Akıl daha çok kendi dışındakileri düşündüğünden, kendini doğru kullanamamakta, doğru işletilememektedir! Kendi hakkında doğru kanıya varamamakta, ne olduğunu açıklayamamakta, aslını, esasını söyleyememekte, hak din için olsun, düşünce üretmekte olsun, yeterli düzeye çıkamamaktadır. Aklı etkin, aktif kullanmada, edilgen kalmaktadır. Sınırlarını aşamamakta, kendini yeterince geliştirememekte, doğru kanıya varamamaktadır. İşlevini tam yerine getirememekte, temyiz gücünü tam kullanamamakta, etki alanı sınırlı kalmaktadır. Altı duyu organını nasıl, niçin, neden, neyle, kim ile kullanacağına tam karar vermekte, zorluk çekmektedir. Referans alacağı ölçüyü bulamamaktadır. Ölçülü, dengeli, dosdoğru orta yollu düşünememektedir. Aklı, beyni, zekâyı geliştirmek için eksersizi yeterince doğru yapamamaktadır.

Ancak İslam dininin 15 kadar ilim dalını bilen; sağduyulu kişiler ve de pozitif ilimleri bilen ve uzman olan kişiler daha çok akıllı, zekice, sağduyulu, mantıklı, makul düşünür. Niyeti iyi, duyguları güzel, düşünceleri dosdoğru, fikrinde samimi olanlar;  akıllı, zeki, bilge, mantıklı, makul kişiler daha çok olumlu, iyi, güzel, yararlı düşünür ve de yararlı işler yaparlar. Milli, manevi, hak dini İslam’ı, bilimsel düşünenler iyi insanlar olur. Genleri haramlarla, maddi, manevi haramlarla bozulmayan insanlar yararlı olurlar. Batıla, bozuğa, küfre düşmeyenler iyi insanlar olurlar.

Okumanın, öğrenmenin, bilmenin, düşünmenin, doğru yargıya varmanın kararını yeterince verememektedir. Akıl kavramını tam anlayamamaktadır. Beyin uzmanları bile zekâyı, beyni, işlevini, işletilmesini, sıfatlarını tam olarak anlayamamıştır. Yanı akıl, akledip, kendini tanıyamamıştır. Hala aklın gizli, gizemli pek çok hali vardır. Tam, yeterince, yetkin, mükemmel şekilde kullanılmayan zekâ, akıl, beyin; olumsuzlukları ile dünyayı, evreni, ahireti mahvetmekte, perişan etmektedir!

Belki de insan, akıl, zekâ, beyin, vücut, dünya, evren, yaratılışları konusunda gizemi hiçbir zaman bilemeyecektir.

İnsan, akıl, irade, vicdan, insaf, kalp birlikteliğini birlikte kullanmalı. Eğer doğru kullanıyorsa, ortaya sağlıklı, sağlam, dosdoğru, gerçek bilgi, bilim, hak dini kullanma, sağduyu, mantık, makul olma, yararlı olma, iyilik etme, Allah’a olan görevleri yerine getirme çıkar. Olumlu, yapıcı davranışlar olur. Aklın doğru işlevini yerine getirmesi ile fazilet değerleri yaşanır. Rezalet, perişanlık, olumsuzluk, zarar verme, ziyan ettirme oluşmaz. Aklın doğru işlevselliği; tüm fazilet değerlerinin birlikte yaşanmasını oluşturur. Doğru bilgiyle dini hak inanç birlikte gerçekleştirilir.

Kalp;  “dönen” anlamına gelmektedir.

Akıl; “bağ” anlamına gelmektedir.

Akıl ile kalp birlikte dosdoğru, bilgiyle, birikimle, insafla, vicdanla, merhametle, yararlılık ile işletilmeli.

Kur’ân’ı Kerim’de direk, doğrudan akıl sözcüğü geçmemektedir. Akıl sözcüğünü eylem fiili ile birlikte; “akletme” halinde kullanılmaktadır.

Akıl ancak doğru bilgi ile kalp ile işletilirse dosdoğru, insaflı, vicdanlı, merhametli eylem oluşturur. Akıl ile doğru düşünce zihinde birlikte işletilmeli.

Dün, bugün, yarında aklını doğru kullanamayan, milyarlarca insan göreceksiniz. Öyle akılsız hareket edecekler ki, kendilerini ve başkalarını mahvedecekler! O kadar akılsız davranacaklar ki, ayakları kendilerini taşımayacak. Bu aklı doğru kullanamayan, sağduyulu olamayan insanlar; dünyayı ahirete çevirecekler. Ahiretlerini de cehennem yapacaklardır!

