Sarıyer Rumeli Feneri’nde 27 mültecinin hayatını kaybettiği tekne faciasına ilişkin açılan davada savcı mütalaasını açıkladı. Savcı, iddianamede 13 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 362’şer yıla kadar hapis cezası istenirken, duruşma savcısı 3 tutuklu sanık hakkında 35 yıl 10 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti.
İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Serkan Uyar, Kerem Senayi Çakan, ve Doğan Odacıoğlu ile sanık avukatları hazır bulundu. Duruşmanın başlamasının ardından savcı Ümit Zafer Çolak mütalaasını açıkladı. Savcı Çolak mütalaasında, tüm aramalara rağmen yakalanmadığı anlaşıldığından firari sanık Murtaza Haşimi’nin dosyasının ayrılmasına karar verilmesini istedi.
Mütalaada suçta kullanılan ‘Torun’ isimli teknenin yapısı, boyutları, taşıma kapasitesi ve motor gücünün açık denize kesinlikle elverişli olmadığı, bu hususların tüm sanıklarca da başından beri bilindiğini belirtti.
“TIKA BASA DOLU TEKNEDE HAREKET ETME İMKANI DAHİ YOK”
Savcı Çolak, tekne kaptanıyla birlikte toplamda 43 kişinin maksimum kapasitesi 6-8 kişi olan tekneye tam tabiriyle ‘tıka basa’ doldurulması ve tehlikeli olacağı kaçınılmaz görünen deniz yolculuğu için gerekli güvenlik önlem ve ekipmanlarının alınmasının kaçak göçmenlerin inisitayif ve iradesine bırakılması, söz konusu teknede hareket etme imkanı dahi bulunmaması hususlarını değerlendirdi.
“SUÇUN YASAL MAĞDURU ULUSLARARASI TOPLUM”
Mütalaada, Türk Ceza Kanunu’nun ‘göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti’ maddesi uyarınca, teşebbüs aşamasında kalsa dahi bu suçların tamamlandığının kabul edildiğine vurgu yapılarak, “Yargıtay uygulamalarına göre de, sosyal olarak suçtan zarar gören durumunda bulunan göçmenlerin göçmen kaçakçılığı suçunun yasal mağduru durumunda bulunmayıp suçun konusu oldukları, suçun yasal mağdurunun ise uluslararası toplumdur. Bu nedenle tek eylemde göçmenlerin sayıca çok olmasının Türk Ceza Kanunu’nun 61’inci maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesini gerektireceği ve bu halde zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, bu bakımdan “Göçmen kaçakçılığı’ suçu yönünden ve tüm sanıklar için suçun unsurlarının oluştuğunda tereddüt bulunmamaktadır” denildi.
“8 KİŞİLİK TEKNEYE 43 KİŞİ BİNDİRİLMESİ BİLİNÇLİ TAKSİR HALİDİR”
Sanıkların iştirak iradesi ile ticari amaçla maksimum kapasitesi 6-8 kişi olan tekneye 43 kişinin bindirilmesi eylemlerinden bilinçli taksir halinin mevcut olarak oluştuğuna mütalaasında yer veren savcı Çolak, sanıkların üzerlerine atılı “iştirak halinde göçmen kaçakçılığı ve birden fazla insanı bilinçli taksirle öldürme” suçunu işledikleri yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamıyla anlaşıldığını belirtti.
SAVCI 35 YIL 10 AYA KADAR HAPİS CEZASI İSTEDİ
Savcı sanıkların suça iştirak, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, taksirle öldürme suçlarından ayrı ayrı 35 yıl 10 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti. Sanıklar ve avukatları mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere süre talep etti.
TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık ve avukatlarına mütalaaya ilişkin beyanda bulunmaları için süre vererek sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. Firari sanık Murtaza Haşimi’nin yakalama halinin ve infazının beklenilmesine karar veren heyet duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDE 13’ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VE 362’ŞER YIL HAPİS İSTENMİŞTİ
İddianamede biri firari 4 sanık hakkında, hayatını kaybeden 13’ü çocuk 27 göçmen için ‘olası kastla çocuğun ölümüne sebebiyet vermek’, ’olası kastla ölüme sebebiyet vermek’ ve ‘göçmen kaçakçılığı’ suçlarından 13’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 362’şer yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edilmişti.