ADANA Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, geçen yıl ton başına 940 lira fiyat verilen buğdayın, bu yıl  yüzde 12'lik artışla 1050 lira olarak açıklanmasının ürecilerin beklentilerinin altında kaldığını söyledi.
Adana’da serbest piyasadaki fiyatın, açıklanan rakamdan daha yüksek olacağının tahmin edildiğini vurgulayan Mutlu Doğru, "Geçen sene bu aylarda 4.40 TL. olan mazotun litresi bugün 5.75 TL.’ye yükselmiş durumda.  Çitçinin en çok kullandığı üre gübresi 1.06 liradan 1.30 liraya çıktı. Asgari ücret ve işçilik maliyetlerinde de yüzde 20’nin üzerinde bir artış söz konusu. Bu koşullarda çiftçinin ayakta kalabilmesi için buğdayda, yüzde 20’nin altında olmamak üzere bir artış bekleniyordu. Ancak piyasa oluşmadan müdahale fiyatının erkeden açıklanması piyasaları aşağı yöne çekebilir. TMO’nun görevi piyasaları takip ederek, gerek gördüğünde alım veya satım yönünde fiyatlara müdahale etmesidir"dedi.
Bu yıl Adana’da buğday rekoltesinin beklentiler doğrultusunda gerçekleşeceğini açıklayan Doğru, "Şu ana kadar aldığımız rakamlar çiftçilerimizi memnun edecek seviyelerde.  Şimdi çok net bir rakam söylemek mümkün değil; çünkü buğday rutubetli olarak biçiliyor. Genel olarak bakılacak olursa iyi görünüyor. Çünkü Çukurova bu sene Ekim ve Kasım aylarında buğday için yeterli yağış aldı. Daha sonra Mart, Nisan aylarındaki kardeşlenme ve başak verme döneminde de yeterli yağmur olduğu için Adana’da rekoltede bir sıkıntı yaşanabileceğini zannetmiyorum. Adana turfanda yetiştiriciliğinde önemli bir merkez olduğu için fiyat oluşumunda da belirleyici oluyor. Kentimiz ilk buğdayın satıldığı ve pazarın oluştuğu bir merkezdir. Bu nedenle şu anda bütün un, hububat ve yem sanayicileri Adana’da oluşacak fiyatları bekliyordur" diye konuştu.
BUĞDAY EKİM ALANLARINDA AZALMA VAR
Türkiye’nin her yerinde yetişen ve ekmeğin ham maddesi olan buğdayın ekim alanlardaki daralmaya işaret eden Mutlu Doğru, ekim alanlarında son 30 yılda yaklaşık 2 milyon hektarlık azalmanın yaşandığını dile getirdi.
Ülkede 1990’lı yılların başında 9.8 milyon hektar olan buğday ekim alanlarının 2017’de 7.6 milyon hektara gerilediğini anlatan Doğru, şöyle konuştu:
"Çiftçi başka ürünlere yöneliyor. Çünkü buğdaydan yeterince gelir elde edemiyor. Ayrıca sulama imkânları artınca üretici buğdayı bırakıp daha fazla geliri olan yazlık ürünleri tercih ediyor. Eskiden buğday üretimi çok fazla masraflı değildi. Şu anda ot, süne, fungal (mantar) hastalıkları gibi zirai mücadeleler dolayısıyla buğday masraflı bir işi oldu. Artan girdi maliyetleri de göz önüne alındığında Çukurova’da çiftçiler buğday ekimini bırakıp pamuk, soya, mısır, ayçiçeği gibi ürünlere yöneliyor. Tarım Araştırmaları Enstitüsü’ne burada hakkını vermek lazım. Hakikaten bu kuruluş güzel tohumlar yetiştirdi. Burada ben bir tehlike sinyalini de vermek istiyorum. Çünkü eğer durum böyle giderse, önümüzdeki küresel ısınma, kuraklık tehlikesinin özellikle Akdeniz ve İç Anadolu da çok yoğun yaşanacağı söyleniyor.  Kuraklığa dayanıklı buğday çeşitlerini bulmamız lazım. Bu enstitülerimize gerekli araştırma bütçelerini ayırarak yeni tohumlar geliştirerek, hazırlıklı olmamız lazım. Anadolu; Almanya veya Fransa kadar yağış alan bir bölge değildir. Üretim artışını aynı ölçüde gerçekleştiremezsek ileriki yıllarda Türkiye buğdayda da kendi kendine yetemeyecek bir ülke haline gelebilir. Bunun önlemini de almamız gerekiyor."

FOTOĞRAFLI