İnsan, Allah’ın yarattığı en güzel, en onurlu, iyi, akıllı, zeki, düşünceli, sorgulayan, iş başarabilen, pek çok özelliği, niteliği bulunan üstün, güzel, kutsal varlıktır. Eğer ilim, bilim, bilgi, kültür,  sanat, meslek, değer yargısı ile donatılırsa, çok daha değerli olur. Donatılıp, güzelleştirilmezse; çukur, aşağılık, bayağı yaratık durumunu alır! Diğer varlıklardan çok daha tehlikeli, zararlı, ziyan veren, aşağılık varlığa dönüşür!

İnsana değer katan İslam imanı, ibadeti, ilmi ile birlikte, varlığa olan iyiliği, hizmeti, infakı, merhametidir. İnsan, imanı ve ibadeti sadece Allah cc. Rızasını kazanmak için yapar. Ailesine, bireylere, topluma, devlete güven verir, dayanak olur. Ailesini korur, gözetir, sığınağı olur. Tüm varlığı ile koruyucu, kollayıcı, gözetici, iyilik edici, yardım edici, paylaşıcı, kötülükleri engelleyici, iyilikleri yayıcı olur. Herkese iyilik ederek, destek olur. Kötülükleri önlemede; köstek, engel olur. Herkes gücü oranında iyiliği yapar, kötülükleri engeller. Herkes gücü oranında sorumludur.

Olgun, bilge, mümin, Müslim, Müslüman insan; ailesine, akraba, komşu, topluma karşı Allah’ın emirlerini yapar. Yasakladıklarından sakınır. İyiliği yayar. Kötülükleri engeller. Devletin kurumlarına hayırda yardımcı olur. Eşine, çocuklarına, anne, baba ve kardeşlerine karşı iyilik edici, vefalı, sadakatlidir. Aile olarak birbirine sadakatle bağlıdır. Aile kurumunu kutsal kabul eder. Şefkatle, merhametle, müşfiklikle, sevgi, saygı ile muamele eder. Her zorluğu birlikte aşarlar. Zorluk, güçlük karşısında yılmaz, bıkmaz, usanmaz, pes etmezler. “Gerektiğinde dost, akraba, komşulardan, devletten yardım alırlar. İffetle, izzetle, namusla yaşarlar. Mahremiyetlerini korurlar. Haram, günah işlemezler. Haram ve günah işlemeyi alışkanlık yapmazlar.”

“En çok ilim öğrenmeye, meslek, sanat öğrenmeye, kültür edinmeye,  İslam dinini öğrenip, yaşamaya, değer ve önem verirler. Vermeseler; telef olurlar! Harcanırlar! Hayata tutunma, yaşamayı becerme güçleri olmaz, kalmaz!”

“Allah’ın emirlerini harfiyen tutar, yasakladıklarından mutlaka kaçınırlar. Beyin, kalp, ruhlarını bozuk ve sapkın düşüncelerle kirletmezler. Haram gıda, besin yemez, içmezler. GDO- Genetiği Bozulmuş Organizma, zararlı hale getirilmiş besin yemezler, içmezler. Kendilerini, ailesini, insanları koruyacak, bilgiye sahip olurlar. Serseri, vurdumduymaz, akılsızlar gibi davranmazlar.

“Ailede bey’in, hanımın, dedenin, ninenin, çocukların sözü geçecek, diye bir kavram olmaz. Aile içinde Allah’ın ve resulünün sözü geçmeli. Aksi halde felaketler, fecaatler, vahşetler, korkunç dehşet veren, olaylar yaşanır! Onur, yaşam, güzellik, iyilik, hayır, kurtuluş kalmaz!”

Aile içinde istişare- danışma, ortak akıl üretme yapılmalı. Kur’ân ve peygamberimiz gibi bir aile yaşantısı kurmalı. Sapık, sapkınları kendimize örnek almamalı. Onlarla arkadaşlık, dostluk kurmamalı. Akılla, bilgiyle, zekice, mantıkla, sağduyu ile makul, dosdoğru bir hayat sürme kararlılığında olmalı.

Peygamberimiz buyuruyor: “ Sizin hanımlarınız üzerinde hakkınız olduğu gibi, hanımlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır.”

