Sarıyer’de 2 kişinin hayatını kaybettiği, 8 kişinin yaralandığı kazaya ilişkin, “Bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22,5 yıla kadar hapsi istenen otobüs şoförü hakim karşısına çıktı. Sanık şoför kazayı kasıtlı yapmadığını savunurken, sanık avukatı Kabataş otobüs kazası sanığının duruşmada tanık olarak dinlenilmesini talep etti.
İstanbul 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında tutuklu sanık otobüs şoförü Fikret Gülbahar(61) ile 16 müşteki ve taraf avukatları hazır bulundu.
“BİR ŞOFÖRÜN KALBİ DURSA BİLE FRENİ BULUR”
Duruşmada savunma yapan sanık Fikret Gülbahar, 20 yıldır otobüs kullandığını ve İETT’den emekli olduğunu belirtti. Gülbahar, ifadesinin başlangıcında “Kazada ölenler için Allah’tan rahmet, kalanlarına sabır diliyorum” dedi. Gülbahar, “Bilirkişi raporları taraflıdır, kabul etmiyorum. Elektrik şalteri otobüste gizli bir yere saklanmıştır. Oysa elimin altında olması gerekirdi. İkinci olarak kesinlikle olay anında gaza basmam söz konusu değildir. Bir şoförün kalbi dursa bile refleks olarak freni bulur. Herhangi bir kastım olmadığı açıktır” dedi.
“OTOBÜSÜN ALTINDAKİ KOPMUŞ HORTUMLARIN KAZAYA SEBEBİYET VERDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
İkinci durağa gelene kadar motor sesinin normal olduğunu söyleyen Gülbahar, “Ben araç durmuyor diye bağırdım. Bir küfür falan söz konusu değildir. Küfür etmemi gerektiren hiçbir neden olmadı, öyle de bir yapım yoktur. Otobüs A.Ş.’deki mal sahibinin yanında çalışan Ali isimli şahıs kazalardan sonra araca bakıp patrona rapor etmektedir. Bizim bu olaydan sonra da Ali bu araca bakmış, altında hortumların patlak olduğunu adli kontrolle serbest kaldığımda bana telefon ederek söylemişti. Kopmuş olan bu hortumların da kazaya sebebiyet vermiş olabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
“OLAY ANINDA KALP SPAZMI GEÇİRDİM”
İki yıl önce kalp damarlarına iki stent takıldığını ve olay esnasında ön cam patlayınca korkudan kalp spazmı geçirdiğini kaydeden Gülbahar, “Sonrasını hatırlamıyorum. O sancıyı bildiğim için olay tarihinde kalp krizi değil spazmı geçirdiğimi anladım. İstesem ailemin de zorlamasıyla kalp krizi geçirdim diyebilirdim, ancak ben doğruyu söyledim. Kazaya karışan aracın olay mahalline götürülerek keşif yapılmasını istiyorum. Zaten aracın vites geçişlerinde ve hızlanmamda sorun olduğunu mal sahibine söylüyordum. Kontağı açıp kapatınca araç stop etmiyordu. Bunu olay sırasında yaptım. Şalterden elektriği de kesmek istedim” dedi.
“BİRDENBİRE GÜRÜLTÜ DUYDUM”
Olay günü uykusuz olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyleyen Gülbahar, “Otobüsü 14.00 sıralarında aldım. Tarabya üstü Kabataş seferini yapıyordum. Otobüsü kullanırken o semtin en dar yerine geldiğimizde ikinci vites hızlarına düşmüştüm. O anda yüksek bir gürültü geldi. Arkadaki yolcunun koşarak ortaya doğru gelmeye başladığını fark ettim. ‘Abi araç durmuyor, neydi o patlama’ diye bağırdım. Araç durmadı. Önümde gitmekte olan servis aracı sandığım bir araca çarptım. Oradan boşluğa doğru çıkmak istedim, çünkü servis aracında öğrenciler olacağı aklıma geldi. O sırada yukarıdan aşağıya gelmekte olan kırmızı bir aracı fark ettim. Gelmemesi için selektör yaptım buna rağmen geldi ve çarpışma oldu. Ön camım o anda patladı. Önümü göremez oldum. Araç kontrolümden çıktı. Sonrasını hatırlamıyorum” diye konuştu. Sanık Gülbahar kalp hastası olduğunu ve Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmek istediğini söyledi.
