Kur’ân-ı Kerim, Yüce Allah’ın sözleridir. Allah cc. Cebrail Meleği aracılığıyla Hazreti Muhammed sav. Peygamberimize vahiy yolu ile ayetlerini, sürelerini nakletmiştir. Bizler, Allah’ın Kur’ân’da yazılı olan bu sözlerini ibadetlerde okuyoruz. Yaşantımızda söylediklerini yapıyoruz. Yapmamızı istediğini yaparız. Yapma dediklerini de yapmayız. Emirlerini tutar, yasakladıklarından sakınırız. Allah’ın sözleri Mushaf da denilen, Kur’ân’da bulunur.

                Kur’ân yaklaşık 23 yılda vahiy yolu ile peygamberimize indirilmiştir. Ayetler halinde ve de süreler halinde indirilmiştir. İndirilen bu ayetler yazılmış ve ezberlenerek, günümüze kadar aynen kalmıştır. Kıyamete kadarda kalacaktır. Bu Allah’ın vaadidir.

                Kur’ân, Fatiha süresi ile başlar. Nas süresi ile biter. 114 süre, 6,236 ayettir. Kur’ân mucize bir kitaptır. Allah cc. Sözlerinden oluşmaktadır. Peygamberimiz, Kur’ân’ı en güzel şekilde yorumlamış, açıklamış, yaşamıştır. İnsanlara ezbere öğretmiş. İbadetlerde kullandırmış. Emirlerini yaşam tarzı yaptırmış. Yasakladıklarından da sakındırıp, kaçındırmıştır. Peygamberimiz bir tebliğci, öğretici, eğitici, belletici, örnek yaşayıcı olmuştur.

                “El- Emin- Güvenilir” olan peygamberimiz, Miladi takvim ile M.S. 570 yılında Mekke’de dünyaya geldi. Annesi, Âmine Hatun, babası Abdullah as.  idi. Doğmadan önce babasını, 6 yaşında da annesini kaybetti. Yetim ve öksüz büyüdü. Dedesi ve amcasının yanında büyüdü. 25 yaşında da Hazreti Hatice Annemiz ile evlendi. 40 yaşına geldiğinde, Kur’ân ayetleri, Mekke’de inmeye başladı. Yaklaşık 23 yılda Kur’ân tamamlandı. 23 yılın 13 yılı Mekke’de, 13 yılı da Medine’de indi.

                Peygamberimize inen ayetleri önce kendi ezberlerdi. Sonra tebliğ ederdi. Ezberletip, kâtiplerine yazdırırdı. Ayetleri açıklar ve yorumlardı. Ayetlere göre yaşardı.

Peygamberimiz iyi bir aile önderi, toplum lideri, ordu komutanı, devlet başkanıydı. Toplum ve devleti yönetmekteydi. Kur’ân, ilim, akıl ve ortak akıl ile işlerini yapardı.

Kur’ân- Kerim’in pek çok adı vardır. Kur’ân-ı Kerim’e; Kitap, Zikir, Furkan, Nur, Hüda, Beyan, Şifa, Mecid, Mesani, Mev’iza da denmektedir.

Allah cc. Al-i İmran süresi 138. Ayette müminlere ve insanlara söylüyor: “ Bu (Kur’ân),insanlara bir açıklama, yol gösterme ve sakınanlar için de bir öğüttür.”

Kur’ân’ı doğru anlamalıyız. Kavramlarını doğru öğrenmeliyiz. Peygamberimiz gibi öğrenip, yaşamalıyız. “Emrettiklerini yapmalıyız. Yasakladıklarından sakınmalıyız.” Allah cc. Kur’ân’da neyi emretti ise bir hayrı, iyiliği, yararı, önemi, değeri, güzelliği var, diye emretmiştir. Neyi de yasaklamış ise onunda; zararı, ziyanı, kötülüğü, çirkinliği, fenalığı var, diye yasaklamıştır. Yasaklarında hayır olmaz. İyi dediklerinde her türlü yarar, önem, değer, yarar vardır.

