Gayrimüslim oldukları halde, Müslümanlığa fanatik olan bazı meşhur kimselerin İslamiyet ile alakalı düşüncelerini özetlemek gerekirse naklediyoruz.

Müslüman olmadıkları halde, hakiki Müslümanları görüp, İslamiyet’i araştıranlar arasında, İslâmiyet ve Müslümanlar hakkında olumlu şeyler söyleyen veya yazanlar vardır.

Bunlardan; İtalyan asıllı Fransız devlet adamı Henri A. Ubicini, senelerce Türkiye’de kalmış olup, 1851’de Paris’te yayınlanan La Turquie Actuelle, (Bugünkü Türkiye) eserinde, İslâm dini hakkında şöyle demektedir:
“İslâm dini, insanlara şefkat ve idrak emreder. Avrupa’nın dinsiz diye sinesinden attığı bahtsız insanlar, padişahın misafiri oldular ve Müslüman Türk dünyasında, vatanlarında mahrum oldukları hürriyet ve emniyet içinde yaşadılar. Bütün din mensupları, burada aynı adaleti ve şefkati gördüler. Türklere ve Müslümanlara barbar diyen Avrupalı, onlardan misafirperverlik ve insanlık dersi aldı…

On altıncı asırda yaşamış olan bir yazar; “Ne gariptir, ben İslâm memleketlerini gezdim. Barbar dediğimiz Müslümanların şehirlerinde ne kaba kuvvet, ne de cinayet gördüm. Herkesin hakkına saygı gösteriyorlar. Gariplere yardımcı oluyorlar. Büyük küçük, Hıristiyan, Yahudi veya Müslüman, hatta imansız, müşrik olsun, aynı adaleti ve merhameti buluyor...” demektedir.
Ubicini kitabının başka bir yerinde şunları yazmaktadır:
“İstanbul’da, Müslümanların oturduğu İstanbul kısmında senede ancak bir, iki polis vakası meydana gelmektedir. Hâlbuki Hıristiyanların oturduğu Pera, Beyoğlu kısmında, her gün yüzlerce hırsızlık, dolandırıcılık ve cinayet vakaları zuhur etmekte, insanlar birbirini dolandırmakta, birbirini öldürmekte ve burası Avrupa’nın büyük şehirleri gibi, bir batakhane şekline girmektedir. İstanbul kısmında yüz binlerce Müslüman sulh ve sükûnet içinde namusu ile yaşarken, Pera’da bulunan tahminen 30.000 Hıristiyan, bütün dünyaya bir namussuzluk, iffetsizlik ve serserilik numunesi olmaktadır. Pera için İtalyanlar; ‘Pera, dei sulirati il nido=Pera, serseriler yatağı’ adlı bir şarkı yapmışlar ve bu şarkı oradakilerin ağzından düşmez olmuştur.” Kaynak: İlahiyatçı yazar Osman Ünlü