“SANIĞIN İSTEYEREK BİR ŞEY YAPMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM AMA ŞİKAYETÇİYİM”
Duruşmada daha sonra müştekilerden Behice Şahin dinlendi. Şahin, olay nedeniyle ayağından yaralandığını ve tedavi gördüğünü belirterek, “Otobüsün ön camının tuz buz olduğunu gördüm. Kaçın diye bir ses oldu. Arkamı döndüğümde yerden yuvarlanıp kalktığımı hatırlıyorum. Turuncu bir araçla aynı anda durduğumuzu fark ettim. Olayın sıcağıyla yaralandığımı fark etmedim. Ayağımda tam iyileşme gerçekleşmedi. Üzerinde basmakta zorlanıyorum. Ben sanığın isteyerek bir şey yapmadığını düşünüyorum. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
“SANIK KENDİNDEYDİ, İKİ KİŞİNİN ÖLDÜĞÜNÜ DUYUNCA FENALAŞTI”
Diğer müşteki Fatma Kartal ise, olay günü Behice Şahin ile birlikte pazara doğru yaya olarak gittiklerini söyledi. Kartal ifadesinde, “Bir gürültü duyduk. Kaza olduğunu birbirimize söyledik. Aşağıya bakınca otobüsün minibüse çarptığını gördük. Yukarı doğru gelince ise herkes birbirine kaç diye bağırdı. Ne kadar kaçtığımızı bilmiyoruz. Ancak otobüs çok süratliydi ki göz açıp kapayıncaya kadar bize çarptı. Koşar haldeydik, benim sırtımdan çarptı. Çarpmadan sonra yukarı doğru sürüklenmiştik. Bir süre sonra sanığın araçtan indiğini gördük. Kendindeydi ve konuşuyordu. Sanığın yanına giden birileri otobüsün altında iki kadının kaldığını ve öldüklerini söylediler. Bunun üzerine sanık fenalaşmaya başladı. Sanık biri öldüyse beni de öldürün diye konuşmaya başladı, sonra da bayıldı. Olaydan sonra 20 gün yataktan kalkamadım. Ağrılarım devam ediyor. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum” dedi. Duruşmada daha sonra diğer müştekiler ve 2 tanık dinlendi.
SANIK AVUKATINDAN “KABATAŞ KAZASININ SANIĞI TANIK OLARAK DİNLENSİN” TALEBİ
Sanık avukatı Hüseyin Gürses, Kabataş’ta 1 sürücü, 5 yolcu ve 13 yayanın yaralandığı kazaya neden olan otobüsün sürücüsü Eyüp Er’in tanık olarak dinlenmesini talep etti. Avukat Gürses, Eyüp Er’in araçtan kaynaklı teknik bir kusur olup olmadığı konusunda dinlenmesinin önemli olduğunu düşündüklerini söyledi.
KABATAŞ KAZASININ SANIĞINA BENZER SUÇLAMALAR YÜKLENDİĞİ İÇİN TALEP REDDEDİLDİ
İfadelerin ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, olayda hayatını kaybeden Gülferiye Düzgün ile Sevim Paralı’nın çocukları ile Paralı’nın babasının davaya katılma taleplerini kabul etti. Mahkeme heyeti sanık avukatının Kabataş’ta Ağustos ayında gerçekleşen kaza nedeniyle hakkında dava açılan otobüs şoförü Eyüp Er’in tanık olarak dinlenmesi talebini, Er’in benzer suçlamanın sanığı olması nedeniyle reddetti.
OLAY YERİNDE KEŞİF YAPILACAK
Mahkeme, trafikçi bir bilirkişi eşliğinde heyet olarak olay yerinin gözlemlenmesi ve dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte trafikçi bilirkişiden fotoğraflı ve krokili kusur raporu alınması amacıyla 19 Haziran Cuma günü saat 10.00’dan itibaren olay yerinde keşif yapılmasına hükmetti. Yüklenen suçun niteliği ve kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması nedeniyle sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 23 Şubat 2015’te Sarıyer Tarabya’da yaşanan kaza nedeniyle kaldırımda yürüyen Gülferiye Düzgün (48) ve Sevim Paralı’nın (59) öldüğü ve 8 kişinin yaralandığı anlatıldı. İddianamede otobüs şoförü Fikret Gülbahar (61) hakkında bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 3 yıldan 22,5 yıla kadar hapsi isteniyor.