Allah cc. İnsanları yaratmış. Yaşam kılavuzu olarak en son Kur’ân’ı vahiy yolu ile indirmiştir.

Allah cc. insanın yaratılışı ile ilgili, psikolojik yönü ile ilgili, sosyal yönü, inanç, ibadet yönü ile ilgili pek çok ayet göndermiştir. Dünya ile ilgili bizlere gereken her şey; kısa, öz, anlamlı olarak Kur’ân yolu ile bildirilmiştir. Ahretle ilgili, mahşer, mizan, A’raf, cennet, cehennem ile ilgilide yeterli bilgi bizlere sunulmuştur. Kur’ân bizlere yeterli bilgiyi iletmiş ve tamamlanmıştır. Hiçbir durum eksik bırakılmamıştır. Kur’ân’ın doğru anlaşılması için peygamberimizin yaşantısını bilmeliyiz. Hadis ve sünnetleri, ibadet şekillerini öğrenmeliyiz. Kur’ân’ın açılımı sünnetlerdir. Bizler, namaz, oruç, hac, zekât, kurban gibi farz ibadetlerin yapılışını sünnetlerden ayrıntılı öğreniyoruz. Kur’ân’da bu farz ibadetlerin yapılış şekli, ilmihali, fıkhı detaylı şekilde bulunmamaktadır.

Kur’ân herkese hitap eder. Mümin ve Müslüman, Yahudi, Hıristiyan, müşrik, kâfir, münafık olsun; herkesi sorumlu tutar.

Allah cc. Ayetlerinde mealen; “ …De ki, hiç görmeyen ile gören bir olur mu? Karanlıklarla aydınlıklar bir olur mu? Bilenlerle, bilmeyenler, bir olur mu? İnanan ile günahkâr bir midir? Bunlar hiçbir olur mu?”

İsra süresi 9. Ayet: “ Şüphesiz bu Kur’ân en doğruya iletir. İyi işler yapan müminlere büyük bir ödül olduğunu müjdeler.”

Müslüman, önce Allah’ın varlığını, birliğini, eşi, benzeri olmadığını, Kur’ân’dan öğrenmelidir. Allah’ın adlarını - isimlerini Kur’ân’dan öğrenmelidir. Anlamlarını bilmelidir. İslam dini tevhit dinidir. Kelime-i şahadet ve Kelime-i tevhidin anlamları ile açılımları ile öğrenmeli. Benimsemeli. “Bunun içinde İslam ilimlerine ve akli ilimlere gereksinimi vardır. İslam ilimlerini, akli ilimleri bilmeden, bunları bilmesi, öğrenmesi, anlaması, anlatması, yaşaması mümkün değildir.” Bugün Kelime-i tevhit, Kelime-i şahadet ve de ezanın anlamlarını bilmeyen, milyonlarca Müslüman vardır. Bu acınacak durumdur. Düşünülmesi gereken sonuçtur. Bu gibi Müslümanlar; maddi, manevi anlamda çok perişan durumdadır. Bu gibi Müslümanların maddi, manevi anlamda temiz, tertemiz olması mümkün değildir.

Kur’ân; hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, güzel ve yüksek ahlak, edep, hayâ, arlanma, utanma, ekonomik davranma, helalinden çalışma, helalinden kazanma, okuma, öğrenme, temel insan hakları, ibadeti ve iyiliği sadece Allah cc. Rızası için yapma gibi binlerce önemli değerleri, değer yargıları vardır.

Kur’ân, toplumsal çöküşü, ahlaksızlığı, edepsizliği, hayâsızlığı önler. Eşitlik, adalet kavramına değer verir. İslam’da, Kur’ân’da, bencillik, “sen- ben” yoktur. “Siz, biz, hepimiz anlayışı vardır.” Üstünlük sadece takvadadır. Irkta, soyda,  makamda, mevkide üstünlük yoktur. Irkçılık yasaklanmıştır. Batıl, sapkın ideolojiler, bozuk felsefi görüşler değersizdir. Yanlıştır. Yalan üzerinedir. Hakkı, hakikati inkâr etmektedirler.

