İnsanın yaratılış amacı; “Allah’ı tanıma ve ibadet etmedir. İnsanlara, varlığa iyilik etme, yardım etme, barış içinde yaşamadır.” İnsan, mümin Müslüman olmakla; onur, güzellik, iyilik, doğruluk, hak, hukuk, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, doğruluk, gerçeklik ile davranır.  “Allah’ın emirlerini tutup, yasakladıklarından sakınma gibi pek çok maharetin sahibi olur.” Böylece Allah onu sever, o da Allah’ı ve sevdiklerini sever.

                Zariyat süresi 56. Ayet: Allah cc. “ Ben, cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler, diye yarattım,” buyuruyor.

                Maide süresi 58. Ayetinde:  Allah cc. “ İyilik edin. Allah iyilik edenleri sever,” buyuruyor.

 İyilik yapma, iyiliğe sebep olma, iyiliğe öncü olma, iyilikte bulunma; varlıklar için yapılması gereken farz ibadettir. İnsan, Hazreti Ömer gibi demeli. Hazreti Ömer her günün sonunda, günün muhasebesini yapar. Kendini hesaba çeker ve şöyle derdi: “ Bugün Allah rızası için ne yaptım?”

                Hakça davranmak, karanlığa ışıldak yansıtmaktır. İyilik bir değişim, yenilenme etkisi yapar. Tüm dünyayı sarmaya başlar. Hakkın olmadığı yerde, hakkı, hukuku öğretmek, yaşamak, kalpleri açmak gerekir. Buna iyilik yaparak, yakınlaşarak yapmak gerekir. Samimi, ihlâslı, takva, güzle örnek, Hızır as. Gibi olmakla yapmak gerekir. Peygamberimiz gibi davranmakla; bu güzellikleri yapmak, yaymak gerekir. İyilik her kalbi açar. Bunu unutmamak gerekir. “İnsanların gönül kapısı olan kalbi, beyni açmadan, kazanmadan; insan kazanılmaz.” Zalimin zalimliğini durdurmak için bizlerin hakça davranıp, iyilik etmemiz gerekir. “Her insana kazandırdığımız değer bir iyiliktir.” İyiliğin ödülünü sadece Allah’tan beklemeliyiz. İyiliğimiz karşılığında iyilik beklememeli. Çıkarcı hareket etmemeli. “İyilik sadece ve ancak Allah cc. Rızasını kazanmak için yapılır. Allah’a yapılan ibadetlerle aynı amacı taşır.”

                “İnsan gerçek takva, samimi hak mümin ve Müslüman olduğunda; Allah’a dost, kullarına sevgili, yardımcı, infak eden, merhametli davranan olur.” Müslüman, en merhametli, acıyan, şefkatli, müşfik olandır. İyilik eden, diğerkâm olan, yardım eden, paylaşan, dayanışma içinde olandır. O yaratana sevgili, varlığa dost olandır. Bireysel, örgütsel, ekipsel olarak yardım etmenin plan, program, projelerini yapıp, mutlaka gerçekleştirmeliyiz. En zayıftan yardım etmeye başlamalıyız. Yetimden, yoksuldan, düşkünden, yaşlıdan, zulme uğramışlardan başlamalıyız. Bugün Filistin, Yemen, Etiyopya, Suriye, Irak, Arakan, Somalı ve pek çok yerin insanları, zalimlerin yüzünden kan ağlıyor!

                Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın dün ki açıklamasında: “ 2003- 2017 yılları arasında insanlardan zor durumda olanlara 232 milyar lira hibe yardım ettik.” Bu 80 milyonluk ülkemizin bir yıllık devlet bütçesinin yarısı demektir. Dünyada en çok yardımı Türkiye yapmaktadır. Devlet, millet olarak, yardım kurumları olarak 135 – 140 ülke insanına yardım ulaştırmaktayız. “Küresel İnsani Yardım Raporuna göre; Türkiye, Milli gelirine göre en çok yardım yapan cömert ülkedir.” Sadece devletin yardım kurumları yardım yapmamakta, halkımızın kurduğu 420 kadar yardım derneği de yardım yapmayı sürdürmektedir.

                “Dinin sahibi Yüce Allah’tır. Muhatabı da akıllı ve erginliğe ermiş insandır. Bugün dünya insanlığı ve Müslümanlar yeterince İslam dinini yaşamadığından; kötülükler iyiliği bastırıyor!” Kardeşlik, dostluk unutulmuş! Düşmanlık, zalimlik egemendir! İslam âlemi diye bir durum kalmamış! Sevgi bastırılmış. Nefret, kin kol geziyor! “İslam, ilmi öğrenmeyi ve yaşamayı emrediyor. Cehalet etrafı sarmıştır! İlim geçer akçe olmaktan çıkmış. Eğlence dünyası, futbol, nefse hoş gelen kötülükler para ediyor! İçki, kumar, uyuşturucu- bağımlılık, rüşvet, hırsızlık, gasp, hile, kandırma, aldatma, tuzağa düşürme, bencillik, çıkarcılık, haksızlık; adaleti de yok etmektedir!”