Ailede sevgi, saygı, şefkat, merhamet, İslam ve ilim değerleri ile birlikte; güzel ahlak, edep, hayâ – ar- utanma olmalı. Allah’ın “Rahman” adının tecellisi üzerimizde olmalı. Eşimize, çocuklarımıza değer ve önem vermeli. Anne ve babamıza, akrabalarımıza her türlü iyiliği yapmalı. Anne ve babamıza “of” bile dedirtmemeli. İnsanlara ve özellikle aile bireylerine ve akrabalara insaf ve vicdanla davranmalı. Hiç kimseyi kırmamalı, incitmemeli. Peygamberimiz ve veli kulları örnek almalı.

Müslüman, ilmin ve İslam dininin tüm fazilet ve yargı değerlerini öğrenip, yaşam tarzı etmeli. Milli, manevi, ilmi, dini, insani, evrensel değerler çerçevesi içinde saygın şekilde yaşamalı.

Peygamberimiz buyuruyor: “ Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Bende aileme karşı en iyi olanınızım.”

Peygamberimiz, eşine, aile bireylerine karşı sevgi, saygı, şefkat, merhamet, müşfiklik dolu idi. Ev işlerinde yardımcı olurdu. Ticaret yaparak, evinin ve muhtaçların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırdı. “Peygamberimiz, beynini, kalbini, bilgiyi, dini değerleri yaşayarak; ilmi ve dini yaşardı. Değer yargılarını eyleme, davranışa dönüştürürdü. Her akşam aile içinde sohbet, muhabbet yapardı. Evini, ailesine bir okul gibi kullanırdı.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Büyüklerimize saygı, küçüklerimize sevgi ve şefkat göstermeyen, bizden değildir.”

Al-i İmran süresi 31. Ayet, Allah cc. Ayetinde peygamberimize hitaben şöyle buyuruyor: “ De ki; eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınız bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır. Çok merhamet edendir.”

Furkan süresi 74. Ayet: “ Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve Allah’a karşı gelmekten, sakınanlara önder eyle!”                                           

Farabi diyor ki: “ Her halini anlatan, değersizleşir. Herkese güvenen, yolda kalır. Her sırrını açığa vuran, yalnızlaşır. Her meziyetini ortaya döken, tükenir. Her bildiğini söyleyen, cahil sayılır.”

“Kur’ân, sünnet, hadis, peygamberlerin ve İslam âlimlerin bir güzel sözü ile akıllı, zeki, samimi olan kişi hidayete erer. İlletten, zilletten, perişanlıktan, zelil ve rezil olmaktan, kazadan kurtulur. Akıllı, zeki olmalı. Doğru, yararlı sözü dinlemeli.

Hazreti Mevlana’nın, sizlere 7 öğüdünü yazalım: “ 1- Cömertlik ve yardım etmede, akarsu gibi ol.

2- Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.

3- Başkalarının kusurunu örtmede, gece gibi ol.

4- Hiddet ve sinirlenmede, ölü gibi ol.

5- Tevazu ve alçak gönüllükte toprak gibi ol.

6- Hoşgörülükte deniz gibi ol.

7- Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.”

Biz, Mehmet Kasap’da diyor ki; “Aklını başına topla, zekânı dosdoğru kullan. Bilmediğini; bilen, dürüst uzman kişilere danış. Hakkı, hakikati bilmek için çok oku. Kur’ân’a harfiyen uy. Peygamberimizi, peygamberleri, Dört Halifeyi, İslam âlimlerini, seçkin sahabeyi kendine örnek al. İslam dışında kalanlardan, her hal ile uzaklaş. Sapık, sapkınlarla hiçbir konuda bir ve beraber olma. Allah’ın emirlerini tut. Yasakladıklarından sakın. Allah’a itaat et. Yaratılmış varlıklara iyilik, infak, hizmet ede. Hayatın kurallarına uygun yaşa. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, ilke, kural içinde maddi, manevi anlamda, temiz anlayışla; iyi, güzel yaşa. Helal, meşru daire içinde helal, sağlıklı, mubah yaşa. Helalinden çalış. İsraf etmeden yaşa. Gösteriş için hiçbir iş yapma. İslam inanç, ibadet, iyiliklerin sadece Allah cc. Rızası için samimice olsun. Akli, nakli ilimlere sahip ol. İlimle yaşa.”

Türkçe şiirin ve Müslüman kültürümüzün öncü isimlerinden Yunus Emre’den birkaç şiir kıtası yazalım:

“Dağlar ile taşlar ile

Çağırayım Mevlâ’m seni,

Seherlerde kuşlar ile

Çağırayım Mevlâ’m seni.”

“Şol cennetin ırmakları

Akar, Allah deyu deyu,

Çıkmış, İslam bülbülleri,

Öter, Allah deyu duyu.”