Allah cc. Hucurat süresi 13. Ayette: “ Ey İnsanlar! Biz, sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki, birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanızdır.”

Allah cc. Her şeyi bilir, görür, işitir, söyler. Âlimdir. Sıfatlarında- önadlarında bir sınır, hudut, kısıtlama yoktur. Her bilgisi, sıfatı sonsuz özelliktedir. “Allah cc. Kendine ibadet etmemizi, iyilik yapmakta yarışmamızı istemektedir.” Günah işlemekte ve aşırı gitmekte yarışmayın, buyurmaktadır. İnsanların, toplumların arasını bulmamızı, barışı sağlamamızı emretmektedir. Saldırgana karşı, eğer uslanmıyor ise, birlik yapmamızı söylemektedir.

Nisa süresi 57. Ayet: “ Hiç şüphesiz Allah size emanetleri ehline teslim etmemizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.”

Burada ehil denilen uzman kişiliği ve güvenilirliği, başarısı, samimiyeti, dürüstlüğü, yararlılığı, hizmeti ile önde olmalıdır. Bozguncudan, fitneciden, anarşistten, şiddetçiden, hainden, alçaktan, kahpeden, teröristten ve bunların yanında yer alandan, ehil- ehli olmaz. Her şeyi kapsamlı düşünüp, öyle analitik değerlendirme yapmalıyız. İş yapmakta; akıl, bilgi alışverişi yapılmalı. Ortak akıl kullanılmalı.

                Allah cc. İnsanlara karşı iyi, güzel, nazik, kibar, yumuşak davranmamızı istemektedir. Bağışlama, affetme esas olmalı. Katı, kaba, aşırı davranmamalı. İnsanları beden, ruh- psikolojik, moral olarak incitmemeli. Zorlama, baskı, tartışma, bıktırma, ikrah ettirme yoktur. Bilgi ile güzel öğütle anlatmalı. En güzel örnek, rol model olmalı. Sapıklardan, sapkınlardan, batıllardan, Allah’a sığınmalı. Onlarla işbirliği, yardımlaşma, dayanışma yapmamalı. Onlarla dost, kardeş, dost olmaya çalışmamalı. Onlardan dost, kardeş olmaz. Arkadan, sırttan kahpece, alçakça, haince hançerlerler! Ama bunu hala Müslüman olduğunu söyleyen, milyarlarca insan anlayamamıştır!

                Tüm peygamberlerin yaşantılarını ve kavimlerini iyi bilmeli. Olanlardan ve olaylardan ders alıp, ibret almalı. Lût peygamberin sapkın, sapık, cinsi sapık kavmi bugünde daha sapkın ve sapık hali ile vardır. LGBTİ ENSES ahlaksızlığı, bugün özgürlüğü kendi sapık ve sapkın nefisleri için alabildiğince kullanmaktadırlar! Aynen kadınları bırakıp, erkeklerle ilişki kurmaktadırlar! Kadınlar birbiri ile cinsel ilişki kurmaktadırlar! Mahremiyet, namahrem kavramlarına inanmamaktadırlar! Bugün, bunlar küresel sosyal medyayı, basını, yayını, iletişimi, bilişim araçlarını alabildiğince serbest kullanmaktadırlar. İnterneti kullanmaktadırlar. Allah cc. Araf süresi 80. Ayette; bunları yasaklamakta, lanetlemektedir.

                Ad, Semud kavimleri de, Lüt kavmi gibi sapkın sapıklardandı. Bunları Allah cc. Yok ederek, hüsrana uğrattı. Kur’ân’dan, İslam tarihinden, peygamberler tarihinden, dünya tarihinden bu olayları öğrenip, dersler çıkarmalı. İbret almalı. Gafil olmamalı. Sapkın ve sapık olmamalı.

