Almanya Federal İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Markus Kerber, Almanya’nın Hanau kentinde gerçekleştirilen ve 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıya ilişkin “Irkçı bir terör saldırısı” dedi. Federal İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Markus Kerber, Hanau’da gerçekleştiirlen ırkçı saldırıyı değerlendirdi. İHA’ya yaptığı özel açıklamada bunun açıkça ırkçı bir terör saldırısı olduğunu ifade eden Kerber, “Saldırıda şimdiye kadar gördüğümüz şekliyle, komplo teorileri, ırkçı bulgular, yıllar içerisinde birileriyle kurulan diyaloglar neticesinde oluşan radikalleşme söz konusu. Ortaya çıkaracağız. Saldırganın internet iletişimlerini, seyahat bilgilerini, arkadaşlarını, iletişim verilerini, yani gerekli olan her şeyi araştırıyoruz. Çevresinde fikren ona yakın duran, onun radikalleşmesine neden olan, onu etkileyen, motive eden unsurlar var mı ona bakıyoruz” ifadelerini kullandı. “Devlet direnecek ve terörü bitirecektir” “Şüphesiz insanların endişelerini ciddiye alıyoruz, ki zaten bizim de kaygılarımız aynı. Son sekiz ay içerisinde Walter Lübcke suikastı, Halle terör saldırısı oldu ve en son önceki gün Hanau’daki terör eylemi. Bu bize Almanya’da artan bir sağ radikal terör ortamı olduğunu gösteriyor. Vatandaşlarımızın endişelerini gidermek adına, bunları engellemek adına daha fazla çaba sarf edeceğiz. İnternetteki karanlık köşelere daha dikkatli bakacağız. Takip ve soruşturma baskısını arttıracağız. Kimsenin şüphesi olmasın, devlet direnecektir ve geçmişteki diğer terör gruplarına karşı yaptığı gibi bu yeni terör dalgasıyla da mücadele edecek ve onları da bitirecektir” Baba evden nasıl sağ çıktı Saldırgan Tobias R ‘nin evinde annesiyle birlikte ölü bulunması fakat aynı evden nasıl olup da babasının sağ çıktığına yönelik soruya ise Kerber: “Saldırganın da babasının da temel hakları var. O nedenle şimdilik bir şey söyleyemeyiz. Saldırganın nasıl bir aile ortamı vardı, babasıyla ve ailesiyle nasıl bir iletişimi vardı araştırıyoruz. Babasının veya kendisinin daha önceden herhangi bir suç kaydı var mı onu araştırıyoruz. Biraz sabırlı olmalıyız” şeklinde yanıt verdi. “Ayrımcı, dışlayıcı ve ırkçı dil toplum içerisinde yayılmamalı” Açıklamasında Almanya’da politik düzeyde artarak kullanılan ırkçı ve ayrımcı dilin zararlı olduğunu da dile getiren müsteşar, sağcı partilerin ve sağcı radikal gruplaşmaların son zamanlarda kullandıkları dilin, kesinlikle ülkeye yardımcı olmadığını belirtti. Markus Kerber, gelecekte de politik düzeyde ayrımcı, dışlayıcı ve ırkçı dilin toplum içerisinde yayılmasına ve kullanılmasına müsaade edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. “Gerekirse silah ruhsatı kanunu sertleşir” Saldırganın ruhsatlı silah sahibi olması nedeniyle başlayan tartışmaların, hükumeti silah ruhsatı kanununda değişikliğe götürüp götürmeyeceği sorusuna ise Kerber, “Silah ruhsatı kanunundaki kontrol mekanizmalarını tekrar gözden geçireceğiz ve mevcut kanunların yeterli olup olmadığına bakacağız. Bildiğimiz kadarıyla saldırgan dernekte (atıcılık kulübü) hiçbir zaman göze batmamış. İçişleri Bakanımız Seehofer’de daha önce kanun değişikliğine gitmekten imtina etmeyeceklerini ve silah ruhsatı kanununu gerek duyulursa sertleştirileceğini belirtmişti” şeklinde yanıt verdi.