 İslam; hakkı, hakikati, adaleti, doğruluğu, gerçekliği, güzel ahlakı, edebi, sadakati emrediyor. Ama zulüm ve ihanet zirve yapmış durumdadır! İslam; haram, mekruh diye hüküm koyup, yasaklamış. İnsanlar helalden çok harama koşuyor! İslam yaşantısı kalktıkça, insanlıkta, insancıl olmakta, insaniyette azalmaktadır.

                Artık peygamberimiz gibi dua etmeli: “ Allah’ım! Muhakkak sen affedicisin. Affetmeyi seversin. Beni de affet.”

 Artık tövbe etme zamanı geldi, çoktan da geçiyor! “ Hemen, bir an önce Nasuh tövbesi edip, Kur’ân-ı Kerim’i peygamberimiz ve ashabı gibi yaşamaya başlayalım. O güzelim İslam âlimlerini de örnek almayı unutmayalım.”

                Peygamberimiz: “ Allah’a yemin ederim ki; iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.”

                Hicr süresi 99. Ayette: “ Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadete devam et.”

Gaflete, cehalete, umursamazlığa asla düşmeden, Allah’ın emirlerini harfiyen tutmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. Başka kurtuluş yolu yoktur. “İbadetleri devamlı, sürekli yapma esas ve asıl olandır.” “Peygamberimiz, İslam üzere, büyük ahlak üzere yaşadı. Bizlerde onu örnek alarak yaşamalıyız.”

                İslam dini, insanları, Kur’an ve sünneti yaşamaya davet etmektedir. Böylece iki dünyada huzur, mutluluk, rahatlık, kolaylık, refah, kurtuluş bulacaklarını anlatmaktadır. Mümin hem güven verir hem de güvenli güzel bir toplum oluşturur. İslam toplumu oluşturmadan, hiçbir şey yolunda doğru dürüst gitmez. Birey, aile, toplum, devlet hak yolda, hukuk içinde işlevini sürdürmeli. Kur’ân, sünnet, ilim, bilim, kültür, sanat, teknik, teknoloji doğru kullanılan akıl ile ortaya konulmalı. İnsanların birbirine dost ve kardeş olmaları sağlanmalı. Yapılan işlerden mutlaka hayırlı sonuçlar alınmalı. “Dinin kaynağı yüce Allah’tır. Onun hüküm ve kanunlarına eksiksiz uyulmalı. Peygamberimiz gibi Allah’ı anlayıp, dini peygamberimiz gibi yaşamalı.” Din, ilim, bilim, kültür, sanat, teknoloji ve değerler, uzman erbabından öğrenilir. Cahil cühelalardan, art niyetli sapık bozgunculardan değer öğrenilmez.

                Mümin, insanların doğuştan getirilen haklarına ve sonradan kazanılan haklarına saygı göstermeli. Sapık ideolojilerin; faşistlerin, komünistlerin, kapitalistlerin, sapık dincilerin, bozuk inanış sahiplerinin uyguladığı zulümler gibi asla davranmamalı. Bu sapık zalimlere zerre kadar benzememeli. Bir milimetre kadar yardımcı olmamalı, destek vermemeli, eğilim göstermemeli. Müslüman’ın bu gibi sapık ideolojilerle ve sapkın inanışlarla işi olmaz, olmamalı.

 Mümin; “başkalarının hayat hakkına, mülkiyet, inanç, ibadet, düşünce, nesil yetiştirme, siyasi haklarına, medeni haklarına, ticari ve vatandaşlık haklarına saygılı olur, daha da geliştirir.”

                İnsanları eğitip- öğretirken, hak din İslam eğitimi yapılmazsa; ortaya insanlıklı insan çıkmaz! Dünyada bugün gördüğünüz sapık, serseri, saldırgan zalim gibi çok farklı yaratık çıkar! Din dışılık, insan aklını ve varlığını değersizleştirir. İnsani değerlerini yok eder! Batıl içinde pek çok pislik vardır. Bunlar insanlığı yok etmektedir!

                “İslam dininin binlerce fazilet değeri vardır. İman, güven, esenlik, merhamet, selam, kanaat, ahde vefa, eman, sevgi, saygı, hoşgörü, adalet, doğruluk, dürüstlük, gerçeklik, kardeşlik, dostluk, iffet, istikamet, paylaşma, yardımlaşma, dayanışma, çalışma, fedakârlık, hoşgörü, hak, hukuk, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, ilim, bilim, sanat, kültür, medeniyet, sadakat, diğerkâmlık, tebessüm, infak, emaneti koruma gibi binlerce değeri yaşam tarzı yapmalı.”

                Mümin, emanete ihanet etmeyen, güvenilir kimsedir. Olgundur- erdemlidir. Âlimdir, bilgindir, bilgedir, sanatçıdır, sanatkârdır. Güvenilendir. “Güven duyulmayan bir kimsenin ibadeti de makbul kabul edilmemektedir!” Peygamberimiz:  “ Müslüman, dilinden ve elinden insanların esenlikte olduğu kimsedir. Mümin, malları ve canları konusunda insanların kendini güvende görüp, güvende oldukları kimsedir.”

 “Bugün İslamofobi varsa bunun sebebi birazda kendini Müslüman tanıtıp, gâvurluk yapanlardır! İslam’ın korkulacak din değil, istenilecek din olduğunu güzel örnek olarak yaşayarak göstermek durumundayız.”

- - - -