Dünyada insanların belki de %90’dan fazlası doğru düşünüp, doğru- dürüst işler yapamıyor. Müslüman olduğunu söyleyen insanların bile çok büyük oranda aklı ve düşünceleri kirletildiğinden, dünyada Müslümanca yaşayamıyor. Biz, bilgili, bilinçli, samimi dindar bilge Müslümanlar, beyni, aklı, kalbi kirletilmiş, karartılmış insanların beyin, akıl, ruh, kalplerini aydınlatıp, temizleteceğiz. Bu Müslümanların görevidir. Aklı, kalbi, beyni, ruhu, kalbi temizleyecek tek öğe; hak din İslam dini ve bilimdir. İslam dininden uzak, gerçek bilimden yoksun olanların; insan, insanlıklı insan, insancıl insan, insaniyetli, merhametli mümin ve Müslüman olması mümkün değildir.

İslam dini ve gerçek dosdoğru bilim her şeyin ölçüsüdür. Hiçbir felsefi görüş, ideolojik görüş, beşeri görüş ve düşünce İslam dinin yerini dolduramaz. Kapitalizm, liberalizm, komünizm, sosyalizm, faşizm, laiklik, sekülerlik, İslam ve insan düşmanlığı, ırkçılık ve yüzlerce felsefi sapkın görüş; insanlığın en azılı düşmanıdır. Bunlara aldanıp, kanmamalı. Kanıp, inanmamalı. Bağlanıp; hak ve hakikat düşmanlığı yapmamalı. Bedeni, vücudu, hücreleri, genleri, ruhu, aklı kirletmeli. Pozitivizm, rasyonalizm, hümanizm, beşeri dini inanışlar, beşerileşmiş bozuk din anlayışları; hepsi hak ve hakikat, İslam ve insanlık düşmanıdır. İnsana iki âlemde huzur, mutluluk, refah, rahatlık, kolaylık, insanlık getirmez.

Gerçek, doğru İlahi din sadece İslam dinidir. Diğerleri din değil dini inanıştır. İnsanların kendi ürettikleri inanışlardır. Oysa İslam dini, Kur’an’ı Kerim ayetleri âlemlerin Rabbi yüce Allah cc. Tarafından peygamberine sav. Gönderilmiştir. Vahiy yolu ile gönderilmiştir. İslam dininde Allah’a ibadet, insanlara ve varlıklara iyilik etme, yardım etme, hizmet etme, adil davranma esastır. İslam dini teorik bir dindir. Ama yaşanması ile hayat- yaşam dini olur ki; insanlık bu yaşayış ile huzur ve mutluluğu iki âlemde bulur. Müslüman dosdoğru, dürüst, düzgün, merhametli, ibadetli, iyilik eden harika ve harikulade insandır. Binlerce değer yargısı, fazilet değeri vardır. Müslüman samimidir. Samimiyetle dinine bağlıdır. Samimiyetle bilgi ve bilinçle dinini severek eksiksiz yaşar.

ABD’de cezaevlerinde 3,5 milyon insan var. Zenciler daha çok suç işlemektedir. Mahpustaki insanlar, cezaevinde mümin olmaktadır. Eğer biz dışarıda Müslüman olsaydık, cezaevine düşmezdik, diyorlar. Her yıl bu mahpustakilerden 40 bin insan Müslüman olmaktadır. Çünkü Müslüman doğru, dürüst, yüksek ve güzel ahlaklı, sabırlı, efendi, düzgün insandır.

Akıl çok önemli, değerli Allah cc. Vergisidir. Akıl en çok insanlara verilmiştir. Akıl, bilgi ve yargıyı oluşturmaktadır. Aklı doğru işlevsel hale getirilirse; şeytana, şeytanlaşmışlara, nefse uyarak hareket edilmez. Akıllı insan, Allah’ı bilir, kabul eder. Allah cc. Emri dışına çıkmaz. Doğru ve gerçek bililerle aklı işletir, akleder. Akıl, etkindir, yetkindir, iyi kullanılırsa, olumlu dışında hareket ettirmezdir. Akıl, kişinin kendine göre şekillendir. Akıl, niyet, duygu, düşünce ve eylemleri oluşturur. İnançdan söz edildiğinde en çok akıl anlatılır. Akıllı, akılsız, aklını doğru kullanma, aklını iyi kullanmama konusu değerlendirilir. Akıl, sağduyu ve mantık ile ilişkilidir. Akıl, makul olursa, değerli işlevi olmuş olur. Akıl, doğru bilgilerle şekillenir. Doğru bilgilerle olumlu, yararlı düşünür. Akıl çok farklı düşünme yeteneğine, becerisine sahiptir.

İyi, bilgin, bilge Müslüman daha iyi niyetle, duyguyla, doğru ve gerçek düşüncelerle hareket eder. Akıl hem bir sıfattır hem de bir varlıktır. Nesnedir. Akıl; iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini, olumlu ile olumsuzu, hak ile batılı, yalan ile doğruyu birbirinden ayırt edebilme yeteneğine sahiptir. Bu niteliğini, sıfatını ancak iyi beslenir ve yapılandırılırsa, yapar. İyi işleyen akıl, batılı, çürüğü, çürümüşü, yalanı, yanlışı, olumsuzu, zararlıyı reddeder. Akıl en büyük İlahi lütuftur. İyi kullanılmalı, işlevli kılınmalı. Kirletilmemeli.

