Kentte geçen yıl 6 kişinin hayatını kaybettiği, 2 kişinin suya kapılıp kaybolduğu sel ve heyelanlar sonrası 417 konutun güvenliğinin sağlanması için 332 duvar yapımı planlandı. Duvarlardan 133'ü tamamlanırken, diğerin yapımı ise sürüyor.

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde son yıllarda küresel iklim değişikliğinin etkileriyle ani lokal ve şiddetli yağışlar, can ve mal kayıplarıyla sonuçlanan sel ve heyelanlara yol açıyor. Düz arazinin neredeyse bulunamadığı Rize'de, yamaçlara inşa edilen yapılar, heyelan riski ile karşı karşıya kalıyor. Kentte geçen yıl 6 kişinin öldüğü, 2 kişinin suya kapılarak kaybolduğu, alt ve üst yapıda ağır hasarların oluştuğu sel ve heyelanlar sonrası 417 konutun güvenliğinin sağlanması için 332 duvar yapımı planlandı. Bu duvarlardan 133'ü tamamlandı, diğerlerinin ise yapımı sürüyor.

‘ÖNLEMLERİMİZ CAN VE MAL KAYIPLARINI AZALTIYOR'

Yapılan çalışmaların can ve mal kayıplarını asgari düzeyde tuttuğunu söyleyen Vali Kemal Çeber, şu ifadeleri kullandı:"Burada afetlere dönük alınan tedbirler olmasa biz yaşadığımız afetlerde çok daha büyük kayıplar veririz. Yaptığımız bu çalışmalar, can ve mal kayıplarını asgari düzeyde tutuyor. Bundan sonra da bu kayıpları azaltacak şekilde tedbirleri almaya devam ediyoruz. Afet risk azaltma planından herkes haberdar olup onu incelerse; köy köy, mahalle mahalle, hangi dere, hangi su riskli hepsi tanımlanmış durumda. Tedbirimizi de ona göre alırsak en az kayıpla afetleri atlatırız.”

‘KAÇAK BİNALAR YORUYOR’

Rize’de 9 bin dere olduğunu belirten Vali Çeber, “Bunların 6 bini kuru dere, 3 bin civarı aktif dere. Bu kuru derelerde dahil olmak üzere, her yağışta bizim riskli alanlarımızdır. Bizim tüm ekiplerimiz her bir yağışta her yerde konuşlanır. Vatandaşımızın yapacağı doğru hareketler temel belirleyici unsurdur. Örneğin; kaçak yollar, duvarlar, binalar bizi bu noktada çok yoruyor. Verdiğimiz kayıpların hepsi de doğaya ve fenne uygun olmayan yapılar ve müdahalelerden kaynaklanıyor. Biz tüm ilgili kurumlarla beraber her bir afetten, kayıptan sonra, 'niye afet oldu, nerede oldu, kim ne kadar etkilendi' benzerinde ne yapmak lazım diye tek tek bunların üzerinden geçiyoruz, bu konuları çalışıyoruz. Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki her tarafımız dere, vadi, kayan topraklar. Tüm vatandaşlar gibi biz de buna uygun hareket etmek durumundayız” değerlendirmesinde bulundu.

‘İSTİNAT DUVARI İLE GÜVENDE HİSSEDİYORUM’

Evinin yanına yapılan istinat duvarı ile kendini güvende hissettiğini belirten Hasan Mert, “Her yıl afet yaşıyoruz. Ne yazık ki zamanında evler bilinçsizce yapılmış. Zemin etüdü yapılmamış, arkası, altı sağlam mı bakılmamış. Şimdi de heyelan oldukça, oturulabilir durumdaki evleri kurtarmak için istinat duvarıyla heyelanlı bölgeler güçlendiriliyor. Benim evimin arkasında da yapıldı. Önceden evde durmaya korkuyorduk. Duvar yapıldıktan sonra güvende hissediyoruz. Heyelanlar da acıyı hep beraber yaşıyoruz, doğaya müdahale ederken dikkatli olmamız gerekiyor” diye konuştu.