Esenyurt’ta 9 Mart’ta 4. kattan düşerek hayatını kaybeden Sevcan Demir’in davasında erkek arkadaşının yargılanmasına başlandı. Duruşmada savunma yapan sanık Kenan Daniş , maktulün ara ara kendisine zarar verdiğini iddia ederken, maktulün annesi ise kızının hayat dolu olduğunu söyleyerek intihar iddialarını kabul etmediğini söyledi.

Esenyurt’ta 9 Mart 2021’de Sevcan Demir (31) 4. kattan düşerek hayatını kaybetmişti. Olaya ilişkin Demir’in erkek arkadaşı Kenan Daniş (30) tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Daniş’in yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanık Kenan Daniş ile maktul Sevcan Demir’in annesi Seyran Tosun ile ağabeyleri Coşkun ve Çetin Demir hazır bulundu.

“Sevdiğimiz için ayrılamıyorduk”

Duruşmada savunması sorulan sanık Daniş, Sevcan Demir ile 8-9 aydır birlikte yaşadığını iddia ederek, “Olayın olduğu evi beraber tutmuştuk. Ben eşimle birlikte Çengelköy’deki evde kalıyordum. Haftanın 1-2 günü Sevcan’da kalıyordum. Sevdiğimiz için ayrılamıyorduk. İlişkiyi yürütemediğimize dair konuşmalar yapıyorduk. Ayrılmaktan bahsettiğim zamanlarda Sevcan bunu kabul etmeyip kendine zarar veriyordu. Cuma sabahı Sevcan’ın evine gittim. Kendisine zarar verme potansiyeli olduğunu düşündüğüm için bu ihtimalden korkuyordum. O gün bana ‘seni bırakmak istemiyorum, sana güvenmiştim beni bırakıp gidiyor musun?’ dedi. Sarıldık ağlaştık. Ardından işe gittim. Cumartesi günü telefonda aynı konuyu konuştuk. Pazar günü ise telefonla beni arayarak ‘yarım saat yanıma gelir misin?’ dedi. Hep kendisine zarar vermesinden korktuğum için evine gittim” dedi.

“Kendisine bir şeyler yapmasından korkarak Sevcan’ın evine gittim”

Kendisinin ayrılmak istediğini söyleyen Daniş, “Gece orada kaldım. Oğlu hafta sonları babasında kalıyordu. Pazartesi birlikte kahvaltı yaptık. Daha önceki kavgalarımızda kendisini kötü hissettiğinde Samsun’a annesini yanına gitmesini söylüyordum. Orada kendisine zarar veremeyeceğini düşünüyordum. Yine aynı şeyi söyledim. Birlikte bilet satın aldık. Valizlerinin fotoğrafını göndererek gidiyorum yazdı. Ben de gitmesini söyledim. Bana tepki gösterdi. Görürsün sen gibi şeyler söyledi. Kendisine bir şeyler yapmasından korkarak Sevcan’ın evine gittim. Maksadım evin yedek anahtarını ve ona ayırdığım harçlık parasını kendisine teslim edip oradan ayrılmaktı” şeklinde konuştu.

“Sinirle kızını kesiyorum ağabeylerini gönder onları keseyim öldüreyim dedim”

Evde Sevcan Demir’in banyoya gidip kapıyı kilitlediğini söyleyen sanık Daniş, “Kendisine bir şey yapacağını anladım. Kapıyı kırdım. İçeride yerde oturuyordu. Elinde ayna parçasıyla buldum. Kaldırdım yüzünü yıkadım. Mutfağa gitti bıçak aldı. Engellemeye çalıştım. Boğuştuk. Bana yumruk attı. Durdurmak için çenesini ısırdım. Sonra arabaya giderek oturdum. Kendisine bir şey yapma ihtimalini düşündüğüm için ayrılamıyordum. Ardından beni annesi arayarak ‘o kız niye ağlıyor bir şey olursa seni mahvederim’ dedi. Eve girdim. Sevcan mutfakta annesiyle telefonda bağrışarak konuşuyordu. Annesi sürekli ‘o adam sana bir şey mi yapıyor?’ diye bağırıyordu. Sevcan ise ‘bir şey yapmıyor ne yapmış’ diyordu. Bu esnada kapıya polis geldi. Daha sonra gittiler. Annesi tekrar aradı. Sevcan’a ‘ağabeylerine söyleyeceğim, bu adam sana bir şey mi yapıyor?’ gibi cümleler kuruyordu. Dayanamadım telefonu aldım. ‘Bir şey yapıyorum kızını kesiyorum ağabeylerini gönder onları keseyim öldüreyim’ dedim. Bu sözleri sinirle ve annesine tepki olarak söyledim” dedi.