Akıl doğru işlevsel hale getirilip, dosdoğru kullanılmadığında insanın başına her bela, dert, sıkıntı, musibet, felaket, acı gelir. Bun akılsız insanlar doğru ile yanlışı, gerçek ile yalanı, zarar ile yararı birbirinden pek ayırt edemezler. Çünkü beyin kirletilmiş. Kalp karartılmış. Akıl düşüncesiz kılınmış. Düşünme merkezleri köreltilmiş. Beyin kör edilmiş. Kalp işlevsiz hale getirilmiş. Bu kişiler doğru bilgiyi kullanamazlar. Hep pisliği, kirliliği, zararı, ziyanı seçerler.

Allah cc. Bunlar için mealen buyuruyor: “Onların başına pislik yağar!”

Dünyadaki, vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, insanlık, İslam, Müslüman, insan, varlık düşmanlarının hallerine bakınız. İyi değerlendirme yapınız. Ne halde olduklarından ders çıkarıp, ibret alınız. Onların hala akılları başlarına gelmemiş. Nasuh üzere tövbe edip, pişmanlık duymamışlardır. Cezaevlerine 10- 20- 30 yıl kalmış! Hala serbest kaldığında aynı gün suç işlemektedir. Demek ki, kendini eleştirememiş. Sorgulayamamış, değerlendirme yapamamıştır. Hayvanlar bile ikazdan, uyarıdan, öğretiden ders alırken, bunlar almamışlar, alamamışlardır!

Oysa dünyada yalanı, yanlışı, çirkinliği, kötülüğü öğretenlerin yanında hakkı, hakikati öğretenlerde var. Doğru ve gerçekler tamamen saklı, gizli, bilinmeyen değildir. Allah cc. Sürekli insanı düşünmeye, derin düşünmeye, doğru iş yapmaya yönlendiriyor. Sürekli uyarıyor. Güzel örnekler sunuyor. Ama insan Allah’ı, peygamberi dinlemiyor, takmıyor. Sonunda başına pislikler yağıyor!

“Akıl, akil, us, bellek, hafıza, düşünme yetisi, tedbir- önlem alma yetisi, doğruyu, gerçeği anlama, kabul etme becerisi, akıllıca, uslu davranmadır.”

 Akılsız olan uslu olmaz. Yaramaz, yalan, yanlış, kötü, zararlı davranır. Doğru ve gerçeği anlayıp, aklı işlevli yapamaz. İlme, irfana, akla uygun davranmaz. Elverişli bir akla sahip olamaz. Doğru ve gerçekleri anlayıp; iyi, güzel, yararlı, olumlu davranamaz. Anlayışsızdır. Zararlıdır. Ziyan vericidir. Kötülük, çirkinlik yapıcıdır. Kendi vücudunu, aileyi, toplumu, devleti, insani değerleri anlayıp, yaşantısına uygulayamaz. Her tülü zararlı maddeyi kullanabilir. Kötülüğü yapabilir. Kendine bile zarar verebilir.

Müslüman, aklını saptırılmayan, çarpıtılmayan, İslam ilimleri ve pozitif bilimlerle kullanılmalıdır. Her Müslümanım diyen, sakallı, cübbeli, sarıklı kişide gerçek, dosdoğru Müslüman değildir. Bugün Diyanet başkanlığı içinde bile çok sapkın insan vardır. Diyanette DİYK üyesi Prof. Dr. Halis A. Diyor ki: “ Ayet bile olsa, akla uymuyorsa, reddederiz.” Bu söylem Nisa süresi 150. Ayete zıt- karşıt bir açıklamadır.  Bu zavallı sapkının dediğine göre; Allah cc. Yanlış söylemiş! Kendi dosdoğru, gerçekçi düşünmüş! Aklını çalıştıracağına, geliştireceğine, erdirmeye çalışacağına, ayeti reddediyor. Bu kişide Diyanet işleri Yüksek Kurulu üyesidir. Fetva çıkarmaktadır!