                Kur’ân-ı Kerim, bir olan, eşsiz, benzersiz olan, Yüce Allah’ın iradesi ve sözleridir. İnsan söz ve bilgileri ile karşılaştırma yapılamaz. Kur’ân, bireyi, aileyi, İslam toplumunu, insanlığı, varlığı korur. Sen, ben ilişkisini, çıkarcılığı kabul etmez. İnsan, hayvan, bitki, varlık haklarına, canlı, cansız tüm varlık haklarına saygılı olur. Korur ve gözetir. Adalet ve eşitlik merkezli davranır. Sözleşmelere uygun hareket eder. İnsan fıtratının bozulmamasını emreder. Yaşama, inanma, yerleşme, evlenme, ticaret yapma, eğitim- öğretim görme hakkını korur. Adalet, eşitlik, ortak akıl kullanma esastır. Fitne, fesat, nifakın yayılmasını önler. Dünyayı iyileştirir. Onuru korur. Şerefsizlikleri engeller. Kötülükleri engeller. Tarihten ders alınmasını öğütler. Doğru bilgi, ahlakı değerlere, yükümlülük ve sorumluluklara uyulmasını emreder. İslam toplumuna, ümmete sahip çıkılmasını öğütler. Adalet, merhamet, uhuvet’in topluma egemen olmasını arzular. Zalimlere fırsat verilmemesini, saldırganlıkların önlenmesini ister. Hak ve özgürlüklere değer ve önem verir.

                Kadın, erkek, aile, kadın- erkek eşitliği konusunda duyarlı hareket edilmesini önerir. Kadın ve erkekler, hukuk karşısında eşittir. Kimse baskın ve ayrıcalıklı değildir. Hukuk karşısında cinsiyete, makama, mevkie, varlıklı olmasına veya olmamasına bakılmaz. Kadın özellikle korunur. Kız çocukları daha önemsenir. Zira erkeğin zorbalığına karşı sağlam ve dayanıklı yetiştirilir. Ezen ve ezilen olmaz, olmasına fırsat verilmez.

 Aile kurumu, birey kutsaldır. Aile, sevgi, saygı, anlayış üzerinde durur. Sapıklık ve sapkınlıklar reddedilir. Ahlaksızlıklar, hayâsızlıklar, zorbalıklar reddedilir. Ahlakı değerler önemsenir. İmanı değerler, ahlakı değerler, ilmi ve dini değerlerle hareket edilir. İffetli, namuslu olunur. Mahrem açılmaz. Bağışlanma esas tutulur. Ailede birbirini incitme, bastırma, şiddet, öfke, anlayışsızlık olmaz. Eşler kutsaldır. Erkek olsun, kadın olsun, aile bireyleri kutsaldır. Allah cc. Ve peygamberimiz kadın ile erkeklerin birbiri ile sözleşmelerle, açıktan ve herkese duyurularak, evlenmelerini istiyor. Ailenin korunması emredilmektedir.

                Ailede iman, İslam’ı değerler, ahlakı değerler, ilmi değerler, sanat, kültür, bağışlama, uhrevi düşünce olmalı. Zararlı, kötü madde, bağımlılık yapan madde kullanılmamalı. Cinayet, hırsızlık, intihar, isyankârlık, ırz düşkünlüğü, namussuzluk olmamalı. Sıradan bir sevgi değil; aşkla, heyecanla bir bağlılık olmalı. Aklı doğru kullanmalı. Ahlak esas olmalı. İlimli, edepli olmalı. İlgi, sevgi, saygı, sabır, içtenlik, vefa, iffet, doğruluk olmalı. Batı toplumlarında bu değerler yitirilmiş. Yitirilince de aile yok olmuş, dağılmış, parçalanmış. İnsan doğasına, yaratılışına, fıtratına sadece ve ancak İslam uygundur. Diğer sapkınlıklarla, sapıklarla insan ve aile mahvolmaktadır!

                İman ve salih amel olmalı. İnanıp, salih amel- ibadet, iyilikler işlemeli. İman olmadan olmaz. İslam yaşanılmadan, ayakta kalınmaz. İman ve İslam, Allah’ın istediğidir. Allah’ın istediğini yapmayıp, ona- buna uyanlar, mahvolmaktadır! Mahvolacaklardır!

