Bursa’da son 6 yıl içinde dinlendikten sonra silinmesi gereken kayıtları imha etmedikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 12 polis memuru hakim karşısına çıktı. 130 müştekisi olan davadaki mağdurlar arasında hiçbir zaman bir araya gelmeyecek isimler bulunuyor.
Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, “kanunen yok edilmesi gereken verileri yok etmemek, kamu görevlisinin resmi evrakta sahtecilik suçlarından” 10’ar yıla kadar hapisleri talep edilen tutuksuz polis memurları M.I. (47), F.İ.G. (25), A.A. (49), Z.A.(39), M.T.T. (44), M.A. (41) ve B.E.A. (29) ilk kez hakim karşısına çıktı. Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik Büro Amirliği bünyesinde kullanılan bilgisayarda yapılan incelemelerde, 2008 yılından 2014 yılına kadar soruşturmanın ardından yasa gereği imha edilmesi gereken ortam dinleme, toplantı çözümü, ses kayıtları, kişilere ait e-mail bilgilerinin dosyalar halinde saklandığı belirlendi. Sanıklar, suçlamaları kabul etmedi.
DİNLEMENİN NASIL YAPILDIĞINI ANLATTI
Tutuksuz sanıklardan M.A., dinleme kararının ardından TİB’den görevlendirilen bir personelin bu işi yaptığını belirterek, “Dinlenen cihazdaki sesler düştüğünde sadece suç unsuru içeren sesler olduğu takdirde butona basılır ve bilgisayarda ayrı bir klasör açılarak konuşmalar yazılarak TEPE kaydı oluşturulur. İddialarda da benim bilgisayarımda TEPE kayıtlarının saklandığı belirtilmektedir. Ancak her TEPE kayıt niteliğinde değildir. TEPE kaydı olması için TİB’in formatına uygun olmalıdır. O yüzden suç isnat edilen bu belgelerin tarafımıza gösterilmesini istiyoruz. Ben 15 Ocak 2014 tarihinde terörle mücadele şubesinden ayrıldım. Silinmesi gerektiği iddia edilen verilerin tespiti 23 Haziran 2014 tarihinde yapılmıştır. Ben şubeden ayrıldıktan 5 ay sonra benim yokluğumda tespit yapılmıştır. Ayrıca tespit yapan kişilerin uzman olmadıklarını düşünüyorum. Tespit işlemi yapıldıktan sonra bilgisayarım 14 Temmuz 2014 tarihine kadar açık kalmıştır, kullanılmış ve mühürleme işlemi yapılmıştır. Bu durumda deliller Yargıtay kararına göre aykırı bir şekilde elde edilmiştir” dedi.
“130 MAĞDURUN 112 TANESİ BİZDEN SONRA MAĞDUR EDİLMİŞTİR”
Diğer sanık B.E.A. ise, TEM’de çalıştığı dönemde kullandığı bilgisayarda kaydettiği iddia edilen ve suça konu olan bilgi ve belgelerin kendilerine verilmediğini ifade ederek şunları söyledi:
“O yüzden muhtevanın ne olduğunu bilmiyorum. Biten bir soruşturma ile ilgili bilgisayarımda evrak tutmam söz konusu değildir. Düzenli olarak silerim. Hiç bir zaman bilgisayarın D diskine klasör saklamam söz konusu değildir. Soruşturmalar gizlidir. Polnet şifremi girdiğimde kendi özel sayfam açılır. Geçen yıl 6. ayda tutulan tutanak üzerine savcılık tarafından yürütülen soruşturmaya, ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ yönünde karar verilmiş, ama soruşturmaya devam edilerek hakkımızda bu dava açılmıştır. Takipsizlikten sonra yeni çıkan delillerin tarafıma verilmesini istedim. Fakat bana hiçbir delil verilmedi. Bu olay tamamen bir kumpastır. Ben geçen yıl ocak ayında bu şubeden ayrıldım. Biz bürodan çıktıktan sonra, sonlandırılan 11 ayrı soruşturma dosyası içerisindeki şahıslar bizden şikayetçi olmuşlar. Şu anda huzurda bulunan sanıkların hepsi aynı dönemde çalıştığımız arkadaşlardır. Hala aynı dönemde çalışıp mağduriyete sebep olan arkadaşlar vardır. Onlar çalışmaya devam etmektedirler. 130 mağdurun 112’si bizden sonra mağdur edilmiştir.”
“BEN TEKNİK BÜRODA HİÇ ÇALIŞMADIM, YAZICIYIM”
Bursa Emniyet Müdürlüğü Teknik Büro Şube Müdürlüğü’nde hiç çalışmadığını söyleyen M.T.T. ise, “Ben TEM Şube Müdürlüğü C Büro Amirliği’nde yazıcı polis memuru olarak görev yaptım. Bahsedilen tutanakların tamamı teknik büro ile ilgili tutanaklardır. Kullandığım bilgisayar incelenmiş ve benim bu cihazın kullanıcısı olmadığım belirlenmiştir. Normal yazım işlemi bittikten sonra arşivlenmesi gerekiyorsa arşivliyor, silinmesi gerekiyorsa da siliyordum” şeklinde konuştu.
Diğer sanıklar da haklarındaki iddiaları reddederek beraatlarını istedi.
130 MÜŞTEKİDEN 58’İ DURUŞMAYA KATILDI
130 müştekisi olan davaya HDP eski il başkanından terör örgütü üyesi olmakla suçlanan sakallı ve şalvarlı kişilere, üniversite öğrencilerinden Halkevleri Derneği başkan ve üyelerine kadar toplam 58 kişi katıldı. Duruşmaya müşteki olarak katılan Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi eksi Başkanı A.U., “Hakkımdaki dinleme kayıtlarının silinip silinmediği hususunda şüphe taşıyorum. Bunun da araştırılmasını istiyorum. Sanıklardan şikayetçiyim” dedi.
"1995 YILINDAN BERİ DİNLENİYORUM"
HDP Bursa eski eş başkanı A.Y., 1995 yılından beri dinlendiğini ifade ederek, “İlk defa bu dava ile dinlendiğim belgelenmiş oldu. Yapılan dinlemeler hukuka aykırıdır. Sanıklardan şikayetçiyim” diye konuştu.
Birçok üniversite öğrencisi de neden dinlenmiş olduklarına bir anlam veremediklerini ifade ederek, sanıkların cezalandırılmasını istedi.
Sanık avukatlarından Özgür Yetkin ise, hukuksuz dinlemelerin adalete büyük zarar verdiğini kaydederek şunları söyledi:
“Hukuksuz dinlemeler soruşturmaya dönüşmüş, davalar açılıp özel yetkili mahkemeler tarafından hukuk terörü işlenerek kararlar verilmiştir. İşbirliği ve sorumluluğu olan sadece polisler değil. Hakim ve savcıların da yargılanmasını istiyoruz.”
Mahkeme, çağrılmasına rağmen duruşmaya gelmeyen sanıklardan S.Ç.’nin zorla getirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.