Sadece Müslüman olmayanlar; yanlışta, batılda, küfürde, sapıklıkta, sapkınlıkta değildir. Müslüman olup da; farz, vacip sünnet aykırılığı yapanlar az değildir. Kur’ân ve sünnete uymayan mezhepler, cemaatler, tarikatlar, gruplar vardır. İslam’ın 5 temel şartını bile inkâr eden, yapmayan inanışlar vardır. Namaz yok, oruç yok, zekât yok, hac yok, kurban yok, Müslüman olmuş! Bu gibi ekoller, mezheplerin bazıları şunlardır: “ Haricilik, Şii- Şia, Mutezile, Cebriye, kaderiye, Mürcie, Müşebbihe, Mücessime, Dehriye, Muaattıla, Zındıklık, Rafızilik, Vahabilik, Selefilik gibi peygamberimizin buyurduğu 73 sapık, sapkın fırka- grup vardır. Bu mezhepler kendi içinde de bölünmektedir. Bir Şiilik 40 parçaya bölünmüş. Ortaya çok sapkın ekoller çıkmış! Öyle ki, Hazreti Ali’ye, Allah diyen ekoller bile vardır! Bunlar diğer sapık, batıl inanışlardan etkilenmiş. Asya felsefi inanışlardan tutunda, Yahudilik, Hıristiyanlık inanışlarından bile çok alıntılar vardır. Kâfirler gibi bunlarda yalan, yanlış, bozuk, çürük, temelsiz fikir- düşünce üretmektedir. Yahudiler 71, Hristiyanlar da 72 fırkaya bölünmüşlerdir. Bu söylem peygamberimizin söylemidir. Bunlar Kur’ân ve sünnet düşmanlığı yaptığı gibi bozuk felsefi görüşte olanlar, sapkın ideolojik düşüncede olanlar İslam, Müslüman düşmanlığı yapmaktadır. Bunların hepsi İslam ve Müslüman düşmanıdırlar.

İnsan şaşırmasın, sapıtmasın, sapmasın, sapkınlaşmasın! Sapkınlaşırsa İslam dini gibi barış, güvenlik, esenlik, huzur, mutluluk dininden bir sapıklık, sapkınlık, zalimlik, terör de çıkarmaktadır. İslamcılarda diğer sapkın mezheplerin beslediği gibi terör çıkarmıştır. Dünyanın en zalim, katil, katliamcı, vahşi teröristleri arasında radikal İslamcı terör örgütleri girmiştir. Komünistler, faşistler, haçlılar, Siyonist Yahudiler vb. gibi sivil halk katliamı yapmaktadırlar. Hepsinin canı cehenneme!

Kalp, akıl, ruh, genler, inanç, ilim, bilim birlikte merhametle hareket etmeli. Bunlar arasında ilişki ve iletişim vardır. Akıl ve din, akıl ve toplumsal yasalara uyulmalı. Akıl iman etmeli. Akıl, bilim ve hak din İslam’ı yaşamalı. Yukarı da saydığım inanış ve kişilerin hak din İslam ve Müslüman olmadıklarını, takva, muttaki mümin olmadıklarını anımsatmak isterim. Zalimden, katliamcıdan, haram cıdan takva mümin Müslüman olmaz. Onlar din ile insanları aldatıp, tuzağa düşürüp, zarar evren adi yaratıklardır.

Nahl Süresi 125. Ayet: “ İnsanları, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davet et, çağır.”

Hikmet genellikle Kur’ân anlamında kullanılmaktadır. Peygamberimizin çağırdığı gibi güzellikle, bilgiyle, nezaketle çağırmalı. Cahillerin, zorbaların yaptığı gibi asla yapmamalı. Adaletli, olgun, bilge olmalı. Hikmetten bilgi üretmeli. Hikmetten düşünce- fikir üretmeli. Hikmet içermeyen kitap, dergi, gazete okumamalı. İnsanlığa en gerekli, lazım olan hikmettir. Hikmetin söyledikleridir. Hazreti peygamberimizdir.

Batıl olanların aklı ile düşünce üretmemeli. Aklı hikmetten alıkoymamalı. Hak ve hakikatten uzaklaşmamalı. Hakkı hakikati bilen bilge, bilgin insan olmalı. Aklı istikametinden saptırmamalı. Saparsa, ortaya binlerce sapıklık, sapkınlık, zalimlik çıkar! Eski Yunan, Grek, eski Mısır, doğunun putperest mi olur, bilemem! Akıl, Kur’ân’ın önüne, arkasına kalmamalı. İnkârda etmemeli. Akıl, Kur’ân’ı anlamaya çalışmalı. Bunun içinde IQ düzeyini bilimle, ilimle, işletmekle geliştirmeli. İslam dinini samimi Müslüman âlimlerden öğrenmeli. Gidip de sapkın, bozuk şarlatanlardan öğrenmeye kalkmamalı.

Akıllı insan olarak hak din ve bilim öğrenmeli. Akıl, insan denen varlığı, insnalıklı olgun insaniyetli insan eder. Müslümanlık görev ve yükümlülüklerini yerine getirir. Doğru algılama, sorgulama, eleştirme, kavrama yeteneği kazandırır. Akıl, düşünme, yeteneği beceriye dönüştürmeyi gerçekleştirir. Akıl ile kıyas- karşılaştırma yapılır. Sapkın, zalim, bozuk davranışlı insanların aklını doğru ve yeterince kullanmadıkları, hayvanlaştıkları görülmektedir. Dünya üzerindeki insanların büyük çoğunluğunu bu hayvanlaşan insanlar, mikrop denilen salgın hastalıklar, savaşlar yok etmiştir. Bu adiler sadece insanlara değil her canlıya alabildiğine çok zarar vermişler.

