Muğla’nın Marmaris ilçesinde geçtiğimiz aylarda üvey babası ve ailesi ile birlikte yaşadığı evden kaçan, bir süre sonra evlerinin yakınındaki bir samanlıkta yarı baygın halde bulunan Ö.E., halasının oğlunun kendisini taciz ettiği iddiasında bulunarak, konu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Yaşanan olayın ardından üvey baba Özcan T., kız kardeşi ve ailesi tarafından şikayetlerini geri çekmedikleri için oturdukları evden atıldıklarını iddia ederken, yeğen Okan A. ise evin tapusunun kendileri üzerine olduğunu iddia ederek suçlamaları kabul etmedi.

Olay, geçtiğimiz Haziran ayında Çetibeli Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 14 yaşındaki Ö.E. üvey babası ve ailesi ile birlikte yaşadığı evden kayboldu. Küçük kız, olaydan 2 gün sonra evlerine yakın bir samanlıkta yarı baygın halde bulundu. Üvey halasının oğlu Okan A.’nın (25) kendisini taciz ettiğini iddia etti. Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından kız çocuğu devlet korumasına alındı. Bu iddia üzerine jandarmaya başvurarak şikayetçi olan aile, oturdukları evlerinden şikayetlerini çekmedikleri için taciz iddiasında bulundukları akrabaları tarafından darp edilerek evlerinden atıldıklarını, yol kenarında meyve sattıkları tezgahın yanındaki bir karavanda yaşamak zorunda kaldıklarını iddia etti. Suçlamaların odağındaki Okan A. ise taciz olayının yargıya taşındığını, suçlamalardan beraat ettiğini, üzerlerine iftira atıldığı için itibarlarının zedelendiğini ve işlerinin zarar gördüğünü belirterek, evin kendilerine ait olduğunu iddia edip, suçlamaları yalanladı.

"Sosyal medyadan sesimizi duyurmaya çalışıyoruz"

Kanser tedavisi gördüğünü belirten anne Serpil E. (35), "Benim kızım evden kayboldu. İki gün sonra jandarma ekipleri tarafından bulundu. Kaybolma olayının arkasından taciz çıktı. Ben kolluk kuvvetlerine hemen başvurdum, şikayetçi oldum. Şikayetimi çekmediğim için eşim ve kızım Seda’nın başına bu olaylar geldi. Önce darp edildiler sonra da evlerinden atıldılar. Kızımın anlattığına göre bu taciz olayı 13 yaşından bu yana devam ediyormuş. Kızımın psikolojik tedavisi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından devam ediyor. 15 gün sosyal hizmetler korumasında kaldı sonra geri geldi ama çocuğumun tedavisi devam ediyor. Burada yol kenarında kalıyorum, kendim lenf kanseriyim, tedavim Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesinde devam ediyor. Yeterli deliller olmadığı için hiç kimse tutuklanmadı, ne olacak, ne yapacağız bilmiyoruz. Sosyal medyadan sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. İnşallah sesimizi duyan olur. Bu süreç rahatsızlığımı da çok etkiledi. Ne olursa olsun susmayacağım, davama devam edeceğim" dedi.

"İnşallah sesimizi duyan olur"

Üvey kız kardeşinin olaylardan sonra psikolojisinin bozulduğu için eşi ve çocuklarının bulunduğu başka bir ilçede yaşadığını, babasının ve üvey annesinin yalnız kalmamaları için yanlarında olduğunu belirten Seda K. (25) ise, "14 yaşındaki kardeşim, halamın oğlu tarafından taciz edildi. Davadan geri çekilmeyip susmadığımız için sürekli hakaretlere ve şiddete maruz kaldık. Davamızı geri çekmeyeceğimizi söyleyince babam ve ben darp edildik. Kendi evimizden atıldık, yol kenarında portakal tezgahında kalıyoruz. Taciz kolay bir şey değil, benim de çocuklarım var, kardeşim hala korkarak dışarı çıkıyor" diyerek konunun takipçisi olacaklarını belirtti.

