Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürü Doç. Dr. Yasin Erdoğan, Yenilenebilir Enerji Kanunu ve 5686 Sayılı Jeotermal Kanunu ile yatırım güvenliğinin sağlanması gibi gelişmeler ile jeotermal uygulamalarda önemli artışlar olduğunu belirterek, “Avrupa’da 1. Dünya’da 4., bin 613 MW elektriğe ulaşan jeotermal elektrik üretimi, 4 bin dönümü geçen jeotermal sera ısıtması olmuştur” dedi.

Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürü Doç. Dr. Yasin Erdoğan, Jeotermal Enerji Aramalar programı kapsamında MTA’nın kuruluşundan bugüne kadar yaptığı çalışmaları değerlendirerek jeotermal özelinde açıklamalarda bulundu. MTA Genel Müdürü Erdoğan, jeotermal enerjinin yenilenebilir, temiz, ucuz ve çevre dostu olan yerli bir yeraltı kaynağı olduğunu belirtti. Erdoğan, Türkiye’nin jeolojik ve coğrafik konumu itibariyle aktif bir tektonik kuşak üzerinde yer aldığı için jeotermal açıdan dünya ülkeleri arasında zengin bir konumda olduğunu aktararak, “Ülkemizin her tarafında yayılmış 1000 adet civarında doğal çıkış şeklinde değişik sıcaklıklarda birçok jeotermal kaynak mevcuttur” ifadelerini kullandı.

Genel Müdür Erdoğan, Türkiye’de jeotermal kaynakların yaygın bir kullanım alanına sahip olduğuna dikkati çekerek, “Ülkemizde jeotermal enerji uygulamalarında ilk elektrik üretimi 1975 yılında MTA Genel Müdürlüğü tarafından kurulan ve 0,5 MWe güce sahip Denizli-Kızıldere Santrali ile başlatılmıştır” açıklamasında bulundu. Erdoğan, 2005 yılından itibaren yoğun arama çalışmalarının artırılması ve olumlu sonuçlar alınmasının, Yenilenebilir Enerji Kanunu (YEK), 5686 sayılı Jeotermal Kanunu ile yatırım güvenliğinin sağlanması, getirilen teşvikler ve MTA tarafından keşfedilen ve ön çalışmaları tamamlanan jeotermal sahaların yatırımcıya ihale yolu ile devri gibi önemli gelişmeler sayesinde jeotermal uygulamalarda önemli artışların olduğunu ifade etti.

MTA Genel Müdürü Erdoğan, 644 adet, 430 bin 789 metre sondajlı arama çalışması yapılarak doğal çıkışlar dahil, açılan kuyularla 5 bin MWt ısı enerji elde edildiğini vurgulayarak, “Genel Müdürlüğümüz öncülüğünde başlatılan ve sonrasında özel sektör jeotermal sondajları ile de görünür hale getirilen ısı enerjisi ise yaklaşık 40.000 MWt e ulaşmıştır” ifadelerine yer verdi. 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu hükümlerine göre MTA tarafından keşfedilen jeotermal kaynakların yatırımcılara ihale ile devredilerek yatırıma dönüşmesinin sağlandığını belirten Genel Müdür Erdoğan, 2008 yılından bugüne kadar 16 adedi elektrik üretimine uygun toplam 101 adet sahanın ihale yoluya yatırımcıya devrildiğini açıkladı. Erdoğan, “MTA tarafından açık ihale usulü ile yatırımcıya devredilen jeotermal kaynakların ekonomi ve istihdama büyük katkısı bulunmaktadır” dedi.

Erdoğan, 2021’deki çalışmalara bakıldığında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yasal düzenlemeleri, bütçe artırımı ve teşvikleri, MTA Genel Müdürlüğü öncülüğünde yapılan ve 2005 yılından sonra hızla artan jeotermal kaynak arama çalışmaları ve özel sektörün jeotermal kaynak yatırımları sayesinde Avrupa’da 1. Dünya’da 4. bin 613 MW elektriğe ulaşan jeotermal elektrik üretimi, 4 bin dönümü geçen jeotermal sera ısıtmasının, 125 bin konut eşdeğerini aşan konut/mekan ısıtmamız ve 400’lere ulaşan jeotermal tesis, otel ve kaplıca tesislerinin yatırıma dönüştüğünü aktardı.

MTA Genel Müdürü Erdoğan açıklamasının devamında şunları kaydetti:

“Kurumumuz tarafından bundan sonra ise, jeotermal kaynaklarının korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanması ve doğru üretim ve reenjeksiyon yapılmasına yönelik jeotermal işletmecilerine kurumsal danışmanlık yapmak sureti ile teknik destek vermeye devam etmek, Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan jeotermal sahaların elektrik üretim potansiyellerinin araştırılması ve bilinen jeotermal sistemlerin daha derindeki uzanımlarının araştırılarak jeotermal potansiyelini arttırmak, akışkan içermeyen 2000 metreden daha derinlerde ve yüksek sıcaklık içeren sahalarda da, sıcak (kızgın) kuru kaya araştırılmasına yönelik çalışmalar yapmak hedeflenmekte olup, jeotermal kaynak arama ve işletme çalışmalarımızı yürüttüğümüz bütün sahalarımızda önce insan ve çevre diyerek kaynaklarımızın ekonomimize kazandırılması noktasında çalışmalarımızın daha da artırılmasını diliyorum.”