                İslam dininin farz olan ibadetlerini yapıp, haram- günah olanlardan, sakınmak, asıl olan esastır. Bir yandan ibadet edip, diğer yandan haram – günah işlemek, akıllı insan işi değildir. “Hem ibadet edilmeli. Hem de günahlardan sakınmalı.” Günahı- haramı alışkanlık edinenler, yaptıkları ibadetleri, iyilikleri, haramlarla yok ederler. Sevaplarını silerler!

Bilgili, bilinçli, samimi, takva Müslüman olmalı. Yarım yamalak, ne yaptığından habersiz, gaflet ve sapkınlıkta olmamalı. Bugün İslam olmayanlar, hem sapkındır. Doğru ve gerçeklerden habersizdir. Hatta doğru ve gerçeklerin, İslam dininin ve müminlerin düşmanıdırlar! Sapkın olanlar, hem de cinsi sapıktırlar. İslam düşmanları her türlü sapkınlığı ve sapıklığı toplumlara enjekte edebilmek için, iletişim ve bilişim araçlarını alabildiğine kullanmaktadır. Dün, internet üzerinden yapılan bu sapkınlıkların bir kısmını devlet, RTÜK denetimine aldı. Ama materyalist gruplar hemen özgürlüklere müdahale ediliyor, diye çığırtkanlık etmeye başladılar. Bu gruplar, LGBTİ ENSES hareketine destek verenlerden oluşmaktadır.

                Tüm saldırganlıklar, iç çatışmalar, isyanlar, savaşlar, sapkınlıklar, cinsel sapıklıklar belli materyalist şer güçlerin ve odakların desteklemesi ve kurguları ile ortaya çıkıp, yayılmaktadır. Bu hakka, hukuka, insanlığa, varlığa karşı bir düşmanca harekettir. Bugün kapitalist, liberal dünya, komünist dünyadan daha çok sapkınlıkları ve sapıklıkları kurgulayıp, desteklemektedir. Komünist dünya, maddi zenginliğini silaha, silah üretmeye ayırırken, kapitalist dünya da silah ve cinsel sapıklığa yatırım yapmaktadır. Bunlara karşı çok bilgili, bilinçli, uyanık, dikkatli olup, karşı mücadele vermeli. Bu felsefi ve ideolojik sapkınlar, dünyayı; ahlak, edep, hayâ, düşünce olarak bozmaktadır.

                Allah’ın sesine kulak vermeli. Emirlerini tutup, yasakladıklarından sakınmalı. Allah’ın çağrısına karşı durmamalı. Çağrıya katılmalı. Asla perişan olmasınız. Keşke yapmasaydım, demezsiniz. Allah’ı bırakıp da, sapık olan, sapkınların yanında yer almamalı. İnkârcılarla beraber hareket etmemeli. Ayetler apaçık bellidir. Uymalı. Ayetler ile yaşamalı. İnkârcılar iki dünyada çok perişan olacaklardır. Allah cc. Zalimleri, müşrikleri, kâfirleri, münafıkları sevmez. Salih amel işleyip, salih takva mümin olmaktan başka asla kurtuluş yoktur.

                İki dünyada huzurlu, mutlu, rahat, kolay, yaşanabilir, bir hayat için mutlaka akıl, ilim, bilim, din - iman ile yaşamalı. Kötülükler, iyiliklerle değiştirilmeli. Güzel bir dünya ve gelecek kurmalı. Güzel bir onurlu, iffetli, namuslu hayat yaşamalı. Bol rızık için helalinden bilgi ile bilinçle çalışmalı. Karanlıklardan aydınlığa çıkma denenmeli. Hak, hakikat sevilip, hayırlı işler yapılmalı. Dinamik olmalı. Enerjik, sinerji olmalı. Tembel, miskin, uyuşuk, pısırık olmamalı. Yüksek derecelere çıkma hedeflenip, becerilmeli. Kötülüklerden korunmak için hakka, hakikate sarılmalı. Allah’a dua etmeli. Dua ile sözlü ve fiili dua ile Allah’tan istemeli. İyi insanlarla iş yapmalı. Birlik beraberlik içinde olmalı. Kötülerden uzak durmalı ki, kötülüklerden zarar görmemeli.