“Derviş Yunus bu sözü

Eğri büğrü söyleme.

Seni sigaya çeker,

Bir Molla Kasım gelir.”

“ Sordum, sarıçiçeğe,

Annen, baban var mıdır?

Çiçek eydür derviş baba,

Annem, babam topraktır.

Sordum, sarıçiçeğe,

Size ölüm var mıdır?

Çiçek eydür derviş baba,

Ölümsüz yer var mıdır?

Sordum, sarıçiçeğe,

Sen, beni bilir misin?

Çiçek eydür derviş baba,

Sen, Yunus değil misin?”

Bendeniz, yazılarımda daha çok düz yazı kullandım. Şiir yazmaya çok ara verdim. Ama şiir okumayı sürdürdüm. Sizlere aşağıda yazdığım şairlerin şiirlerini kitaplardan veya internetten okumanız önemle öneririm. Bendeniz, internetten zaman zaman okuyorum.

“Milli, manevi şairlerimizin bazıları şunlardır: “ Yunus Emre, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal Beyatlı, Bülent Bakiler, Abdurrahim Karakoç, Abdurrahman Karakoç, Sezai Karakoç, Nurullah Genç, Arif Nihat Asya, Cahit Zarifoğlu, Fethi Gumuhluoğlu, İsmet Özel, Cahit Koytak, Kâmil Eşfak Berki, Arif Ay, İhsan Deniz, Nurullah Genç ve diğer milli, manevi konularda yazan şairlerimizi okuyabilirsiniz.”

Okuyacağımız; fikir, ilim, şair yazarlarımız; milli, manevi, dini, ilmi, sanatsal değerlere sahip olmalı. Dini inancı, kelamı, akaidi, itikadı dosdoğru olmalı. “Bugün, Müslüman olduğunu açıklayan milyonlarca kişinin itikadı bozuktur. İtikadı bozuk olduğu için ibadet ve eylemleri de bozuktur. Kur’ân’ı Kerim’e uygun, peygamberimizin yaptığı gibi ibadet, iman etmemektedir.”

 “Gidip de eşkıyabaşı, terörist başı, Hasan Sabbah’ın kurduğu mezhebe bağlı olursan, doğru tarafın kalmaz! Eşkıya, terörist başı, Hasan Sabbah, İran- Alamut Kalesi’ndeki terör, eşkıya başıdır. Şii, İsmailiye Mezhebi’nin kurucusudur.”

Şah İsmail, zalim, katil, saldırgan, hukuk dışı davranan İran- Safevi kralıdır. Bu da İran devletini, Şii – Şia mezhebine bağlı yapmış. On binlerce hak mümin ve hakiki Müslüman’ı katletmiş! Sürekli, bugün ki, Türkiye’mizin Doğu Bölgelerine saldırıp; iffetsizlik, zalimlik yapmıştır. Bunlar gibi adı Müslüman ama inancı sapkın, kendi saldırgan binlerce zalim vardır.

İran, 1979 yılında “Ayetullah Humeyni” denilen kişinin, Fransa’dan İran’a gelip, darbe yapması ile 150 bin kişiyi katletti! Hükümeti düşürdü. “ İran İslam Cumhuriyeti” adında devleti yeniden yapılandırdı. Dünyada, Şiileri kışkırtıp; anarşi, şiddet, terör, ayaklanma oluşturmaktadır! Bunun içinde dünya ülkelerinin ambargosu ile karşılaşmaktadır. Kırk yıldır ambargo altında, ekonomik kriz yaşamaktadır. Birkaç günden beri halk, akaryakıta, benzine yapılan, %300 zammı şiddet içerikli protestolar yapmaktadır.

Dünya ekonomisi kötü durumdadır. Dünyanın pek çok ülkesinde halk, hükümetleri şiddet içerikli protestolar yaparak, kınama yapmaktadır. Fransa’da tam bir yıldır, her cumartesi günü “Yeşil Yelekliler” adlı grup, şiddet içerikli protestolar yapmaktadır.

Almanya’da PKK eşkıyaları sıkça protesto etmektedir.

İspanya’da sıkça ırkçı, ayrılıkçı gösteriler yapılmaktadır.

Ortadoğu ve Filistin şiddetli olaylara neden olmaktadır. Savaşlar devam etmektedir!

Bolivya’da hükümet istifa etti. Olaylar devam ediyor.

Hong Kong’da, Çin’e karşı şiddetli protestolar, 3 aydır devam ediyor.

Şili’de, Arjantin’de, Venezüella, Nikaragua’da şiddet içerikli protestolar var!

