İnsan ne kadar zeki, akıllı, pozitif bilgili, bilinçli, pek çok bilim dalında ordinaryüs profesör olursa, olsun; hak ve hakikate, Kur’an ve sünnete, hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, düzgünlük, adalet, güzel ahlâk, edep, hayâ, temiz akılla uymadıkça, kendini ve başkalarını iyi bir şekilde yönlendiremez, yönetemez. Bunun içindir ki, Allah cc. İradesiyle, peygamberimizin sünnetiyle davranmayanlar, başarılı olamamaktadır. Olamamışlar, olmuyorlar, olamayacaklar! Olacak olsalardı, Allah cc. Vahiy, mesaj- ileti ve peygamberler göndermezdi. Dün, bugün ve yarınlarda, sapkın insanların verdiği zararı, yaptığı ziyanı, hiçbir yaratık; insanlara ve varlığa verememiştir.

Bir insan, aile, toplum, devlet yöneticileri, ne ölçüde, Kur’an ve sünnetin ruhuna uygun hareket ederse, yönetim yaparsa, o ölçüde başarılı olur, olmaktadır. Ama İslam’da, müminlikte, Müslümanlıkta samimi olmalı, doğru olmalı, dürüst olmalı. Zamanımızın bâtınileri, reformistleri, modernistleri, bozguncuları gibi sapkın sapan sapık olmamalı. Aklı, doğru bilgi ile işletip; Kur’ân ve sünnete sımsıkı bağlı olmalı. Kur’ân’ı eleştiren, yeren, eksik bulan, hükümlerini reddeden, peygamberimizi sas. Tanımayan olmamalı. Yüce Allah’ın hak dini olan İslam dinini tam anlamıyla, samimiyetle öğrenip, kabul etmeli.

Akıllı, zeki, öngörülü insan; aklını doğru kullanırsa, hak ve hakikati bulur ve uyar. Kur’an ve peygamberimize sav. Harfiyen uyar. Allah’tan gelen vahyi, peygamberimiz gibi anlar ve yaşar. Peygamberimize gelen vahiy, yaklaşık 23 yıl sürdü. Vahyi alan peygamberimiz, insanlara bu vahyi öğretip, yaşattı. Öğretti, eğitti, yaşam biçimi yaptı. Peygamberimiz sav. İslam dinini; ilmihal, fıkıh, akait ile öğretti. Bu konuda sözler – hadisler ve sünnetlerde bulundu. İslam dini; ayetlerle, hadislerle, sünnetlerle, bilimle, irfanla, marifetullah ile güzel ahlakla, insanların iki âlemde kurtuluşunu sağladı.

İslam dinini kabul etmeyen kişiden, mümin ve Müslüman olmaz. Münafık, kâfir, müşrik, putperest olur. İslam dinini çarpıtan; bâtınilerde kâfirdirler. İmam Gazali, bâtınilerin İslam dışı kaldıklarını pek çok eserinde anlatmıştır. Günümüzde de bâtıniler, Tarihselciler, dini çoğulcular, Kur’an Müslümanları, hadis inkârcıları, peygamberimizi aşağılayanlar, çokça vardır. Hatta Kur’an eksiktir. Aslında 18 bin ayettir, diyenlerde, İslam dairesi dışına çıkmışlardır! İslam dinini, İslamcılık ideolojisiyle, İslam dinini ideolojikleştirip, teröristlik yapan, mümin ve Müslüman katledenlerde, hak mümin hakiki Müslüman değillerdir.

Sahip olduğu felsefi, siyasi, beşeri ideolojisini övüp, yükseltirken; İslam, İslamiyet; geriliktir, gericiliktir, yobazlıktır, fundamentalisttir, bağnazlıktır, ilkelliktir, Ortaçağ düşüncesidir, kalkınmaya engeldir, deyip; pek çok hakaret içeren sözler söylemesi de, Müslüman olmayı engeller. Kapitalizmi, liberalizmi, sosyalizmi, komünizmi, faşizmi, ırkçılığı, demokrasiyi övüp; İslam dinini ve Müslümanlığı yerenlerin, hak din İslam adına inançları kalmamıştır. Zaten bu ideolojik, felsefi, siyasi görüşler, materyalisttir. Yanı maddecidirler. İslam dinini ve kendinden başkalarını kabul etmezler. Düşmanlık ederler! Bunlar, İslam dinine; karşı, zıt, aykırılık olsun, diye üretilmişlerdir. Bunların çoğu, Siyonist Yahudiler tarafından üretilmiştir.

