuda isteklendirme kazanmasıdır. İngilizce öğrenmek uzun soluklu bir süreçtir. Bu nedenle gençler, dil öğrenirken sıkılmamalı, uzun süre boyunca çalışacak olsalar da; motivasyonlarını hiç kaybetmemelidir. Bu sayede başarı kaçınılmaz olacaktır.


Dil öğrenme hususunda bireylerin öğrenme ve algılama stillerinin farklı olması da önemli bir etkendir. Eğitimciler öğrencilerinin motive olacakları yolları keşfetmeli ve gençlere bu doğrultuda eğitim vermelidir. Bu konuda Lightbown ve Spada (2007)’nın araştırmalarına göre, yetişkinlerin çocukları doğru bir biçimde yönlendirmeleri büyük önem taşımakta olup; yanlış bir şekilde yapılan yönlendirmelerin öğrenme konusunda durağanlaşmaya neden olacağı bilinmektedir.
 

  • İngilizce ders saatlerini artırmak: Türkiye’de İngilizce eğitiminin kalıcı hale gelmemesi, gençlerin uzun süre dile maruz kalmamasından kaynaklanmaktadır. Bir dili öğrenmenin en iyi yolu, o dili mümkün olan en uzun süre boyunca öğrenmek veya konuşmaktır. Bu nedenle Türkiye’deki yabancı dil öğreniminin iyileştirilmesi için ders saati yetersizliği sorunu kısa süre içinde çözülmeli ve öğrenciler daha fazla İngilizce öğrenme saati imkânına sahip olmalıdır.

  • Çocuklara İngilizce diziler, filmler izleme alışkanlığını kazandırmak: Bilindiği üzere bir dili öğrenmek isteyen herkese o dilde bir şeyler izleme ya da dinleme gibi önerilerde bulunulmaktadır. Türkiye’de yabancı dil eğitimini iyileştirmek, en azından temel düzeyde İngilizce bilgisi verebilmek için daha küçük yaştan itibaren gençlere, o dille haşır neşir olma isteği kazandırılmalıdır. Bunun için de okula başlanan ilk yıllardan itibaren çocuk dizileri, filmleri, çizgi filmler zaman zaman İngilizce olarak çocuklara izlettirilmeli, velilere de aile ortamında İngilizce konuşulması gerektiği aktarılmalıdır.

  • Sağlıklı beslenmek: Herhangi bir ders öğreniliyor olunursa olunsun, öğrenme sürecini hızlandırmak ve çocukların hafızasını geliştirmek amacıyla beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiği yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Burada aile üyelerine büyük rol düşmekte; çocuklarının sağlıklı gıdalarla beslendiklerine emin olmaları ve orantılı olarak beslenmelerini takip etmeleri şarttır.

Okullarda öğretilen İngilizce neden unutuluyor?

Okullarda öğretilen İngilizcenin unutulma nedenlerinden ilki; İngilizcenin kalıcı bir şekilde gençlere kazandırılmamasından ileri gelmektedir. Gerek ağırlıklı olarak verilen dilbilgisi eğitimleri, gerek ders İngilizce ders saatlerinin azlığı, gençlerin okullarda İngilizce öğrenmeleri konusundaki temel engellerdendir.

Verilen bilgilerin hep aynı düzeyde verilmesi de, her öğrencinin aynı şekilde ilgisini çekmemekte ve bu nedenle öğrenciler İngilizce öğrenme konusunda gerekli motivasyona sahip olamamaktadır. Öğrenilen bilgilerin kullanım alanlarının seyrek olması da İngilizcenin unutuluşuna sebep olan bir diğer faktördür. Çünkü bir dili öğrenmenin en iyi yolu; o dili uzun uzun konuşmak, öğrenilen kelime ve kalıpları tekrar etmekten geçmektedir.

İş hayatında ve eğitim hayatında İngilizce zorunluluğu doğru bir uygulama mı?

İş hayatında ve eğitim hayatında İngilizce gitgide artan bir öneme sahip olmakta ve İngilizce bilmek bireyler neredeyse zorunlu bir hale gelmektedir. Bunun en temel nedeni; özellikle iş hayatında ülkeler ve çeşitli kuruluşların birbirleriyle sıklıkla ticaret anlaşmaları yapmaları gibi çeşitli konularda etkileşime geçmeleridir.