Lübnan, Gürcistan, Irak ve İran da şiddet içerikli gösteriler artarak devam ediyor. Devlet, millet iyi yönetilmeli. İslam hak ve hukukuna uygun, Osmanlı usulü yönetilmeli. Zalimlik, zulüm, ayrımcılık, haksızlık, kötü yönetim yapılmamalı. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, edep, güzel ahlak, hayâ, ilim, İslam, akıl, fazilet değerlerinden ayrılmadan, yönetmeli.

Bugün, 18.11.2019 günü, Afrika- Ganalı bir doktora öğrencisi Londra üniversite salonundan siyahî ve kör- ama olduğu için zor kullanılarak çıkarıldı. Amerika’da ise zaten sokakta polis tarafından öldürülüyor. Cezada almıyorlar! Bugün, Norveç’de Kur’ân yakılmak istendi. Polis engel olunca, iki Kur’ân’ı Kerim çöpe atıldı! Bu, Belçika, Hollanda’da da devamlı olur. En çok da camii yakma Almanya’da gerçekleşmektedir! İnsan, İslam olmayınca; demek ki, insanlıklı olgun insanda olamamaktadır.

 Afrika’nın, Asya’nın, Güney Asya’nın- Uzak Doğu ülkelerinin, Güney Amerika ülkelerinin maddi, manevi, sosyal, ekonomik, kültürel durumu çok berbattır! Bu kafasızlıkla gidilirse, insanlığı çok kötü olaylar beklemektedir! Yüz yıl sonraya da iyi tahminler yapılmamaktadır!

Afrika’nın durumu hiçbir zaman iyi olmadı. İyi olacağa da benzemiyor.  Halklarında bilgi, bilinç yok. Emperyalistlerin sömürü alanına girdi. Daha önce Batılı ülkeler sömürüyordu. Şimdi işin içine Çin’de girdi! Dünyanın gidişatı, insanların durumu, ülkelerin tutumu hiç de iyi gitmiyor! Biz olayları, iletişim, bilişim çağında canlı yayınlarla izliyoruz. Savaşları da canlı izliyoruz. Allah’ın buyurduğu gibi; “onlar, hayvanlardan da bayağıdır, aşağıdır!” Doğal yaban hayvan parklarında olanlardan, çok daha vahşice olaylar olmaktadır!

“Bugün, ateist ve komünist, İslam düşmanları, İslam adına kitaplar yazmaktadır!”

 İslam olduğunu söyleyip; teröristlik, adilik, alçaklık yapan, sözde dindar görünenler vardır! Televizyonlarda konuşturulmaktadır. Yazmakta, söylemde bulunmaktadırlar. Terör desteklemekte; terör, anarşi, şiddet üretenleri çoktur. Her konu, düşünce, ilim, din; kötülükte kullanılmaktadır. İstismar edilmektedir.

Bunun için ilim, bilgi, din öğrenirken;  Kur’ân ve peygamberi dosdoğru öğrenip, İslam inancına, ibadetine bağlı olmalı. Kur’ân, hadis, sünnet merkezli imana, ibadete sahip olanlardan, İslam dini öğrenilmeli.

“Kelam- akait- inanç- itikat ilminde: “ İmam Ebu Mensur Maturidi” ve de “İmam Ebul Hasen El Eş’ari” ekolunu takıp eden; iman, itikat eserleri okumalı.”

“İman, yanlışlık, hata, eksiklik, şüphe kaldırmaz.” Gidip de; sapkın, sapık, felsefi saplantıda, ideolojik bozuklukta, ateistlikte, eşkıyalıkta olanların, söz ve yazılarıyla; beynimizi, kalbimizi, ruhumuzu kirletmemeliyiz. Yazılarını, konuşmalarını önemsememeli. Dikkate almamalı. Değer vermemeli. Onların sapık, sapkın fikirleri ile beyinlerimizi, kalplerimizi, ruhumuzu, genlerimizi kirletip, bozmamalıyız. İlim, akıl, zekâyı doğru kullanmaktan, kopmamalıyız.

Hiçbir konuda; bölücü, ayrıştırıcı, kinci, nefretçi olmamalıyız. “İslam dininin bütünlüğü içinde ümmet anlayışında olmalıyız. “İslam cemaatinden olmalıyız.” Irki ve dini bölücülük, ırkçılık, cemaatçilik, ayrıştırıcılık içine düşmemeliyiz.  Farklı, zararlı, kötü, çirkin, pis örgütlere tabi olmamalıyız. Irkçılık nasıl ki, suçtur. Bölücülüktür. “Bugün, Fetöcülük, Adnan Oktarcılık, Süleymancılık, Ömer Öngütçülük, Hanzalacılık, Kuytulculuk, Evrenesçilik gibi cemaatçiliklerde dinimizde haramdır. Günahtır. Ayrımcılık, bölücülük, çıkarcılıktır.”

