Demokratik Gelişim Partisi (DGP) Genel Başkanı İdris Bal, Manisa’da çözüm süreci, iç güvenlik paketi tasarısı ve ekonomik verileri değerlendirdi.<br/>DGP Genel Başkanı ve Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, bir dizi ziyaret kapsamında Manisa’ya geldi. Manisa’da ilk ziyaretini partisinin il başkanlığında gerçekleştiren Bal, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.<br/>Bal, bir gazetecinin "İsrail’le olan ekonomik ilişkilerin geçen yılın aynı dönemine göre artmasını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna şöyle cevap verdi: “Ekonominin kendi içerisinde prensipleri vardır. O çerçevede Türkiye, İsrail, İran, Rusya, Çin, Amerika ve Avrupa’yla ticaret yapabilir, yapmalıdır. Önemli olan bizim milli gelirimiz nereye gelmiş, işsizlik ne durumda, enflasyon ne durumda bunlara bakarız. Sağlık hizmetlerimiz nasıl, eğitim hizmetlerimiz nasıl, ulaştırmamız nasıl? O çerçevede ben bunun ötesine geçmek istemiyorum. Ama birileri iktidar başta olmak üzere farklı kesimler hem bir taraftan ağır bir şekilde İsrail’i eleştirirken bir taraftan da bu ticaret bu şekilde gelişiyorsa ben kendilerini tekdüze olmaya davet ederim, tutarlı olmaya davet ederim ama benim böyle bir kaygım yok. Ticaretin kendi kuralları vardır. Herkesle ticaret yapılabilir. Zaten ben Uluslararası İlişkiler Profesörüyüm.”<br/>İç Güvenlik Yasa Tasarısını da değerlendiren Bal, şunları söyledi: “İç Güvenlik Yasası ülkemiz için çok çok önemli. İç Güvenlik Yasa Tasarısı 50 maddeyle geçti. Polis Akademisi ve Polis Koleji kapatıldı. Bu Türkiye Cumhuriyetinin güvenlik birikiminin, tecrübesinin yok edilmesi anlamına gelir. Güvenlikle ilgili, polislikle ilgili üniversite düzeyinde eğitim yapan bir kurumun kapatılması hakikaten akılla, bilimle, açıklanacak bir durum değildir." Akademiysen olarak orada çalıştığını anlatan Bal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim kadrom daha önce polis akademisindeydi. Koleji de aynı şekilde kapattılar. Bu açıkçası kadrolaşma için bir taktiktir. Ülkenin çıkarını umursamadan, güvenlik birikimimizi umursamadan gerçekleştirilen bir adımdır. Bu aslında yeni kadrolaşma için eski yapıların yok edilip yeni yapı oluşturularak, ihdas edilerek kurularak yeni bir kadrolaşma tekniğidir. Bana sorarsanız devlet ne AKP’nin, ne MHP’nin, ne CHP’nin ne de başkalarının. Devlet bizimdir, tüm halkımızındır. Sağcısıyla, solcusuyla hepimizin. Cumhurbaşkanları değişir, başbakanlar değişir, bakanlar milletvekilleri değişir, devlet daimidir. Dolayısıyla hiçbir partinin, hiçbir kesimin hiçbir görüşün devleti sahiplenme hakkı, tekeline alma hakkı yoktur, olamaz. Bu tehlikeli gidiş biran önce durmalıdır.”<br/>Çözüm süreci üzerine de değerlendirmelerde bulunan Bal, çözüm sürecinin inandırıcı olmadığını ve bugün bölgede bir etnik devlet kurulmaya başlandığını söyledi. Bal, çözüm süreciyle ilgili şunları söyledi:<br/>“Şuan iktidar silah yaygaraları ile milleti kandırıyor. Gerçek bir çözüm olursa silahlar inerse, mahkemeler dağıtılırsa, vergi toplamaktan vazgeçilirse, ırkçılık yapmaktan, bölücülük yapmaktan, bayrak indirmekten vazgeçilir ise benim ülkücü kardeşlerim de solcu kardeşlerim de alevi kardeşlerimde, Sünni kardeşlerim de, muhafazakar kardeşlerim de Kürt’ü de Türk’ü de herkes kucaklaşır. O dağdan inenleri topluma entegre elinden geleni yapar. Ama kimse yutturmasın tekerlek tümseği açmıştır."<br/>Terör örgütünün amacından vazgeçmediğini anlatan Bal, şunları söyledi: "Şuan gümbür gümbür terör örgütü Irak’taki Suriye’deki ortakları ile beraber yeni etnik bir devlet kurmaya çalışıyor. Kürdistan kurmaya çalışıyor. Ama bu bölgenin hayrına olan ne yeni bir Kürdistan ne Türkistan ne de Arabistan’dır. Bu bölgenin hayrına olan Avrupa Birliği’nde olduğu gibi sınırları ortadan kaldırmaktır. İnsan hakları ve kadın hakları demektir. Refah, demokrasi, hukuk bizim buna ihtiyacımız var. Biz sınırları kaldırmalıyız. Yani bölgede bir etnik devlet Türkiye’ye ve bölgeye zarar verir. Biz demokrasi, kardeşlik, insan hakları, eğitim ve sağlık diyoruz. Ama iktidar terör bitiyor yaygaraları ve yalanları ile tekrar oy almak için milletini kandırmaya çalışıyor. Akıllı insan aynı delikten bir defa ısırılır. Bir defa daha ısırılmamak lazım. 2011 öncesi adına Kürt açılımı ve Çözüm süreci denen bir süreç vardı. Bitti mi terör? Televizyonlarda Kürtçe yayınlar var, hepimiz destekledik yine destekleriz. Ama bitti mi terör? Asla bitmedi, tam tersine KCK’yı kurdular. Akıllı olmak lazım. Gerçekten silahı bırakan varsa bölücülüğü bırakan varsa bu millet bağrına basar. Ama şuan bırakınız bölücülüğü gümbür gümbür 3 ayaklı sac şeklinde bir etnik devlet bölgede kurulmak üzeredir. Kim gelirse gelsin bu süreci durdurmak çok zordur. Kimse yalan söylemesin. İktidarın şuanda yaptığı tam bir seçim propagandası ve tam bir yalandır.”