Allah cc. Ahzap Suresi 36. Ayette; Kur’ân ve peygambere uyulmasını emretmektedir. Allah ve resulüne sas. Karşı gelenlerin, apaçık sapıklıkta olduğu ayette bildiriliyor. Lütfen! Bu ayetin mealini düşünerek, algılayarak okunuz.

Haşr Suresi 7. Ayette: “ Peygamber, size ne verdiyse, onu alın. Size neyi yasakladıysa, ondan vazgeçin.”

Nisa Suresi 65. Ayetin mealini lütfen anlayarak, kavrayarak, ders çıkararak okunuz.

Araf Suresi 157. Ayeti de okuyup, anlayınız.

Tevbe Suresi 29. Ayet: “ Allah’ın ve resulünün haram kıldığını, haram saymayanlarla savaşın.” Yanı mücadele ediniz.

Nisa Suresi 59. Ayet: “ Bir şey konusunda anlaşmazlığa düştüğünüzde, hemen onu Allah’a ve resulüne arz ediniz. “ Yanı Kur’an ve sünnete başvurunuz.

Necm Suresi 3- 4. Ayet: “ O (peygamber) kendi arzusu ile konuşmaz. Ancak kendisine bildirilen bir vahiydir.”

Al-i İmran Suresi 32. Ayet: “ Allah’a ve resulüne itaat edin.”

Nisa Suresi 80. Ayet: “ Resule itaat edin.”

Ahzap Suresi 21. Ayette de kısaca mealen; Resûlullah inanlar için güzel bir örnektir. Ona tabi olun, buyurulmaktadır.”

Araf Suresi 158. Ayet: “Gönderdiğim, resule uyun ki, “ hidayete- dosdoğru hak yola ermiş olasınız.”

Televizyonlara çıkıp, ben 6 yaşında hafız oldum. İlahiyat okudum. Akademik kariyer yaptım. İlahiyat profesörü oldum. Üniversite de ders veren bir öğretim üyesiyim, görevlisiyim, deyip; bilerek, Kur’ân, hadis, sünnet dışı açıklamalar yapanların, gideceği yer, ancak cehennemin en derin ateş, duman, irin çukuru Veyl Cehennem çukuru olacaktır. Bu kişiler, milyonlarca insanı sapıtmakta, içlerine şüphe, kuşku düşürmektedir. Münafıklık, düşmanlık yapmaktadır. Bu kişilerin ölmesi başladı. İçlerinde, kendilerinin resul olduğunu, mehdi olduğunu söyleyenlerde var. Allah cc. Hidayet versin, diyelim. Ya da Allah’tan hidayet istesinler, diyelim.

Müslümanlar, çok bilgili, bilinçli, uyanık, analitik düşünebilen olmalı. Bu sapık ilahiyatçıların içinde; cemaat liderleri, tarikat liderleri, üniversite öğretim üyeleri, dekanlar vardır. Milyonlarca insan, bunları resul, mehdi, önder, lider diye peygamberimizin bile önünde görmektedir. Onların emriyle; anarşi, şiddet, terör, katliam, bölücülük yapmaktadırlar! Her biri, bir düşman devletin istihbarat örgütüyle birlikte çalışmaktadır. Çoğu da Amerika’dadır. Almanya’da olanlarda vardır.

Eğer insan iyi niyetli, güzel duygulu, doğruyu benimseyen inançta olmazsa; ona, 4 vahiy kitabı, 100 suhuf- sayfa emirleri, 124 bin veya 224 bin peygamber anlatsa; fayda, yarar etmez. İnsan gönlünü, beynini, ruhunu; hak ve hakikate kapatırsa, ona tüm dünyanın hak din kitaplarını anlatsanız bile benimsemez, takdir etmez, kabul etmez. Nice peygamberler vardır ki, eşi, çocukları, annesi, babası bile kendine inanmamıştır. Birkaç kişiden fazla ümmeti olmamıştır. Ama gider; zalim, katil, katliamcı, zorba, despot olan, Karl Marks, Engels, Musollini, Adolf Hitler, Lenin, Josef Stalin, Mao Zedong, Vladimir Putin gibi onlarca milyon insanı katleden kişileri; lider, önder, mürşit edinir. Bu tip kişilerin genleri, beyinleri, gönülleri, kanları, ruhları bozuktur. Haram gıdalarla, haram düşüncelerle bozulmuştur. İşleyen beden makinesine, hak ve hakikat uygun gelmemektedir.