 “Peygamberimiz döneminde Müslümanlarda sadece İslam cemaati vardı. Müslümanlarda sadece İslam olup; Kur’ân ve sünnete bağlıydı.” Bugün sapıtanlar, bu bütünlüğü bozmaktadır! Felsefi, ideolojik, ırkçı, mezhepçi, cemaatçi, tarikatçı, dinci gibi hiçbir ayrımın, eylemin içinde olmamalıyız. Bu gibiler İslam dinine ve Müslümanlara en büyük zararı vermektedirler. Pek çoğu emperyalist, Siyonist, masonik şer güçlerin mankut’u olmuştur. Olmaya adaydırlar! İnşallah doğru ve gerçekleri görürler. Hidayete ererler.”

“Allah cc. Birliği, bütünlüğü, bütünleşmeyi, barışı, huzuru istiyor. Bu konuda, Al-i İmran süresi 103 – 104 - 105. Ayetlere lütfen bakınız. Tefsirini, yorumunu da mutlaka okuyunuz. Bu konuda hadislere de lütfen bakınız.”

( Ak Parti Hükümet’imize önemle saygılarımızla önerimizdir: “Muhalefetin,  EYT “Erken Emeklilikte Yaşa Takılanlar ”konusunda baskısı bulunmaktadır. Bunu çalışanların, halkımızın, devletimizin yararına yapmamaktadır. “Devlet, ekonomik krize girsin. Çalışanların ve milletimizin gözünden, düşsün, diye yapmaktadır. Teröre destek veren bir muhalefetin aklı ile iş yapılmaz.”

 08 Eylül 1999 tarihinde, geç emekli olma konusunda kademeli bir geçiş uygulanıyor. Daha önce kadınlar 38 yaşında, erkekler 43 yaşında emekli oluyordu. Hatta toplumda görüyorum. Daha erken yaşlarda emekli olanlar var! Onlar Meslek Liselerinde 1970’li yıllarda okurken, ödenen sigorta, emekliliğe sayılmış. 38 ve 43 yaşına gelmeden, emekli olmuşlar!

 Bunlardan 80 ve 90 yaşına ulaşanları görüyorum. Öldüklerinde de, dul veya evlenmemiş kızları, baba ve annelerinin emekli aylıklarını almaktadır.

Şu anda dul veya evlenmemiş olan bir bayan; “bir, kocasından kalan aylığı dul aylığı olarak almaktadır.” “ İkinci bir aylık da; babasından kalan aylığı almasıdır!” “ Üçüncü bir aylık da; kendi emekli aylığıdır!” Böyle bir emeklilik kurumu devamlılığını sürdüremez!  

Bugün emekli olanlardan 49 yaşında emekli olanlar hala vardır. Bunlar, emekli olmaya niyet ettiğinden itibaren yeni bir iş aramaya başlıyorlar. 1999 yılında çıkan yeni yasa bozulursa, her yıl yaklaşık bir milyon çalışan emekli olacak. 6,2 milyon çalışan birkaç yıl içinde emekli olmuş olacak. Sadece erken emekli aylığı almayacak. Tazminatta alacak.

İşsizliğin önüne geçme, erken emeklilik ile olmaz. İş alanı açmakla, iş alanı oluşturmakla olur. Devlet, özel sektör iş alanı açmaya yoğunlaşmalıdır.

Rusya, 2019 yılında işsizliği önlemek için haftalık çalışma gününü, 4 güne indirdi. Bu çözüm değildir. Mantıklıda, doğruda değildir. Akılla, zekâ ile ilimle, bilimle, makul hareket etmeli.)

 Sapkın, sapık, serseri, hain, kalleş, kahpe, katil, alçak, bayağı, anarşist, şiddetçi, terörist, bozguncu, fitneci, yıkıcı, insanlık, varlık düşmanlarına katiyen uymayınız. Akılsız, kafasız mankut olmayınız. Bizden sadece tebliğ etmesi, diyorum. Herkes yaptığından ve yapmadıklarından sorumlu tutulacak, diye lütfen, doğru ve gerçekçi bilgilerimi insanlığa aktarıyorum.