AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Libya hükümeti ile imzalanan deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşmanın önemine değinerek, "Bu anlaşma bizim için tarihi önemde bir anlaşmadır. Türkiye Akdeniz'den silinmek istenen bir ülke olmaya rıza göstermemiş ve Akdeniz'deki varlığını bu anlaşma ile birlikte ortaya koymuştur" dedi. AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Medeniyet Derneğince Türkiye Diyanet Vakfı'nda düzenlenen 'Ortadoğu'da Yeni Dengeler ve Barış Pınarı Harekâtı' programında konuştu. Kurtulmuş, son toplanan NATO toplantısının uzun süre konuşulması gerektiğini ifade ederek "Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'daki NATO müttefikleri arasındaki önemli görüş ayrılıklarının ortaya çıktığı bir platform olmuştur. Bu sadece bir toplantıya yansıyan görüş ayrılıkları değil, Amerika ve Avrupa'nın arasındaki çıkar farklılıklarının tezahürüdür. Fazlasıyla da bu farklılıklar, Ortadoğu siyaseti üzerinde kendisini göstermektedir. Bu önemli gelişme yani küresel siyasetin temel unsurlarında fevkalade ciddi gelişmeler ortaya çıkmış olması gerçekten bu anlamda bölge siyasetini yakından ilgilendiren önemli bir gelişme olarak duruyor. Ve önümüzdeki süreçte belki 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl sürecek olan bir alan olduğunu ifade etmek isterim" dedi. '4 HEDEFİMİZİ DE GERÇEKLEŞTİRDİK' Ortadoğu'da Türkiye ve İsrail'in güçlendiğini ifade eden Kurtulmuş "Türkiye bu coğrafyada daha da güçlü bir şekilde varlığını sürdürebilmek için iki önemli ve tarihi adımı atmıştır. Bunlardan bir tanesi Barış Pınarı Harekatı, öncesindeki Fırat Kalkanı Harekatı ve Zeytin Dalı Operasyonları bunların üçü birbirinin devamıdır. Bunlarda 4 temel hedefimiz vardı; Birincisi Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye gelen terör saldırılarını sonlandıracağız. İkincisi tabiri caizse orada bir terör örgütleri cenneti kurmuş olan terör örgütlerini o coğrafyadan silip atacağız. Üçüncüsü Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayarak, bölünmesinin önüne geçeceğiz. Dördüncüsü ise Barış Pınar Operasyonu ve diğer operasyonlarla oluşturduğumuz o güvenli bölgeye Suriyeli göçmenlerin güvenli bir şekilde geçmesinin sağlayacağız. Bu çerçevede Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik yapmış olduğu bu operasyonlarda bu dört hedefin hepsinin de gerçeklemiş olduğunu bugün iftiharla görüyoruz" diye konuştu. '5'İNCİ ALAN SİYASİ ALANI DOLDURMAKTIR' Barış Pınarı Harekatı’nda yüzde 70 yerli ürün kullanıldığının altını çizen Kurtulmuş şöyle konuştu: "Ele el avuç açarak bir şey olmuyor. Türkiye’nin kendisi üretmesi kendisi güçlü olması lazım. Bu harekatta yüzde 70 yerli mühimmatla, araçla, gereçle mücadele ettik. Türkiye ekonomik olarak, toplumsal olarak, demokratik olarak, devlet millet kaynaşması açısından çok daha güçlü bir hale geldikçe Allah’ın izniyle bu projelerin hepsi bir şekilde çöp tenekelerine atılmış olacak. Dört temel hedefini gerçekleştirmiş bir ülkeyiz. Şimdi beşinci alan önümüzde duruyor. Beşinci alan da siyasi alanı doldurmaktır. Emperyalist güçler, bölge halklarını daha fazla bölmek, daha fazla parçalamak, zihinlerini, gönüllerini bölmek için mi mücadele ediyorlar. Türkleri, Türkmenleri, Arapları, Kürtleri, Müslümanları farklı unsurlarla birbirlerine düşman mı etmek istiyorlar. Türkiye’nin siyasi olarak üzerine düşen bu bölge halklarının hepsinin çekim merkezi olan büyük bir ülke olmaktır." 'DAHA ZOR BİR SÜRECE GİRDİK' Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada herkesin dostu ve kardeşi olduğunun altını çizen Kurtulmuş "Türk’ün de, Kürt’ün de, Arap’ın da bu coğrafyanın gayri Müslüm unsurlarının da hepsinin de gözünün içine baktığı ülke Türkiye’dir. İnanın ki savaş meydanında ya da operasyon meydanında verilen mücadeleden daha zor bir sürece girdiğimizi ifade etmek istiyorum. Türkiye kalpleri bütünleştirecek, bir araya getirecek, insanlar arasındaki farklılıkları ortadan kaldırmaya gayret edecektir" dedi. 'TARİHİ ÖNEMDE BİR ANLAŞMADIR' Libya hükümeti ile imzalanan deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşmanın önemine değinen Kurtulmuş, şunları söyledi: "Bu anlaşma bizim için tarihi önemde bir anlaşmadır. Abartısız söylüyorum Napolyon’un Mısır’ı işgaliyle birlikte başlayan süreçte özellikle Akdeniz’de dağılan o siyasal tavrımızı yeniden gündeme getiren önemli bir anlaşmadır. Bu anlaşma ile ilk sefer münhasır ekonomik bölge oluşturdu Türkiye. Bunun kayıtları parlamentodan da geçti Cumhurbaşkanımız dün imzaladı. Bundan sonra da bu Birlemiş Milletler'de kayıtlı, Türkiye'nin ortak olduğu münhasır ekonomik bölgesi olacaktır. Sykes-Picot gibi bir harita daha var. Sevilla Haritası; Türkiye'yi kendi karasularının çok gerisine hapseden Ege ve Akdeniz'e çıkmasına müsaade etmeyen o haritayı fiilen anlamsız hale getirdik. Doğu Akdeniz'deki bütün egemenlik haklarımızı bir şekilde tescil ettik." 'OYUN KURUCU ÜLKE OLMAYI BAŞARDIK' Kurtulmuş, koro halinde 'Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de ne işi var?', 'Türkiye burada petrol arayamaz' dediklerine işaret ederek, "Türkiye bu anlaşma ile birlikte bizim için doğal hakkımız olan Türkiye'nin karasularında ve KKTC karasularında petrol arama meselesini meşru uluslararası hukuk bakımından tescillenmiş hale getirmiştir. Türkiye Akdeniz'den silinmek istenen bir ülke olmaya rıza göstermemiş ve Akdeniz'deki varlığını bu anlaşma ile birlikte ortaya koymuştur. İnşallah münhasır ekonomik bölgenin çevresinde doğalgaz arayarak, Türkiye bu konudaki kararlığını kamuoyuyla paylaşacaktır. Türkiye, Ortadoğu'nun oyun kurucu bir ülkesi olmayı başarmış, dünyadaki bütün denklemlerde de varlığını sürdürebilen bir ülke konumundadır" diye konuştu.