ANALİZLEME: NEDEN 29 EKİM?

Rastgele bir tarih mi idi? Hiç takıldı mı aklınıza Cumhuriyet, neden 29 Ekim'de ilan edildi?

Abone Ol

Gazi’nin bütün karar ve uygulamalarında olduğu gibi 29 Ekim'in de çok anlamlı bir nedeni var...
Cumhuriyetin ilanından 2 yıl sonra, yani 29 Ekim 1925’te Fahrettin Altay Paşa, Çankaya’da Atatürk’ün misafiridir. Zihnini hep meşgul eden bir soru vardır: ‘Acaba Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’i neden 29 Ekim’de ilan etmiştir? Neden 27 Ekim veya 1 Kasım değil?
Çankaya Köşkünde yemek sonrası Atatürk’ün yanına gider: “Paşam, benim dikkatimi çekmiştir. Cumhuriyetimizin ilanının 29 Ekim'e denk gelmesi acaba bir tesadüf müdür? Üç gün evvel, 5 gün sonra da olabilirdi” der.
Bunun üzerine Atatürk, şunları söyler: “Mütarekenin ilk günlerini hatırlarsın. Saray ve hükümet teslimiyeti kabul etmişti. Hükümet sarayın, saray da itilaf devletlerinin elinin altına girmişti.
Saray, bu halinden memnundu. Fakat ben bunu kabul edemezdim.
Buna karşı koymakla bir çıkış yolunu temin ederek, bu mazlum milleti tarih sahnesinden silmek, ortadan kaldırmak isteyenlere karşı harekete geçmek için kendimi vazifeli saymıştım. Dünyada tek başımıza idik, fakat benim inandığım ideale, benimle beraber olanlar da bağlandılar ve netice hâsıl oldu.
Mütareke, 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı. Vatan parçalanmış, istilaya uğramıştı.
Peki, 30 Ekim 1918’den bizim İzmir’e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922’ye kadar kaç yıl geçti? Dört yıl.
29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan ettik. İşte 5 yıla sığdırdığımız büyük inkılâp, bizim yaşadığımız şartlara düçar olmuş, hangi milletin tarihinde vardır?
Bu mazlum millet, kendisinin hakkı olan yere ulaşmıştır, çektiğimiz acıların, sıkıntıların en büyük mükâfatı işte budur. Bütün dünya bunu görmüştür. Daha da görecekleri vardır. Beni en çok mesut eden hadise, bu mazlum milletin hak ettiği bu yere gelmesidir.
Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası günlerdeki çektiğim azabı bilirsin. Yanımdaydın.
Mondros 30 Ekim’dir. Cumhuriyet 29 Ekim. İşte bu da, mazlum bir milletin ahıdır. Sanırım ki o zamanki devletler bunu anlamışlardır!..”
Bu konuşmadan sonra Atatürk, bir an durur, elini masanın üzerine koyar ve: “Deyiniz ki, bu tarihten silinmek istenilen bir milletin öcüdür…” Der!
Fahrettin Altay, “Ama Paşam bundan hiç bahsetmediniz!”
Atatürk cevap verir: “Övünmek olur, övünmek benimle beraber mefkûreye inananların, milletin, ordunun hakkıdır...”
Atatürk’ün, Cumhuriyet ilanı için 29 Ekim tarihini seçmesinin özel nedeni bu cümlelerden de anlaşılıyor.
Atatürk, 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile her anlamda teslimiyet içine girmiş, kendi tabiri ile esarete uğramış milletinin kaç yıl bu esaret altında kaldığı sorusuna 5 yıl cevabı vermek istemez.
O nedenle 4 yıl 364 gün sonra Cumhuriyeti ilan ederek bir ifadeyi kesinleştirmek ve esaretten 1 gün önce Cumhuriyeti ilan ederek bir anlamda öç almak istemiştir!
Türk milleti 5 yıldır esaret altındadır, demek çok zor geldiğinden; Türk milleti 4 yıl esaret altında kalmıştır diyebilmek için 30 Ekim'e 1 gün kala Cumhuriyeti ilan etmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, mağrur ve galip batılı devletlere, ‘Ben 30 Ekim’i tanımıyorum! Sizden bir gün öndeyim. Siz 29 Ekim’i tanıyacaksınız’ demiştir...
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI ve CUMHURİYETİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!
(Bilgileri bugüne iletenler ile Nüket Türel'e Teşekkürler.)
Ömer ŞAN-Gazeteci/Muhabir