                Kurtuluş sadece ve yalnız İslam yaşantısındadır.

                Kurtuluş sadece ve yalnız helal kazanmadadır.

                Kurtuluş sadece ve ancak ekonomik harcamada, iktisatlı harcamadadır.

                Kurtuluş sadece sade ve helal yaşantıdadır.

                Kurtuluş sadece çağın gereksinimlerine göre helalinden azimle çalışmakta, biriktirmektedir.

                Kurtuluş zor günler için birikim yapmaktadır. El avuç açıp, savurmamaktadır. İyiliği etmekte, kötülükleri önlemektedir. Hayra çağırmaktadır. Kötülükleri yasaklamaktadır. Allah’a kul olmakta, insanlara, varlıklara iyilik ve hizmet etmektedir.

                İnsanın kurtuluşu, İslam dinini öğrenip, peygamberimiz gibi yaşamaktadır. İnsanın kendini ve başkalarını düzeltmektedir. İnsanları eğitmekle, öğretmekle iyi insana yapmaktadır. Toplumun düzenini sağlamaktadır.

                Bugün, Müslüman toplumların rezilliği, perişanlığı kâfirlerden çok daha kötü durumdadır. Kâfirler akli ilimleri az da olsa uygulayarak yaşmaktadır. Akıllarını az da olsa kullanmaktadırlar. Müslümanlar ne İslam dinini ne akıllarını ne de akli ilimleri kullanarak yaşamaktadırlar. Girdikleri yerleri çöplüğe, pisliğe çevirmektedirler. Pikniğe gittiklerinde, tüm pisliklerini bırakmaktadırlar. Çöplerini denizlere, karalara atmakta, havayı da kirletmektedirler. Allah cc. Böyle rezil, pis durumu yasaklamaktadır. İblis ve şeytandan oluşan kötülükleri yaşamaktadırlar. Kur’ân bu şekilde bir yaşantıyı reddetmektedir. Bu bir sorumsuzluk ve ahlaksızlık durumudur. Müslüman böyle olmaz, olmamalı.

                Müslüman, şeytana, şeytanlaşmışlara, günahkârlara, münafıklara, kâfirlere, zalimlere uyamaz. Onlar gibide olamaz. Kumar oynamaz. İçki, alkol, bağımlılık yapan madde kullanamaz. İkiyüzlülük yapaamz. Günahkâr olamaz. Asla yalan söyleyemez. Yalancıdan Müslüman olmaz. Heva ve hevesi için İslam dışına çıkamaz. “Allah’ın emir ve yasaklarına aldırış etmeme yapamaz.” Ahirete hazırlanır. Kıyamet gününe hazırlık yapar. Haşir, hesap gününe hazırlanır. İki dünyasını imar ve ihya eder. Aklını, zekâsını doğru kullanır. Akılsızlık, geri zekâlılık etmez. Allah’ın emrini tutmama, önemsememe içine girecek kadar aptal, akılsız, sorumsuz olmaz, olmamalı.

                Bugün dünyamızda aklını kullanmayanlar perişandır. Asya ve Afrika’nın aklını kullanmayan halkları çok perişan durumdadır. Orta Amerika ve Güney Amerika’da aklını kullanmayanların durumu çok kötüdür.

                İnsan, dünyevileşmeden, çıkarcı, bencil olmadan, yaşamalı. Dünyaya tapınmamalı. Dünya ve ahiret dengesini iyi ayarlayarak, yaşamalı. Aceleci olmamalı. Her işini makul, mantıklı, sağduyulu, ilim, bilim, zekâ, doğru kullanılan ortak akıl ile yapmalı. Dünyada uyanık ve dikkatli olmalı. Akılsız ve kör olmamalı. Allah’ın emir ve yasaklarına göre yaşantısını düzenlemeli. Aklı ve ilmi alabildiğine sanatkârcasına kullanmalı. “Amellerin tartıldığını gün zarara uğramamalı. Hesap gününde zor duruma düşmemeli. Dirilme gününde, tartıda ziyan edenlerden olmamalı. Bunun için dünyada hesabı iyi yapmalı. Kur’ân’a göre yaşamayan, ölü gibidir. Dünya ve ahretten habersizdir. Gözleri açıldığında, iş işten geçecektir. Ölüm sonrası çok acı ve eziyetli bir güne ulaşacaktır.”

