YAŞADIM ŞARKILAR ŞAHİDİMDİR

Yaşadım!

Erik ağaçları şahidimdir

Yıldızlar şahidim

Yaşadım!

Avuçlarımın gücü yettiği kadar

Yaşadım!

Yollar ve sevgili türküler şahidimdir.

O yaşadı. Yollar gördü yaşadığını. Şarkılar türküler gördü. Çocuklar, gençler gördü… Hayallerine ve cesaretine güvendiği, arkadaşlarım dediği gençler… Onun tılsımlı sesine ve müziğine kendini bırakan gençler… Gördü. Ama o gitti. Dağları, denizleri, gökleri bize bırakarak… Baharları, yazları, kışları… Kuşları, balıkları, kedileri… Şarkıları, türküleri, yolları bize bırakarak gitti. Yaşama en çok yakışan Karadeniz’in hırçın çocuğu sonsuzluğa uçtu. Kuşlar kadar özgür artık tanıdık bildik göklerinde. Doğduğu, büyüdüğü topraklara, Hopa’ya uğurladık onu. Oysa ne çok sevgimiz vardı ona verebileceğimiz. Ne çok coşkumuz, yürek atışımız, konserlerde paylaşabileceğimiz. O sahnede en güzel aşk şarkılarını söylerken hüzünlenecek, kemençenin tulumun sesiyle coşacaktık. Birlikte horona duracaktık. Olmadı. İlk defa sözünü tutamadı. Arkadaşlarım dediği dinleyicilerini, bütün sevenlerini arkasında bırakarak gitti.

YÜREĞİMİZE KONAN KELEBEK

O bizim yüreklerimize konan mavi bir kelebekti. Kelebeklerin ömrünü bilirsiniz. O kısa ömrünü karıncanın telaşıyla çalışarak doldurdu. Gidişiyle Karadeniz, şarkılar, türküler, yetim kaldı. Onunla aynı gökyüzünü paylaşamayacağız artık. Beyoğlu’nda, İstiklal caddesinde uzun saçları, gülümseyen gözleriyle bir anda karşımıza çıkma ihtimali yok. “Burası da bizim memleketimiz oldu” dediği caddede sadece sesi var. Şarkıları, sözleri… Hayata karşı duruşu bir de…

Onun ardından yaşananları şöyle bir film şeridi gibi gözümün önünden geçirdim. Kazım Koyuncu’ yu sonsuzlukta uğurlayışımızın ardından yaşananlar gönül kuşunun çok uzaklara uçmasındaki haklılığı ortaya çıkarıyor. Kendilerinde bir birikim, güzellik olmayan bazı insanlar Kazım’ın ardından etiket peşinde koştular. Fakat zaman geçtikçe Kazım sevgisi daha da büyüdü onlar tek tek kayboldu ortalardan…

KAZIM ADI EN GÜZEL YERDE GÖNÜLLERDE

Hopa'da, eski belediye binası restore edilerek yapılan kültür sanat merkezine ''Kazım Koyuncu adı verilsin mi verilmesin mi tartışmaları oldu. Basına yansıyan tartışmalarda ''Bir türkü söylemekle sanatçı mı olunur'' diyen bir meclis üyesi bile olmuştu. Üstelik bu olay Hopa Belediye meclisinde yaşanıyordu. Oraya Kazım’ın adı verilse ya da verilmese ne yazardı. Onun ismi milyonların yüreğine silinmez harflerle yazılmıştı.  Sonra büyük bir hevesle telaşla  “Kazım Koyuncu Kültür Merkezi” yapıldı. Ama yaşatılamadı.

BENİ YAŞARKEN ANLA

12. Kral TV Video Müzik Ödülleri" de "onur ödülü" Kazım Koyuncu’ya verildi. Keşke yaşarken anlasaydılar onu.  Bizim gibi yaşayan ve değer verdiğimiz sanatçıları yaşarken anlayın öldükten sonra sevenlerinin ilgisini çekmek için onları ödüllendirmek beyhude bir anlayıştı Bu ödül insanımızın sanata ve sanatçıya verdiği önemi gösterir.

OMURGALI OLMALI

Kazım Koyuncu Karadeniz Sahil Yoluna karşı yapılan eylemlerde en önde sırada yer aldı. “İlk defa bu kadar cezalandırılmasını istiyorum. Çünkü 700-800 sene sonra bu sahiller tekrar elimize gelecek ve bu insanlar yüzünden tarihin içini boşaltmış olacağız." Dediği Karadeniz Sahil Yolunun açılısında onun şarkıları çalındı. Yıllarca karşı durduğu değerleri taşımayan siyasi partiler onun şarkılarıyla Oy istedi halktan. Onların bu yüzsüzlüğüne karşı tepkimiz ne oldu?

MEZARIN REKLAMI OLUR MU?

Kazım Koyuncu ile ilgili yapılan bu yanlışlıklara dur diyecek ciddi bir birliktelik olmadığından yanlışlar zincir halkaları gibi arttı. Anıt mezar yapması için görevlendirilen mimar ilginç bir girişimle, çıktı karşımıza. Kazım Koyuncu için yapılması planlanan anıt mezarla ilgili belirsizlik bir yıldır sürerken karşımızda bir internet sitesi beliriyor. www.kazimkoyuncumanitmezar.com .Kazım Koyuncu ismi ‘mezar’ kelimesiyle yan yana.. Siteyi açtığınızda bütün bölümlerinde “2M Akademik Mimarlık” ibaresi ile karşılaşıyorduk. Anıt mezar için bir site açılması “reklam” dan başka hiçbir mantıkla açıklayamıyordum. Site, Kazım Koyuncu’ nun anıt mezarını projelendiren mimarlar tarafından hazırlanmış. Sitenin kurucusu iç Mimar Murat Özbayrak ile konuştum: Sitenin tamamen reklam amaçlı olduğunu söyledim Bana aynen şu cevabı verdi: Uğraş verdik masraf ettik elbette reklamımız olacak. Özbayrak, bununla da yetinmeyip, bana:” Çok iyi bir kameram var, Kazım Koyuncu için belgesel hazırlayacağım demez mi”?

KAZIM’I YAŞATMAK İÇİN DURUŞU VE ŞARKILARI YETER

Bu şekilde sayısız yanlışlıkla karşılaştık. Onun üzerinden etiket yapmaya çalışanlar oldu. Onun için kitap hazırlayan şahıs benden yardım istemişti. Hazırladıklarını göreyim eksiklerde yardımcı olurum demiştim. Verdiği cevap şu idi: “Henüz bir şey hazırlamadım. Sende ne varsa ver de başlayayım”

Sonra bu isimler yavaş yavaş kayboldu ortalardan. Ve benim dediğim gibi oldu. Kazım’ı yaşatmak için şarkıları ve kişiliği yeter.  Bırakın halklar onu gönlünce yaşatsın. Kimse Kazım’ı tekeline almaya çalışmasın….Rahat koyversun…

Bulutların üstünde bir gün buluşacağız

Nerden sözü kestiysek ordan başlayacağız