“Aşağıya baktım kanlar içinde yatıyordu”

Ardından Sevcan Demir’in odaya gittiğini ve kendisinin seslendiğini söyleyen sanık, “Ses gelmedi. Odaya girdiğimde yoktu. Balkonun kapısı açıktı. Aşağıya baktım kanlar içinde yatıyordu. 112’yi arayıp komşulardan yardım istedim. Sonra öldü haberini aldım” şeklinde konuştu.

“Kızım ‘anne Kenan beni öldürecekmiş’ dedi”

Müşteki Seyran Tosun ise kızının hayatını kaybetmeden birkaç gün önce kendisini arayarak, “Anne ben Samsun’a geliyorum biraz kafamı dinleyeceğim. Anne olmuyor ben bu insanı kafamda bitirdim’ dediğini söyledi.

Tosun, “Bilet bulamamışlar. Ayın 9’una bileti ben ayırttım. Benim kızım asla kendini kesecek bir kız değildi. Hayat doluydu benim çocuğum. Benim çocuğumu sanık yalnızlaştırdı. İlaç kullanmıyordu. Olay günü kızımı aradım görüntülü konuşurken sağ bileğini masaya koydu bileği sarılıydı. ‘ne oldu?’ diye sordum ‘bunu Kenan yaptı’ dedi. ‘Anne Kenan beni öldürecekmiş’ dedi. Ben uçağa binip geliyorum dedim ‘anne panik yapma ben geleceğim’ dedi. Görüntülü konuşurken sanık Azrail gibi kızımın başında dikildi ‘bu kadınla neden konuşuyorsun’ dedi. Telefonu çat elinden aldı. Telefon kapandı. Sonra tekrar tekrar aradım. Bana hakaret etti. Tekrar tekrar yine aradım kızımı öldüreceğini anladım. Benim telefondan konuşurken kız kardeşim konuşmaları kayıt etti. Sanık bana ‘Polisi sen aradıysan evlatlarını çağır gelmezlerse kızını kıtır kıtır keseceğim. Kızın köye gidemeyecek giderse daha kötü olur’ dedi. Olay günü korktuğum için 155’i aradım, şikayetçiyim. Benim kızım intihara kalkışmadı tedavi görmedi” şeklinde beyanda bulundu.

Mahkeme başkanı sanığa maktule ait içinde ‘oğlum seni annesiz bırakıyorum affet’ yazılı siyah bir deri ajanda hakkında bilgisi olup olmadığını sordu. Sanık maktulü yazıyı yazarken görmediğini ancak daha sonrasında yazıyı okuduğunu söyledi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi. Duruşmanın bitmesinin ardından adliye önünde konuşan anne Seyran Tosun, “Kızım Kenan Danış tarafından öldürüldü. Çünkü olay akşamı kızım yanıma gelecekti. Biletini ayırtmıştım. Ama kızıma müsaade etmedi. Kesinlikle intihar değil o öldürdü kızımı. Kızım hayat doluydu. Çocuğuna gül gibi bakan bir anneydi. Bu şahsın en ağır cezayla müebbetle cezalandırılmasını istiyorum. Ben bir anneyim. Dayanamıyorum. Dayanacak gücüm yok. Kendine zarar veriyordu diyor yok öyle bir şey hep kendi uydurmaları. Allah’ım inşallah adalet yerini bulur. Adaletime güveniyorum ben” dedi.

İddianame

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Kenan Daniş’in ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep edilmişti.