Allah cc. Kur’ân ’da akılı hiç isim- ad olarak geçirmemiş. Fiil- eylem halinde kullanmıştır. Yanı akıl işlevli olmalı. Eylemli olmalı. Kur’ân, akla çok önem, değer vermiş. Zira akıl ile Kur’an ve gerçekler anlaşılmaktadır. İnsan, aklıyla Allah’ı, dini- imanı, gökleri, yerleri, evreni, evrenin işleyişini, dünyayı, doğa olaylarını, yeryüzünü, her doğruyu, gerçeği, yalanı, yanlışı anlar, algılar, kavrar.

Allah cc. Kur’an’da insanlara şöyle der, sorar: “ Aklınızı kullanmıyor musunuz? Düşünmüyor musunuz? Size ne oldu, nasıl hüküm veriyorsunuz? Hiç mi düşünmüyorsunuz? Ne kadar az düşünüyorsunuz? Anlamıyor musunuz? Akıllarını kullanmıyorlar mı? Görmediler mi? …”

İnsanlara, müminlere önerim; Allah cc. Ve peygamberini inkâr edenlere dost, kardeş gözü ile bakmayınız. Onlar sizlere çok büyük zarar verir. Tüm değerlerinizi yok ederler. Tüm değerlerinizi çiğnerler. Kur’ân’dan Allah cc. Aklı doğru kullanmayı emrediyor. Lütfen! Aklınızı doğru kullanın. Anarşistlere, şiddetçilere, bozgunculara, katillere, katliamcılara, yıkıcılara, zalimlere, sapıklara aldanıp, kanmayınız. Bugün insanlar daha çok sapık, sapkın, zalim ve hakkı inkâr edenlere uymaktadır.

Aklınızı doğru yürütün. Aklınızı doğru kullanın ki, uslu olasınız. Aklınızı dosdoğru işlevli kılınız ki, yararlı, iyi, güzel, doğru- dürüst olasınız. Söz, yazı ve davranışlarınız birbiri ile çelişmesin. Ahirete mutlaka hazırlanın. Çıkar- menfaat uğruna değerlerinizi kaybedip, zalim olmayınız. Dünya tarihinde aklini doğru kullanmayanların akıbetlerine bakıp, ders çıkarmalı. İbret almalı. Lütfen, aklı dosdoğru, düzgün kullanınız. Haram, günah, suç işlememeye azimle, kararlılıkla, gayretle devam ediniz.

Akıl, kalp; hak din İslam dinine inanmalı ki, varlığa yararlı olsun. İnanmayanlar, tüm dünyada zarar vermektedir. En çok zalimlik, kâfirlik, gâvurluk yapanlar, inancı olmayan kâfirlerdir.

İnternete giriniz. Şu soruyu yazıp, yanıtını alınız: “Dünyanın en zalim, en katliamcı kişileri kimlerdir?”

Alacağınız yanıtta; sapkın Yahudileri, sapkın haçlıları, dinsiz imansız komünistleri, dinsiz imansız faşistleri, din ile ilgisi olmayan zalim şiddetçileri göreceksiniz. Bugün bile onların peşinde milyarlarca insan gitmektedir. Onları hala kılavuz edinen milyarlarca zavallı, kör, sağır, beyinsiz, kalpsiz insanlar bulunmaktadır, bulunacaktır!

Lütfen! Akıllı olunuz. Uslu olunuz. Bilgili olunuz. Bilge, bilgin olunuz. İnsanlığa, varlığa yararı olan, olgun bilge samimi insan olunuz.

Akıl, us, hafıza, bellek, ruh, kader konusu soyut kavramlardır. Allah cc. Bu konularda kullarına çok bilgi vermemiştir. Akıl- us konusunda da bilim insanları belli bir ilmi açıklama birliğine varamamıştır. Bunlar soyut kavramlardır. Ele tutulmaz, gözle görülmez, madde değildir. Madde olan beyin gizemleri, sırları bile tam açıklanamamıştır. Kader, ölüm konusunda da doğru olmayan açıklamalar yapılmaktadır. Örneğin: Kaderim ne ise o olur. Allah cc. Ömür verdi ise yaşarım. Rızkım varsa, ölmem, gibi açıklamalar pek doğru değildir. Yanlış yorumlar yapılıyor. Öyle ki, bakteri, virüs dediğimiz mikroplar soyut kavram değildir. Teknik objelerle görülmektedir. İnsanı hasta yapmaktadırlar. İyileşme tedavisi yapılmazsa, insanı ve de diğer canlıları öldürmektedir. Peygamberimiz zamanında mikrop görülmez durumda olmasına rağmen korunma ve iyileşme tedavisi olma, öğütlenmiştir. Aklını, bilimi doğru kullanmayanlar din hakkında olsun, bilim konusunda olsun, yersiz, saçma sapan açıklamalarda bulunmaktadırlar. Bu açıklamalar İslam da sapık grupların yanlış yorumlarıdır. Zarardan, tehlikeden koruma, tedbir alma, kaçınma, dinin ve bilimin dediğini yapma gerekir. Aksine boş yere, akılsızlıktan ötürü gidilir!