Değişen ve her geçen gün gelişen dünya koşullarının getirisi olan küreselleşme sayesinde; dünya genelindeki herkes birbirleriyle iletişime girmeye başlamıştır. Dünyada çok fazla ülkede konuşulan İngilizce de artık küresel ölçekli bir dil haline gelmiş; bu nedenle iş hayatında İngilizce büyük bir öneme sahip olmuştur. Artık İngilizce sayılar gibi temel düzeyde İngilizce bilgisinden ziyade; bireylerden daha yüksek ölçekte bir İngilizce yeterliliği sunmaları istenmektedir.

Üstelik bu durum yalnızca iş hayatında değil; eğitim hayatında da geçerlidir. Üniversite yıllarında hazırlık eğitiminin verilmesi; gençlere İngilizce bilgisi kazandırmaya yönelik uygulamalardandır. Bu sayede öğrenciler, diledikleri İngilizce makaleleri okuyabilmekte ve bilgi birikimlerini ileri düzeye taşıyabilmektedir.

İngilizce bilgisi yalnızca hazırlık yıllarıyla da sınırlı olmayıp; yüksek lisans ve doktora yapmak isteyenler için de geçerlidir. İster yurt içinde, ister yurt dışında eğitim alın; İngilizce bilgisini resmi olarak kanıtlayan sınavlarla tescillemek; akademik hayatta İngilizce’nin önemini gözler önüne sermektedir.

Yukardaki sunulan argümanlara göre, İngilizce zorunluluğunun doğru bir uygulama olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü artık hiçbir ülke kapalı bir kutu edasıyla yalnızca kendi dillerini konuşarak varlıklarını sürdürememekte; dış ülkelerle çeşitli noktalarda iletişime geçmektedirler. Bu nedenle küresel bir dil olan İngilizce’yi bilmek oldukça gereklidir.

İngilizce bilme ve konuşma becerilerinizi arttırmak için Cambly ve İnteringilizce gibi kuruluşları kaynak olarak kullanabilirsiniz.

https://www.interingilizce.com/blog/

https://www.cambly.com/english?lang=tr

İngilizce sayı saymayı bilmek neden önemlidir?

Bir dili öğrenmenin ilk koşullarından biri o dilin alfabesini ve sayılarını öğrenmektedir. İngilizce öğrenmek isteyen herkesin yapması gereken ilk şeylerden biri İngilizce sayıları öğrenmekten geçmektedir. Peki, ama İngilizce sayı saymayı bilmek neden bu denli gereklidir?

Bir dilin mantığını çözmek için o ülkenin sayısı sistemini bilmek büyük bir kolaylıktır. Sayı sisteminin bilindiği herhangi bir dilin; ne kadar değişmiş olursa olsun, hangi çağda ortaya çıkmış olursa olsun, karşıdaki kişiyle iletişime geçildiği anda sorunları çözmektedir.

İngilizce konuşulan bir ülkede alışveriş yaparken, saate bakarken veya birine saati söylerken, bir yeri tarif ederken ya da bir şeyin miktarından bahsederken; kısacası akla gelmeyecek sayısız anlarda İngilizce sayılar kullanılmaktadır, bu yüzden İngilizce öğrenmek isteyen herkes tarafından bu konu keşfedilmelidir. Her ne kadar ilk etapta zor gibi görünse de; aslında oldukça kolay bir konudur.

İçerikte Türkiye’de İngilizce seviyesinin ne düzeyde olduğundan bahsetmenin yanı sıra; daha iyi İngilizce öğrenmek ve öğretmek için yapılması gerekenlerden de kısaca bahsedilmiştir. Aynı zamanda İngilizcenin en temel konularından biri olan İngilizce sayıların yazılışı ve okunuşu konusunun neden öğrenilmesi gerektiğine yanıt aranmıştır. İngilizce öğrenmek kimine göre iş, kimine göre eğitim amacıyla önemlidir. Ancak sonuç her ne olursa olsun, bu dünya dili hemen herkesin az çok bilmesi gereken bir şeydir.