                Dünyada dilsiz, kör, sağır olanlar, hakkın sesini görmeyenler, işitmeyenler,çok perişan olacaktır. Yerleri cehennem olacaktır. “Sevapları ağır gelenler, sadece kurtuluşa erecektir.” “ Sevapları hafif gelenler, kendilerine yazık etmiştir. Yerleri cehennem olacaktır.”

Allah cc. Mümin ün süresi 102 ve 103. Ayette böyle buyurmaktadır. Herkes yaptığı en küçük hayrın ve de şerrin karşılığını eksiksiz görecektir. Ahreti kabul etmeme, inkâr etme, hiçbir şeyi değiştirmez. Doğrular, gerçekler yalanlamalarla yok olmaz.

                Allah’tan korkun ve yarın ne götüreceğinizin hesabını iyi yapın. Aldananlardan olmayınız. Hakkı, hakikati unutmayınız! Allah cc. Tüm yaptıklarınızdan haberdardır.

                Kur’ân, hadis, sünnet, ilim, bilim, sanat, meslek biliniz. Cahil cühela olmayınız. İlim ve akıl sahibi olmayanlar, ilim ve din- imandan anlamazlar. İlim sahibi olunuz. İlim öğrenirken, dini ilimleri de öğreniniz. Din ilmi ile akli ilimler bir ilimdir. İlmin ayrısı gayrisi olmaz. İlim, dallara ayrıldı ki; kolay öğrenilsin. İslam dini evrenseldir. Bilimde evrenseldir. En üstün olan insanlar; ilim ve din sahibi olanlardır. İlim ve din sahibi olanlar, hesap gününde ödüllerini alacaklardır. Onlar en üstün geleceklerdir. İbadetleri ile iyilikleri ile ilimleri ile üstün insan, mümin olarak değerlendireceklerdir. Şeriata uymanın ödülünü hak etmiş olacaklardır. Akıl sahipleri hak ettiğini görecek. Akılsız aptallarda, aptallığına doymayacaklar! Allah cc. Katında tek geçerli, makbul din, sadece İslam dinidir. Diğerlerinin Allah cc. katında hiçbir değeri, önemi, eftallığı, makbullüğü yoktur. Allah cc. Böyle buyuruyor.

                Kur’ân, okuması ile ibadette okunması ile anlaşılması ile yaşanılması ile sevaptır. Kur’ân’ın %25’i insanları ilme, bilime, düşünmeye, araştırmaya, eğitime, öğretime yönlendirmektedir. Kur’ân, Fatiha süresi ile başlar. Nas süresi ile sona erer. 323,015 harf, 77,439 kelime- sözcük, 6,236 ayet ve 114 süreden oluşmaktadır. Kur’an, nuzul ( indirildiği) olduğu gibi kıyamete kadar var olacaktır. Kur’ân evrensel, mucize, İlahi mukaddes kitaptır. İnsnları aydınlığa çıkarır. Yeryüzünden cehalati yok eder. Batıl, küfür, cahillik, sapıklık, sapkınlığa kapılanlara hak, hakikat yolu gösterir. Dünyaya geliş hedefini anlatır. Rezaletten korur. Kur’an’ın konusu; Allah cc. Ve insnadır. Allah’ın emir ve yasaklarını bildirir. Haramlardan sakındırır. İbadete ve iyiliğe yönlendirir. Öğüt ve önerilerde bulunur. Ahlaklı olma önerilir. İman ile islam ile yaşanılmasının onurlu olmayı gerektirdiği vurgusunu yapar. Salih amel işlemeyi, haramlardan kaçınmayı, samimi mümin Müslüman olmayı öğütler.