"Bunları aileme yaşattığım için mahcup oluyorum"

Yaşanan olaylar nedeniyle ailesine karşı mahcubiyet duyduğunu söyleyen üvey baba Özcan T. ise, "Kızıma tacizde bulundular, eşim de şikayetçi oldu. İki ay buradan uzaklaştım, biraz ortalık durulsun dedim ama dönünce kendi evimde babam, eniştem ve yeğenlerim tarafından darp edildik ve evden atıldık. Ev benim evim ancak tapusu eniştemde olduğu için bir şey yapamıyoruz. Zaten bütün mahalleli ile de mahkemelik oldular. Benim karım kanser hastası. Aileme bunları yaşattığım için çok mahcubiyet duyuyorum. Bebekliğinden bu yana benim yanımda, öz kızımdan ayırmıyorum üvey kızım diyemem" şeklinde konuştu.

İddiaları yalanladı

Ö.E.’yi taciz ettiği iddiasında bulunulan Okan A. (28) ise, "Taciz iddiaları asılsızdır. Üzerime atılan onca asılsız, delili bile olmayan bir dünya dosya var. Ben artık yıldım, bu olaylar son bulsun istiyorum. Bu ev bizim kendi tapulu evimiz. Burada yaşadıklarını beyan ettiler ama yalan olduğu, usulsüz bir beyan olduğu ortaya çıktı. Yetkili kurumlar tarafından cezai işlem de uygulandı zaten" diyerek şunları söyledi:

"Taciz olayını kesinlikle kabul etmiyorum. Bu konu zaten yargı tarafından gerekli araştırmalar yapılarak kapatılıp beraat aldığım bir konudur. Benim bu konu ile ilgili şikayetini geri çek diye bir tehditte bulunmam söz konusu bile değildir. Çünkü kovuşturmaya yer olmadığına dair karar var ve beraat ettim. Ben bir yere işe gidiyorum ama karakoldan çağırıyorlar, hatta olaylara arkadaşlarımı karıştırdılar. Sürekli ifade vermeye gittiğim için işimi yapamaz hale geldim, maddi manevi zarar uğradım. Adalet karşısında bunun da cezasını çekecekler, sayın hakim, sayın savcı gereken kararı verecek."

Bahse konu evin kendi tapulu evleri olduğunu iddia eden Okan A., "Biz bu evi gasp etmedik. Burası bizim kendi tapulu evimiz. Burada kendilerinin yaşadıklarını beyan ettiler. Aile bireyi olduğu için dayım kaza geçirince burada yaşamalarına karar verdik bedelsiz olarak. Elektrik aboneliği üzerinden evi sahiplenmek istiyorlar. Benim hakkımda asılsız yere koruma kararları çıkardılar. Buraya jandarma eşliğinde geldiler, eşyalarını yükleyip gittiler. Seda K.’nin buraya gelmesi hukuka aykırı. Çünkü uzaklaştırma kararı var. Benim evime, benim haneme tecavüz edemez. Annemin dayım Özcan T. hakkında 6 ay koruma kararı var. Bunları ihlal edip buraya gelip benim evim diyemez, bu planlı yapılmış bir kurgudur" dedi.

"Evlilik arifesindeyim, onurum zedelendi"

"Üzerime atılan iğrenç bir iftiradır" diyen Okan A., "Bu iftiralar yüzünden işimden oldum. Evlilik arifesindeydim, ilişkim, onurum, haysiyetim, aile şerefim zedelendi. Bu kadar olaylar ile uğraşırken asıl biz darp edildik, televizyon kanallarına yolladıkları videoların öncesi de var. Babamın kol kası zedelendi, benim gözüm morardı, dedeme bıçak çekildi, hepsinin hastane raporları da mevcut" ifadelerini kullandı.

"Arada kalıyorum"

Taciz edildiğini iddia eden Ö.E.’nin üvey babası Özcan T.’nin annesi Selvinaz T. ise, "İkisi de benim torunum. Benim torunum öyle bir şey yapmadı. Seda ve Serpil gelip ortalığı karıştırmaya çalıştılar. Özcan benim oğlum, öteki de benim çocuğum, ben arada kalıyorum. Taciz etme iddiası gibi bir şey yok. Çocuk hastalanır benim torunum götürür, babası tır şoförü olduğu için biz ilgilendik hep. Kaçtığı zaman hepimiz seferber olduk karakollara hastanelere gittik" dedi.

"Damadıma para karşılığı tapuyu sattım"

Özcan T.’nin babası Kadir T. ise "Benim kızım ameliyatlıydı, çok borcum vardı. Damadıma para karşılığı tapuyu sattım. Ben de damadın kiracısıyım, ileride param olursa kendi evimi alırım ama şimdilik kiracı olarak kalmaya devam edeceğim" diye konuştu.