Kur’ân, insanın aklına hitap eder. Akılsızla işi olmaz. Kur’ân, insanın aklına çağrıda- davette bulunur. Allah cc. Kur’ân ’da; “aklet” der. Akletmeyenler anlatılıyor. Akledenler açıklanıyor.  Akletmek, Kur’ân emridir. Allah cc. Emridir. Materyalistler, putperestler akletmezler. Akletmek, vahyin emridir. Kur’an’ın akılsıza hitabı yoktur. Bendenizde sosyal medya yazılarımdan yararlanmak isteyenler, beni sayfalarından silsin, dedim. Boşuna sayfamda yer tutup, işgal etmesinler, dedim. Çünkü belli sayıda arkadaş edinebiliyorum. Akıllı insan, hak din İslam, ilim, irfan, bilim öğrenir. Diğerleri nefsinin istediği boş ve pis işlerle ilgilenir. Bozuk, bozgunculuk, yıkıcılık, fitne çıkarırlar.

Müslüman, akıllı- uslu olmalı. İyiliği- marufu tercih etmeli. Kötülüğü- kötüyü- münkeri reddetmeli. Doğru yolda- hidayette olmalı. Eğri- dalalet- sapıklıkta olmamalı. Allah cc. Okumayı, ilim okumayı emretti. İlim ve akıl edinme çok önemlidir. Hikmetli olmalı. Hakkı ve hakikati idrak etmeli. Bilgili olmalı. Şuurlu- bilinçli olmalı. Dayanıklı- dirayetli olmalı. Akıllı olmalı. İlimle, bilimle, hak din İslam ile harekete geçmeli. Hak- sıdk olmalı. Hak ile batılı karıştırmamalı. İkisini bir arada bulundurmaya çalışmamalı. Hakkı, hakikati gizlememeli. Bilmediğimizi sorup, öğrenmeli. Danışıp, öğrenmeli. Koyun gibi bir tutam otun peşine takılmamalı.

Lütfen! Bakara Süresi 171. Ayeti okuyup, derinlemesine düşününüz.

Maide Süresi 100. Ayet: “ … Ey akıl sahipleri! Allah’a karşı gelmekten sakının ki, kurtuluşa eresiniz!

Her zeki, deha, dahi insan akıllı insan değildir. Her akıllı insanda dahi değildir. Çok zeki insanlar akılsızlık yapabilirler. Akıllı insan, iki âlemde yaptıklarından ötürü zarar- ziyan görmeyen insandır.

Akıllı insan doğru bilgilerle dosdoğru hareket eder, davranır. Doğru bilgi edinmeyi, neye, kime uyacağını bilir. Gidip de zalim sapkın sapıkları kılavuz edinmez. Hayallerle, doğru olmayan yanlışlarla, vehimlerle, kuruntularla, yalan, yanlışlarla hareket etmez. Akıllı insan, aklı, zekâyı en doğru bilgilerle mantıklı, sağduyulu, makul kullanır.

İnsan, doğuştan akıllı, zeki olduğu gibi sonradan da akıl edinir. Zekâ düzeyini geliştirip, artırabilir. Akıllı insan davranışlarından, sözlerinden, yazılarından, düşüncelerinden anlaşılır.

İçimizde milyarlarca aklını doğru kullanmayan, beyinsizler- sufahaular vardır. Bunlara uyup da, perişan, rezil, rüsva, kepaze, berbat, harap, fecaat olmamalı. İki dünyamızı mahvetmemeli.

Araf Süresi 155. Ayeti algılamalı.

Furkan Süresi 44. Ayeti kavramalı.

Hac Süresi 46. Ayeti idrak etmezler.

İnsanı doğruya götüren akıl sahibi olmalı. Doğruya karar kılan akıllı, uslu olmalı. Akıllı olan insan, hevasına, heveslerine, nefsine, sapkınlığa uymaz. Bu sapkın şeyleri ilahi edinmez. İnsan doğruyu, gerçeği, ilmi, irfanı kavrayacak kadar aklını işletmeli. Aklı oluşturmalı. Akılsız olmamalı. İslam dini akıllı insanlara gelmiş. Aklı olanlar İslam dinini kabul etmiştir. Akıllı olma, bir zihniyet, anlayış işidir. İrfan, bir hak öğrenme, güzelleştirme işidir. İnsan okuyarak batıldan, küfürden, yalandan, yanlıştan, hatadan, kul hakkından dosdoğru düşünerek arınır.

Akıl; mastar olarak, sözlük anlamıyla, “engellemek, alıkoymak, bağlamak,” gibi anlamlara gelmektedir.