Bizler, iyi bir öğrenim, eğitim görmeliyiz. Okullarda aklı başında okumalıyız. Din eğitim ve öğrenimimizi; Kur’ân ve sünnet üzere almalıyız. Sürekli, daima öğrenim halinde olmalıyız. Hayat boyu öğrenim görmeliyiz. İyi bir insan= iyi bir mümin ve Müslüman olmalıyız.

Şimdi soralım. Sizlerde hemen lütfen internetten araştırınız:

Müslüman kime denir?

Mümin kime denir?

Mümin ile Müslüman arasındaki, fark nedir?

Yahudi, Hristiyan, putperestler; neden, niçin Müslüman değildirler?

Ateistler, deistler niçin Müslüman değillerdir?

Kapitalistler, liberaller, faşistler, sosyalistler, komünistler, laikler, seküler olanlar, Yahudiler, Hristiyanlar, ideolojik sapkınlık içinde olanlar, masonlar, homoseksüeller neden, İslam dinine önem vermezlerde, kendi ideolojilerini öne çıkarırlar? İslam aleyhinde, ileri- geri, saçma- sapan laf ederler? Bu konularda beyin jimnastiği yapınız? Beyni dosdoğru işletiniz.

1-      Hak mümin hakiki Müslüman birey, İslam dininin doğru yolunu bozmaya çalışmaz.

2-      Anne ve babasına, akraba, komşu, arkadaşlarına asi olmaz. Hainlik etmez. Kötülük, çirkinlik, yalan, yanlış yapmaz. Doğru ve gerçeklerin üstünü örtmez, gizlemez.

3-      İyi bir Müslüman, akrabalarını, hısımlarını ziyaret eder. Dertlerini paylaşır. Sevinçli günlerinde yanlarında olur.

4-      İyi bir mümin ve Müslüman; alkol, içki, uyuşturucu, sigara, zararlı ve bağımlılık yapan kötü madde kullanmaz. Kumar, şans oyunları oynamaz. Bunları yapmak haramdır. Dinimizde ayetlerle yasaklanmıştır. Bunları yapan, önce kendine, aile halkına, başkalarına zarar- ziyan vermektedir. Sağlığı bozulmaktadır. Engelli nesiller ortaya çıkarmaktadır.

5-      İnsanlık, şeref- onur ile İslam dinine uyarak yaşamaktadır.

6-      İslam dininde, Kur’an’da, israf- savurganlık haramdır. Onlarca ayet ve sünnet ile yasaklanmıştır.

7-      Müslüman, malını, servetini, kazancını helal kazanmak zorundadır. Helal, mubah, meşru, bilinçli olarak,  zorunluluk durumlarında harcamalıdır. Parası olmayan, borçlanarak tatile gidemez. Modası geçti, diye eşyayı,  malı değiştiremez. Eğitime, öğretime, sağlığa harcayacağı parayı; zevk, keyif, eğlence, dinlence, kumar, alkol, sigaraya veremez. Allah cc. İsraf etmeyi haram kılmıştır. Peygamberimizin israf hakkında pek çok hadisi vardır.

8-      Ülkemizde kış ayları çok ağır geçmektedir. Doğu İllerimizde 2022 yılında 10 metre kar yağdı. Sebzeler, seralarda bin bir zahmetle yetecek kadar üretilememektedir. Asgari ücret kadar bile geliri olmayanlar; sebze çok pahalıdır, diyor. Kışın; sivribiber, patlıcan, fasulye, dolmalık biber, domates, salatalık, çilek alamadığından, yakınıyor. Kilosu 20 - 50 lira olur mu, diyor. Oysa akıllı insanlar, kilosunu 2 - 5 liradan yiyor! Yaz aylarında derin dondurucusuna- dipfrize koymuş! Akıllı olacaksın. Zahmete katlanacaksın. En iyisi de, mevsimine göre beslenmedir. Kışın yetiştirilen sebzelerde, yoğun oranda kimyasal kullanılmaktadır. Taze, doğal, kimyasal olmayacak şekilde beslenme, en sağlıklı olandır.

