Sık sık Türk Çayı hakkında olumsuz yorumlar yapan ve çay yetiştirmeyen sadece pazarlamasını yapan İngiliz çayının hayranı olduğunu vurgulayan ünlü tarihçi (!) Murat Bardakçı özel bir çay firmasının Türkiye’de sürdürülebilir çay tarımına dikkat çekmek için Sezen Aksu’ya yaptırdığı klip üzerinden yine Türk Çayı’nı çay sektörünü karalamaya devam etti. Daha önce Haber Türk Televizyonunda yaptığı Tarihin Arka Odası programında Türk Çayı Hakkında “Türk çayı” öyle kaliteli falan değildir, dünya sıralamasında bile pek yer almaz ve ismi “Güney Kafkasya’nın ucuz çayları” arasında geçer. Çayı eski tiryakilerin tabiri ile “ot” olmaktan çıkartıp gerçek “çay” yapabilsek diyen Bardakçıya ilk tepki diğer bir tarihçi olan Erhan Afyoncu’dan gelmişti. Afyoncu “75 milyon o çayı keyifle içiyor, herkes senin egzotik ürünlerinden almak zorunda değil. Millet içtiği Rize çayından zevk alıyor, 75 milyon o çayı bayılarak içiyor, ben senin yaptığın o egzotik çaylardan hiçbir zevk almıyorum vede içmek istemiyorum ama Rize’nin çayını seve seve içerim” çıkışı üzerine sayın bardakçı İngiliz hayranlığını daha da ortaya koymuştu çay konusunda.

Bardakçı bu gün kaleme aldığı yazısında; “Geçen gün bir-iki gazetede ve bazı internet sitelerinde çaydan bahseden “haberimsi”, tuhaf bir yazı okudum.

Yazı “Ülkemizde ilk kez Cumhuriyet yıllarında ekilen çay tohumlarının ekonomik ömrü bitmek üzere. Türk çayının gelecek nesillere en verimli şekilde aktarılması için sürdürülebilir tarım ile üretilmesi gerekiyor” diye başlıyordu. Sonra, sürdürülebilir tarımın bir sivil toplum kuruluşu tarafından desteklendiği söyleniyor ve platformun çağrısına Sezen Aksu’nun “Eksik Olma” şarkısı ile destek verdiği anlatılıyordu.

Bu kelimeleri büyük ihtimalle bir halkla ilişkiler yahut reklam şirketi ard arda sıralamıştı, zira ne demek istediğini tam olarak ifade edemeyen böyle kupkuru bir söz yığınını şimdilerin Türkçe ’den nasibini alamamış bazı yeni moda yazarlarının bile bir araya getirebilmesi hayli zor gibiydi.

Reklâm maksadıyla yazılmış gibi duran ama meramını ifade edemeyen söz konusu haberimsiyi bağımlı seviyesinde bir çay meraklısı olduğum için defalarca okudum. Ne demek istediklerini çözmeye çalıştım ama çayın tohumunda yahut ekiminde bir değişiklik yapılması- na çalışıldığını anlayabildim, sadece o kadar!”

ÇAY VAR AMA YA KALİTE?

Ve, bizdeki çayın kalitesi meselesi... Çayın anavatanı Çin’dir, eski asırlarda Çin’in ardından Hindistan’da da çay ekimi başlamıştır ve Çin’in Yunnan, Hindistan’ın da Darjeeling bölgelerinin çayları iki temel grubu teşkil ederler. Daha sonraları diğer memleketlerde de yapı- lan çay ekiminde Çin yahut Hint fideleri kullanılmış, üründen iklime göre değişik lezzetler alınmıştır ve Zihni Derin ileHulûsi Karadeniz’in 1920’lerde Rusya’dan getirip Rize’de ekimine başladıkları fideler de bu çayların özelliklerini maalesef kaybetmiş olan türevleridir.

Biz çayı başarı ile ektik ama sonraları kalitesine ve lezzetine pek önem vermedik! Çayın koskoca bir bölgede tek geçim kaynağı olması dışında bir şey düşünmedik, devlet gerektiğinde haklı olarak sübvansiyonlar sağlayıp destek alımları yaptı ama “Halk nasıl olsa içiyor” dendi ve kalite hep göz ardı edildi.

Çay, bugün önde gelen çay memleketlerinde çeşitleri ile hemen her gelir grubuna hitap edebilen bir sanayi halini almıştır, iyi kaliteli çay bütün dünyada gayet pahalı bir tüketim maddesidir, hattâ Çin’de ve Japonya’da yetiştirilen bazı yeşil çayların kilosu birkaç yüz dolardan birkaç bin dolara kadar çıkmaktadır!

 

Bizdeki çayın lezzetini düzeltmeye çalışsak, vasat çayların tadını asıllarını andıran bir hâle getirebilsek, çayı eski tiryakilerin tabiri ile “ot” olmaktan çıkartıp gerçek “çay” yapabilsek ve hem ülke içi tüketimi, hem de ihracatı arttırabilsek..”

Derken dünyada üretiminde ve imalatında kesinlikle kimyasal ilaç ve katkı maddesi kullanılmayan Türk Çayı yerine çay tiryakilerini içerisinde ne olduğu belli olmayan katkı maddeli çay yetişmeyen ülkelerin pazarladığı yabancı menşeli çaylara yönlendirmesi ve Rize Çayına dil uzatması tepkilere neden oldu.

Öte yandaneleştirilerinden nasibini alan Sezen Aksu'nun yaptığı klibin ve "Sürdürülebilir  Çay Tarımı" projesinin sponsoru Murat Bardakçı'nın hayranı olduğu İngiliz Çayının en bilindik firmalarından olan Lipton.