Akıl; isim- ad olarak , “ akıl, idrak, diyet, muhakeme- sorgulama yeteneği, kavrayış, zekâ, gerçeği anlamaya çalışan manevi kuvvet” anlamlarına gelmektedir.

Akıl; sözcüğünün anlamı, “ aslı tutmak ve tutmaya gayret etmek anlamlarına gelmektedir.

Akıl kelimesi; “ aklu’l – ba-ir, devenin bağı tabirinden türetilmiştir.

Devenin bağlandığı ipe; “ akl” denilmesi, yürümesine engel olmasından dolaydır.

İkal; bağ, engel kökünden gelen, akılda hem bir bağ kurma, eşya arasındaki ilişkiyi – bağı tespit etme, hem de bilginin pratik sonucunu ortaya koymak, demek, olan engel olma anlamına gelmektedir. Bu durum aynı zamanda bunun gereğini yaptıran güçtür, kuvvettir.

Kur’ân ’da akıl anlamında kullanılan “hicr” ve “ nühâ” ( yasaklama ve men etme kelimelerinde de bu anlam ağırlıklı olarak vardır.

Akıl, insanı korumaya, kale içerisinde almaya, insanı yasak ve zararlılardan koruyan, düşmana, tehlikeden koruyan ruhi bir güçtür. Akıl ruhi bir güçtür. İlim, bilinçtir. Kalp ile bağ kurmaktır.

Akıl, düşünme, kavrama, bilgi etme gücüdür. Akıl, insanın her hareketini yaptırır, kontrol ettirir. Akıl, kalbin etkinliğidir. Akıl ile ilgili Kur’ân ‘da onlarca ayet vardır. Bunları internette öğrenmeniz mümkündür.

Felsefe ve mantık olarak akıl; hakkı ve hakikati algılamak, değerlendirmek, uygulamak, bilmektir. Aklı, akli selim- sağduyulu, mantıklı, makul olanlar, olumlu, yapıcı yönde kullanırlar. Sağduyulu olmayan, zalimler, sapkınlar; zarar, olumsuz, yıkıcı olarak kullanırlar.

Akıl hakkında fiil olarak, Kur’an’da 49 ayet bulunmaktadır.

Akıl; Akletmek, düşünmek, anlamak, ibret almak, bakmak, öğüt almak, doğru bilgiyi edinmek, doğru eylemler yapmak, cehaletten kurtulmak, Allah’ın emir ve yasaklarına uymak, doğru bilgi edinmek gibi onlarca anlama gelmektedir. Akılsız insanlar hayvanlardan daha aşağı- bayağı olarak nitelendirilmiştir. Düşünmede ve doğru işlevde hakiki- gerçek, doğru davranmalı. Aklı doğru çalıştırmalı. Aklı doğru işlevli kılmalı. Akıl ile dili, düşünmeyi ilmi, doğru kullanmalı. Aklı doğru kullanma; barış, sağlık, yarar, kurtuluşu gerçekleştirir. Akıl büyük bir nimettir. Zekâlı olma, büyük bir değerdir. Doğru bilgi edinip, kullanma, büyük bir harekettir. Bir konu hakkında bilgi edinmek istiyorsak, hem hak din İslam hem de ilim, bilim, doğru bilgi, sanat, kültür, meslekler bağlamında araştırma yapmalı.

Akıl ve doğru bilgi sahibi olan olgun insan; kendine, aile halkına, milletine, insanlığa, varlığa, doğaya, çevreye, devlete, hak – hukuka zarar vermez. Hain olmaz. Hainlik yapmaz. Zalim olmaz. İnsanlık ve varlık düşmanlığı yapmaz.

Bu yazılarımı sizlerin yararlanması için hasta halimle yazıyorum ki, sizlere değer katıyım. Kazanımınız olsun. Kazancınız olsun. Karınız, yararınız olsun. İki âlemde huzurlu, mutlu, kurtuluşta olasınız, inşallah. Bendeniz, 07 Kasım 1990 günü akşam kalp rahatsızlığı geçirdim. Altınova’da berberde tıraş olurken, kalp krizi geçirdim. Hastaneye yanımda olan Hersekli arkadaşlarım götürdü. Üç gün hastanede yattım. Daha sonra Kocaeli, İstanbul, Bursa,  Bursa’ya hastanelere gittim. O zaman ülkemizde sağlık sektörü çok kötü ve yetersizdir. Kalp konusunda yapılan; EKG kalp grafiği çekme ile yürüme performans bandı vardı.

Tarih 2008 yılının son işgününe gelmişti. Kocaeli Üniversitesi hastanesinde 5 kalp damarından By Pass oldum. Bacaklarımdan alınan damarla 4 kalp damarıma köprüleme yaptılar. Bir de göğüsten alınan damarla 5. Damar köpülemesini gerçekleştirdiler. Ama 2012 yılına gelindiğinde yine kalbimden rahatsızlanmaya başladım. Konak, Derince, Acıbadem hastanelerinde anju oldum. Üç kalp damarımın tıkalı olduğunu ve açamadıklarını, stent takamadıklarını rapor ettiler. Ama ben hemen ehr gün kalbimden ötürü rahatsızlanıyorum. Bazen tamamen hareket yeteneğim kayboluyor. Tansiyonum çıkıyor. Kalbim ağırıyor. Her gün 10 tane ilaç kullandığımdan, böreklerimde %50 oranından fazla bozuldu.