9-      Ülkemizde seracılık, tarım, ziraat, hayvancılık çok zor koşullarda yapılmaktadır. Bugün bile Hakkâri’de 8 metre kar vardır.

10-   Tarım üreticisi, emeğinin karşılığını alamadığından, tarım yapmamaktadır. Son bir yıl içinde, tarım yapanların sayısı; 25 bin kişi azalarak, 475 bin kişiye düştü. Seracılık, kış koşullarında verimli yapılamamaktadır. Daha çok Akdeniz Bölgesi’nde yapılan seracılık; sel baskınına ve rüzgâr fırtınasında yok olmaktadır! Benimde seram bu yıl 80 km. hızla esen rüzgârda tamamen yırtıldı!

11-   Doğu İllerinde yapılan hayvancılık çok zor koşullarda yapılmaktadır. 6 aydan daha fazla bir süreçte hayvanlarını ahırda, çok pahalı olan yemlerle beslemektedirler. 10 metre kar yağdı, sözümde hiç abartı yoktur. Bu yıl son 30- 50 yılın ağır kışı oldu.

12-   Allah cc. Buyuruyor: “Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez. Harcamalarda orta yolu tutunuz.”

13-    Helalinden, temiz şekilde çalışmak, bir olan Allah’ın emridir. Çalışmak, ilim- bilim, meslek sahibi olmak, Allah cc. Emridir. İş yok, fabrika yok, demekle olmuyor. İşi sen oluşturacaksın. Sen üreteceksin. Öyle, 10- 15- 65- 75 tane çocuk yapıp; iş yok, demekle olmaz. Aklını çalıştıracaksın. Bakabileceğin, eğitebileceğin, öğrenim gördürebileceğin, meslek sahibi yapabileceğin, evlendirebileceğin, ev- konut sahibi yapabileceğin kadar çocuk yapacaksın. Kendini ve çocuklarını rezil, rüsva, perişan etmeyeceksin.

14-   Bizim apartmanın bahçesinde bir dişi kedi var. Her yıl 4 - 5 tane yavru yapıyor. Çekip, gidiyor. Şimdi bahar geldi. Yine hamile- gebedir. Nasıl olsa insanlar bakıyor, diye, kedi gibi her yıl doğurmayacak, doğurtmayacaksın! Ülkemiz sağlıkta zirvededir. Hiç olmadığı yetkin yerdedir. Her sorunun bir çözümü, çaresi vardır. Ama çözüm, çare bulanlar, ancak akıllı, zeki, beyni doğru işletenlerin işidir. Aklını, beynini çalıştır, diyorum. Bu kişiler, dünyanın barışını, huzurunu, mutluluğunu, güvenliğini de bozmaktadır. İnsanlığa yük olmaktadırlar!

Sizlere bir soru soralım. Sizlerde yanıtını araştırıp, kapsamlı şekilde vermeye çalışınız. Bu konuyu dostlarımızla müzakere edelim:

·         “Bilgili, bilinçli, kendine yetecek varsıllıkta bir hak mümin hakiki Müslüman; neden, niçin, daha sağlıklı, iyi, güzel, temiz, verimli, kaliteli bir yaşantı sürer? Hangi değerlere uymakla bunu sağlayabilir?”

Müslüman, çok yönlü, dosdoğru, gerçek bilgiye sahip olmalı. Düşmanlık yapan; zalim, katil, katliamcı kâfirlerin, yalan, yanlış, uydurma, kurgu, düşmanca sözlerine; bilgi, bilim diye ahmakça uymamalı. Atalarının ve kendinin düşmanlarına; fırsat, olanak, çıkar sağlamamalı. Tükler bunu yapamadıklarından, 3 bin yıldır hep zarara uğratılmaktadır! 16 Türk Devletinin tamamı da içteki, düşmanlarının hile, tuzak ve hainlikleri ile yıkılmıştır. Osmanlı da böyle yıkılmıştır. Osmanlıyı yıkan alçak adi kahpe katiller yine devrededir. Evrensel her argümanı kullanmaktadırlar. Bol keseden şarlatanlık yaparak, vaat dağıtmaktadırlar. Ahmaklarda inanmaktadır.

Müslümanlara ve Türklere düşmanlık için en çok Ermeniler, Yunanlılar, Yahudiler kullanılmaktadır. Bunlar, bizlere karşı; sopa, silah, yok etme, öldürme aracı- gereci olarak kullanılmaktadır. Osmanlıyı yıkanların içinde; Ruslar, Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar, Yunanlılar,  Lübnan Ermenileri ve destekçileri, içimizdeki hain Ermeniler ve Yahudiler çok etkin olmuşlardır.

Birinci Dünya Savaşı, Osmanlıyı yıkmak, yok etmek için bu güçler tarafından alabildiğine kullanıldı. Bin yıldır barış içinde yaşadığımız; Ermeniler, en çok devlet yönetiminde bulunan, Sırplar ve Ermeniler; Müslüman Türkleri, Kürtleri arkadan kahpece vurdu! Rus ordusu, Fransız ve İngiliz ordusu da katliamlara destek verdi. Anadolu’da 510 bin Müslüman Türk katledildi! Hem de işkencelerle katledildi. O zaman buna “katliam,” şimdiki, literatürde- edebiyatta; “soykırım” denmektedir. Türkiye bu 510 bin Müslüman Türk’ün nerede katledildiğini belgeleri ile bilmektedir.

Osmanlı, yaptığı hata ve yanlışların cezasını; canı, malı, aklı, nesli, serveti, namusu, iffeti, acısı, vatan kaybı ile yaşadı. “ Osmanlı topraklarında, Lübnan ve Fransa’da Taşnak ve Çentik Ermeni terör örgütü kuruldu. Çalışmalarını yaptı. Engelleyemedi. Engellemeliydi.”

Alçak kahpe kalleş hainler,  İttihat Ve Terakki terör örgütünü kurdu. Yıkım ve terör olaylarını yaptı. Ama engellenemedi, engellemedi. Osmanlının yıkılmasını sağladılar.

1975 yılında Asala Ermeni terör örgütü kuruldu. 1976 yılında Türk büyükelçilere, konsolosluklara, diplomatlarımıza, Türk vatandaşlarına karşı terör eylemleri yaptılar.

 Asala Ermeni terör örgütü ile PKK; işbirliği, yardımlaşma, dayanışma, ortak terör yapma anlaşmaları yaptı. PKK yöneticileri ve örgüt içinde bulunanların %25 kadarı Ermeni teröristtir. Ermenistanlıdır. Dünyadaki Ermeni diasporasındandır.

Bu terör örgütü, PKK;  1978 yılından beri ülkemiz insanlarından; 63 bin insanı, 18 bin kişisi asker, polis, güvenlik koruyucusu olmak üzere; şehit etti!

Asala Ermeni terör örgütü kendini fes ederek, PKK’ya katıldı.

Dün 23 Nisan 2022 günüydü. Çocuklar bu günü Çocuk Bayramı olarak kutlamaktaydı.

Dün ordu mensubu askerlerimizden 4 tane şehit verdik. Allah rahmet etsin, diye dua ediyorum.

Şu anda ülkemiz içinde, Suriye ve Irak’ta, PKK terör örgütüne karşı askeri harekâtımız, operasyonlarımız devam etmektedir. Bu durumda bile PKK siyasi uzantısı olan HDP siyasi parti milletvekili Garo Paylan, HDP Ermeni Milletvekili, TBMM Başkanlığına bir kanun- yasa teklifi verdi. Yasa teklifinde, Türkiye’nin, 1915 yılı Ermeni soykırımını tanımasını istedi. Bu kişiler, devletimizin, milletimizin, vatanımızın, bayrağımızın, vatan bütünlüğümüzün düşmanlığı her alanda eylem olarak yapmaktadırlar. Bu kişi bendeniz, emekli öğretmenin tam 8 kat aylık, maaşını alıyor. Makam arabası, sürücüsü, sekreteri, ucuz yemek yemesi, siyasi ve ekonomik çıkar sağlanıyor. Tarihi doğru bilmeli. Tarihten ders alarak, günü ve geleceği değerlendirmeli. Ahmak, aptal, uyuşuk, pısırık, hımbıl, ilgisiz, bilgisiz, silik olmamalı.