Sadece kalp damarlarım tıkalı değil! Üç yıl kadar önce yaptırdığım muayenede bacak damarlarım %70, boyun – Şah damarlarım %80 ve %90 kapalıydı. Sağ şah damarımı açtırdım. Sten taktırdım. 35 yaşında kalbimden rahatsız oldum. 66 yaşını bir hafta önce bitirdim. Hem sağlık sorunlarımla uğraşıyorum.

Kocaeli Üniversitesi Hastanesinde, 15.11.2021 günü kalbimin damarlarından anju- anjiyografi oldum. Tabii ki, anju olmadan öncede kalp dinlendi. Volter takıldı. Tekrar takılacak. Sintigrafi çekildi. Yapılan anju da, 5 BY Pass olan damarlarımdan 4 tanesi tamamen tıkanmış. Yanı dört ana damarım kalbimde tıkanmış. Sadece LİMA- LAD açıktır. Bu açık olanda göğüsten alınıp, takılan damardır. Yan damarlarımda %50- 40 oranında kapalıdır. Yanı sadece kalbimde bir ana damarım işliyor. Bu da tansiyon yüksekliği, hareket azalması, ağrı oluşturuyor. Tekrar By Pass olmak istedim. Olmaz. Mümkün değildir. Bu uygulamada yok. Kitaplarda da yazmıyor, dedi. Doktorum, öğretim görevlisi bir kardiyoloji profesörüdür. Anjumu da kalp -damar cerrahi uzmanı doçent yaptı.

Bana bu iki Doktor EECP tedavisi önerdi. Basit bir medikal araçtır. Bacak ve kollara sarılarak, pompalama yapıyor. Kalp de işlevi olmayan damarların işlevli hale gelmesini sağlayabiliyormuş. Tabii ki, sağlayabilirse, sağlıyor. Yanı tek yapılacak olan sadece EECP uygulaması kaldı. Ama EECP medikal araç bozukmuş. Tamir, onarılmada başarılı olmamış. Yenisi de pahalı olduğundan alınamamış!

Kocaeli üniversite Hastanesi bir devlet hastanesi değildir. Devlet hastaneleri gibi ücretsiz muayene ve tedavi yapmıyor. Bu hastaneye çevredeki 7 İlden, hatta İstanbul’dan hasta sevk ediliyor. Kalp- damar hastalarının son umudur. O da uzun süreden beri hizmet vermiyor!

Durumu raporlarım ve dilekçem ile hastane başhekimine yazılı olarak bildirdim. Rektöre de yazacağım. İyi yönetemiyorsan, beceremiyorsan, yapamıyorsan, orada makam, mevki işgal etmeyeceksin. Oraya bu işi başarı ile yapabilecek, yüzlerce uzman olabilir. Bizde uzman eksikliği yoktur. Devlette ve özel sektörde görev alamayan pek çok alanda yarım milyon ve üzerinde okumuş, becerikli uzman insanlar vardır. Cumhurbaşkanına, Sağlık bakanına da yazacağım. Oraya atanmış isen ya da seçilmiş isen, başarılı ol, doğru- dürüst, yeterli, yetkin görev yap, diye görev vermişler.

İşte devletimizin zayıf, milletimizin güçsüz olmasının başlıca nedenlerinden biride; görevini hakkıyla, layıkıyla yapmayan kişilerin makam, mevki işgal etmeleridir.

Ao –D1 tıkalı, Ao – OM2 TIKALI, Ao- PLA TIKALI, Ao- PDA tıkalı, sadece LİMA- LAD açıktır. LMCA Hastalığı rapor edilmiş. Üç damar ve yan damar hastalığı tanısı konmuş. Önerilen; EECP oldu. Bu damarlarım, şeker hastalığı yüzünden tıkanmamış. Bende şeker hastalığı 2014 yılından beri vardır. İnsülin iğnesi yapıyorum.

Müslümanın, Müslümana duası kabul olur. Lütfen, sizler dua ediniz. Bende hem dua edeyim hem de tedavimi, iyileşmem için en güzel şekilde yaptırmaya çalışayım. Sağlık ve iman en büyük nimettir. Herkese sağlık ve iman önerisinde hassaten bulunuyorum. İmanlı, İslam’lı, sağlıklı, samimi bilge olarak yaşarsınız inşallah. Hakkınız helal ediniz. Dua ediniz. İnsanlığa ve varlığa, devlete, millete hizmette, iyilik etmeden asla geri kalmayınız.