Lütfen internetten şu örgütleri tek tek araştırıp, okuyunuz. Doğru bilgi sahibi olmaya çalışınız. Gidip de; devlet, millet, hükumet, bayrak, bağımsızlık, vatan bütünlüğü, din- iman, Müslüman düşmanlarına, köle, tutsak, mankut, araç, gereç, malzeme olmayınız.

Taşnak, Çentik, Asala, PKK terör örgütü nedir? Neler yapmıştır? Hangi katliamları yapmıştır?

Allah cc. Bakara Suresi 208. Ayette buyuruyor: “ Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe ( İslam’a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Her doğan, İslam fıtratı- yaratılışı üzere doğar. Sonra anne ve babası; onu, Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar!”

Milletimize, devletimize, vatanımıza, bayrağımıza, bağımsızlık, özgürlük, vatan bütünlüğümüze, tüm varlığımızla sahip çıkmalıyız. Bir taşını bile ister savaş ile ister para ile yabancılara asla satmamalıyız. Vatan satılmaz. Vatanımız, yurdumuz hiçbir şekilde yabancılara verilmez. Paraya ihtiyaç varsa, başka yollarla kazanmalıyız. Çoğu Arap ülkeleri; mal, arazı, bina, yapı hiç satmamaktadır. Bu bazı Batı ülkelerinde de böyledir. Biz ise her şeyimizi peşkeş çekiyoruz. Sadece bina değil, arazi, tarla, bağ, bahçe, fabrika, işletme, kurum, kuruluşlarımızı 1983 yılından beri gelen 14 farklı hükümet para ile satmaktadır! Ereğli Demir Çelik Fabrikasını 1 (bir)  Türk lirasına satmışız! Satmasak ne olur, derseniz, yine o hırsız, sömürücü keneler; çalıyor. Zarar ettiriyor. Satmayı normal hale getiriyorlar. Binlerce işletmemizi, malımızı, mülkümüzü sattık! Paralarını yedik! Yine o sömürücü hırsızlar yedi! Şimdide kartel oluşturdular. Enflasyondan, döviz kurundan çok yüksek fiyatlarla halkımızı kazıklıyorlar! Milli olmalı, maneviyatçı olmalı, gerçek anlamda dosdoğru mümin ve de Müslüman olmalı.

Ülkemizde yetiştirilen besin, gıda, tarım, ziraat, hayvan ürünleri artık ülkemiz içine yetmiyor. Kapitalistler; ziraat, tarım üreticilerini sömürdüğünden, üretim azaldı. 2020 yılında 23 milyon kilometre kare toprak ekilip- biçilirken, tarım yapılırken, bu 21 milyon km2’ye düştü. Ülkemizin toplam alanı 780 milyon hektardır ama bunun hepsi tarıma elverişli değildir. 23 milyon hektar tarım alanı varken, 23 milyon hektarda orman alanımız var. Çayır ve mera arazilerimizin toplamı 23 milyon hektardır. Bunlar, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkta kullanılmaktadır. Topraklarımızın üçte birinde tarım, üçte biri orman, üçte birinden az fazlası çayır, ortak, yaylalarımızdan oluşuyor.

2022 yılı itibarıyla nüfusumuz 85 milyondur. Her yıl 50 milyondan fazla turist gelmektedir. Ülkemiz yolgeçen hanına döndü! Sığınmacılarla doldu! Ülkesini korumayıp, kaçanlar; ülkemizde soluğu almaktadır. Hem gelene hem de savaş içinde kalana yardım edelim, derken; halkımız belini doğrultamamaktadır. 2008 yılından beri gerilemekteyiz. Döviz kuru yükselmesi, dünyadaki çatışma ve savaşlar, ekonomik küresel krizler; milletimizi vurmaktadır!

Dünyada 27 milyar km2 tarım arazisi bulunuyor. En çok Afrika, Orta ve Güney Amerika, Rusya’da tarım yapılıyor. Ama buraların halkıda sömürü yüzünden fakirdir, yoksuldur.

Ülkemiz tarım yönüyle Avrupa’da 1. Dünyada 7. Sıradayız. En çok Konya ve Şanlıurfa’da tarım yapılıyor. Ama katma değerleri düşük tarım yapıyoruz. Bilim, teknik, teknolojiyi yeterince kullanamıyoruz. Türkiye 61 milyar dolarlık tarım ürünü yetiştiriyor. Bu para sadece ülkemizden yabancıya enerji gideri olarak gidiyor.190 ülkeye 19 milyar dolar değerinde 1707 çeşit tarım ürünü satıyoruz.  12 milyar dolarlık da tarım ürünü dışarıdan alıyoruz. Arazi mirasçılara bölündüğünden, devletin üreticiyi koruyan hiçbir uygulaması, hiçbir zaman olmadığından; tarım ve de hayvancılık geriliyor. Bir de ovalarımız kent- şehir, binalaşma, betonlaşma oluyor. Gelecek nesilleri çok zor günler bekliyor!

Hiçbir değerimiz, malımız, mülkümüz, servetimiz asla israf edilmemeli. Başkalarına da verilmemeli. Ülkemizde 27 milyon ton gıda ve 7 milyon ekmek çöpe gidiyor. Dünyada israf yönüyle ilk sıralarda yer alıyoruz. Tarım ürünü taşımacılığında ve pazarlanmasında hiçbir soğuk zincirimiz yok! Güneşin altında sebze meyve taşıyoruz. Ya da kışın soğukta, dondurulup, çöpe atıyoruz. Plansız üretim yaptığımızdan, satamadığımızı veya stokladığımızı da çürütüp, döküyoruz! Ortalama besinlerimizin, gıdalarımızın %40’i çöpe gidiyor.

Oysa gıdalarımız fabrikalarda işlense veya kurtulursa, bu zararı etmeyiz. İsraf da olmamış olur. Şu anda dünyada 821 milyon aç var. Bu açların sayısı 2030 yıllarında 2 milyara çıkacak, diye tahmin ediliyor.

Dünyada da üretilen gıdanın %30’u israf edilmektedir. Bunun maliyeti 750 milyar dolardır. Yanı ülkemiz devlet bütçesinin tam 7 katı kadardır.

İsraf, savurganlık, tutumlu olmamak, dinimizde haramdır. İsraf, gereksiz, lüzumsuz, ölçüsüz, dengesiz harcamadır. İslam dini her türlü israfı yasak- haram kılmıştır.

Mal, servet, mülk; silah gibidir. Kullanmasını bilmeyen, onunla kendini helak edebilir, mahvedebilir. Bazı insanları fakirlik, bazı insanları da zenginlik azdırır!

Allah cc. İnsana her şeyin hesabını, yaptığının ve yapmadığının hesabını mutlaka soracaktır. Bunun için her işi en dosdoğru, dürüstçe, gerçekçi, bilimsel, dinsel, hakça, hukukça, hakkaniyetçe, dosdoğru orta yol ile yapmalı. Aşırılık ve gerilik yapmamalı.

1-Allahü Teâlâ’yı, Yüce, Ulu Allah’ı, kendisinin bildirdiği şekilde yanı Esma’ül Hüsna ile biliyor, tanıyor, kabul ediyor, kulluk ediyor, ibadetleri, Kur’ân’ı Kerim üzere, peygamberimiz gibi yapıyor musunuz?

2-Kur’ân’ı Kerim’i okuyor, anlıyor, doğru yorumluyor, itaat ediyor, söylediklerini yaşıyor musunuz?

3-Hazreti peygamberimizi sas. Son peygamber olarak kabul ediyor, hayatını – siyerini öğreniyor, onun gibi Kur’ân’ı Kerimi yaşıyor musunuz?

4-İslam’i ilimleri öğrenip, yaşam tarzı yapıyor musunuz? Aile halkınıza, akraba, komşu, arkadaş ve çevrenizdekilere, insanlara iyi örnek oluyor musunuz?

5-İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, çevrenizdekiler sizleri seviyor mu? Sizlere sevgi, saygı duyuyor mu? Sizlere güveniyor mu?

1-      İnsanlara, hayvanlara, bitkilere; sevgi, saygı ile yaklaşıp; güzel iletişim, diyalog kuruyor musunuz? Onlara yardım, iyilik, hizmet ediyor musunuz? İşlerine yardım edip, katkı sunuyor musunuz?

2-      Allah’a eş- ortak, denk tutuyor musunuz? Yüze Allah’ın dinine eş- ortak buluyor musunuz? Onun peygamberi yerine başka önderleri, liderler, mürşitler, kılavuzlar buluyor musunuz?

8-Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın dinini bırakıp, bir kenara atıp; sapkın felsefi görüşler, sapık ideolojik düşüncesizlikler ediniyor musunuz?

9-İdeolojik sapkın, putçu, felsefi sapıklık içinde misiniz?

10-Allah’ın emrini tutuyor musunuz? Yasakladıklarından sakınıp, kaçınıyor musunuz? Kul hakkına özenle, dikkatle uyuyor musunuz? Eğer bunlara, “hayır” diyorsan, cehenneme kendi yakıtını götürüyorsunuz, demektir. Dünyada iken, cehennemi hak ettin, demektir. İki dünyanı da; rezil, rüsva, perişan, felaket, fecaat ettin, demektir. Yine de şansın var. Kurtuluş ümidi var. Hemen bir tövbe ediniz. Boy abdesti alınız. Allah’a yöneliniz. Tövbenin ardından; zikrediniz, şükrediniz, ham t ediniz, ibadet ediniz. İyilikler yapınız. Allah’a kul, insanlara, varlıklara iyilik, hizmet ediniz. Hiçbir varlığa zarar, ziyan vermeyiniz. Asla kırmayınız. İncitmeyiniz. Gönülleri alınız.

11-Hak, hakikat, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, Allah cc. Kur’ân, peygamber, dosdoğru gerçek bilim karşıtı ne varsa; lâ de, reddede, hayır de, olmaz de, kabul etmiyorum de ve de kendini duygu, niyet, düşünce, eylem, davranış, fiillerinle ispatla! Lütfen! Hak ve hakikatten ayrılma! Ayrılanlarla bir, beraber, dost, can, yâr, canan, arkadaş, yandaş, yoldaş lütfen, asla olma!

12-Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, vatan bütünlüğü, İslam, Müslüman, insanlık, varlık düşmanlığı yapıyor musunuz? Yaşadığınız vatana, size yardım eden devlete, yararlandığınız millete, düşmanlık ediyor musunuz? Yoksa nankörlük edip; milli, manevi, dini değerlere nankörlük edip, düşmanlık mı ediyorsunuz? Eğer ediyorsanız, değer yargılarından yoksunsunuz! İçinizde olan bir sepet pislikten ibaretsiniz! Allah cc. Sizlere akıl, fikir nasip eder, inşallah. Sizde aklınızı başınıza toplayıp; hidayete, irşada, feyize eresiniz, inşallah. Diyorum ve sizlere dua ediyorum.

İnsanlıklı, insaniyetli, insancıl, merhametli, şefkatli, müşfik hak mümin, hakiki gerçek takva mümin ve Müslüman olmalı. Allah’a sevgi, saygı itaat etmeli. Allah’ın yarattığı hiçbir varlığa kesinlikle zarar, ziyan vermemeli. Kötülük yapmamalı. İyilik, hizmet, yardım yapmalı. Şarlatanlar gibi işin sadece edebiyatını yapıp, gerçek anlamda her pisliği yapan olmamalı. Vatanımıza, milletimize, devletimize, ülkemize, insanımıza, varlık değerlerimize, milli, manevi, dini, insani, evrensel değerlerimize zerre kadar asla zarar vermemeli. Her gün ilim- bilim- doğru bilgi, din- iman konusunda ilerlemeli, gelişmeli, olgunlaşmalı. Hedef; hak ve hakikate erip, olgunlaşma, erdemleşme, faziletleşme, kâmil yararlı önemli insan olma olmalıdır. Aksi halde bir taş kadar değer, önem, kıymet taşınmış olmaz! Allah cc. İnsanları, kendine ibadet etsinler diye yarattı. İki âlemde huzurlu, mutlu yaşaması için hak din İslam ve peygamberler gönderdi.