Ailenin, toplumun, devletin, milletin, ümmetin, ülkenin bölünmesi, parçalanması, dağılması, yıkılması, yok edilmeye çalışılması; haramdır, günahtır, felakettir, fecaattir, hüsrandır- acıdır, batkıdır, zarar ve ziyan vericidir. Çok büyük bir olumsuzluktur! Allah cc. Böyle bir eylemin içinde, doğrudan ve dolaylı olmayı yasaklamıştır. “Peygamberimiz; bu gibi çalışma yapanın; dirisi, ölüsü bizden değildir,” diye buyurmuşlardır!

Allah cc. Bölünme, parçalanma, dağılma, birbirine düşme, yıkılma ile ilgili pek çok ayet göndermiştir. Bunların birkaçını bu yazıma almak istedim. Şöyle ki;

Allah cc. Al-i İmran süresi 103. Ayette buyuruyor: “ Hep birlikte Allah’ın ipine( Kur’an’ına) sımsıkı yapışın. Bölünüp, parçalanmayın. Allah’ın, size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de, Allah gönüllerinizi birleştirdi. O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bu ateş çukurunun tam kenarında iken, oradan da sizi, Allah kurtardı. İşte Allah, size ayetlerini böyle açıklıyor ki, doğru yolu bulasınız.”

Rum Süresi 20. Ayet: “ O halde sen, Hanif olarak, bütün varlığınla dinle! Allah, insanları hangi fıtrat üzerine yaratmışsa, ona yönel! Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. İşte doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler!”

Rum Süresi 31- 32. Ayet: “ Bütün gönlünüzle O’na yönelin. O’na saygısızlıktan sakının. Namazı kılın ve şirke- Allah’a ve dinine ortak koşanlardan, dinlerini, parçalayıp, her bir grubun, kendindekini beğendiği, fırkalara- partilere- gruplara bölünmeyin.”

Enfal Süresi 46. Ayet: “ Allah’a ve resulüne itaat edin. Birbirinize düşmeyin. Sonra zayıflarsınız ve zaferi elden kaçırırsınız. Sabredin. Kuşkusuz Allah sabredenleri sever.”

Al-İ İmran Süresi 103. Ayet: “ Hep birlikte Allah’ın dinine sarılın. Dağılıp, ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki, nimetlerini anımsayın. “

Hucurat Süresi 10. Ayet: “ İnananlar kardeştir. Kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı saygılı olun ki, merhamet edilesiniz.”

Şura Süresi 14. Ayet: “ Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki, çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler…”

Hadisi Şerif: “ Sakin birbirinize haset etmeyin- kıskanmayın, çekememezlik yapmayın! Birbirinize küsmeyin. Birbirinizden nefret etmeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun!”

Al-i İmran süresi 73. Ayet: “ … De ki, Doğru yol yalnız Allah’ın gösterdiği yoldur.”

Hadis-i Şerif: “ İyi geçimli olun. İhtilafa düşmeyin- ayrılığa düşmeyin. Geçimsiz olmayın.”

Hadis-i şerif: Irkçılığa çağıran, bizden değildir. Irkçılık davası uğruna savaşan, bizden değildir. Irkçılık davası uğruna ölende, bizden değildir.”

Peygamberimiz, Mümin olanı şöyle tanımlıyor: “ İslam’ın, insanlık ve inanç yönüne bağlıdır.”

Müslüman; İslâm’ın ahlâk ve muamelat kısmını, iman ve ibadetleri yapar.

                Müslüman; herkesin elinden ve dilinden emin- güvenilir olduğu kimsedir.

                Müslüman; “İslâm dinini kabul eden, Allah’a teslim olan kimsedir.”

İman; kalp, beyin işidir, inanç işidir.

Hadis-i şerif: “ İnsan, kendi için istediğini, diğer insanlar içinde sevmelidir. Başkalarının, sana yapılmasını istemediğin davranışı, sende başkalarına yapma!”

Müslüman, her işi, hal, hareketi, inanç, düşünce, davranışı, görevi, ödevi, yükümlük ve sorumluluklarıyla;  İslam, mümin, Müslüman olmalıdır. Sapık felsefi görüşlere, ideolojik sapkınlıklara yönelmemelidir. Sadece Hakk’a yönelmeli. İslam dinine; inanç, ibadet, ahlak, muamelat olarak yönelmeli.

 Geçen gün bir tanıdık ölmüş! Sosyal medyada paylaşmışlar. Bir kişide diyor ki; “ o çok çağdaş birisiydi. Allah rahmet etsin!” Allah cc. İnsanların; İslam, mümin, Müslüman, ilim, bilim, irfan yaşantılarının olup, olmadığına bakıp, değerlendirir. Çağdaş mı? Çağ taş mı? Kapitalist mi, liberal mi, faşist mi,  sosyalist mi, komünist mi, diktatör mü, solcu mu, sağcı mı, ırkçılık anlamında milliyetçi mi, feminist mi, Yahudi mi, haçlı mı, mason mu, anarşist mi, şiddetçi mi, terörist mi, demokrat mı, Budist mi olduklarına, bakar; değer vermez. Bu gibi sapkınlıklar, fikri sapıklıklar, sapmalar; Allah cc. Katında bir değer, önem, kıymet taşımaz. Allah cc. Katında tek din sadece ve ancak İslam dinidir. Değerli, kıymetli olanda; Mümin, Müslüman yaşantısıdır.

İki âlemde huzurlu, mutlu yaşama; İslam dinine bağlıdır. Bugün, Batı, batıl taklitçiliği içinde olanlar, Batılıların çok mutlu, huzurlu, rahat olduğunu sanmaktadırlar. Onlar, zayıf toplumlardan aldıklarını, çaldıklarını, gasp ettiklerini, yerken; rahat gibi görünürler. Yeme, içme bittiğinde ya birbirini yerler! Ya da kendilerinden olmayanları, yiyecekler! Hep böyle yapmışlar! Batıl Batı hep birbirine düşmüştür! Hep birbirini yerken, kendilerinden olmayanlara da saldırmışlar! 1991 yılı öncesinde; 50’den fazla ülke; solcu, sosyalist, komünistti! Bir günde hepsi dağılıp, gitti! Batıl, yok olmaya mahkûmdur. Parçalanmaya gebedir! Dağılma, yıkılma; sebep- sonuç ilişkisidir.

Bir aile, millet, ümmet, toplum, devlet; ne kadar ilim, irfan,  akıl, İslam değerleri ile hareket ederse; o kadar rahat, huzurlu, mutlu, uzun ömürlü olur. Sapkınlıkla, zalimlikle, zulüm ile huzurlu olunmaz. Rahata kavuşulmaz. İlim ve İslam değerlerinin olmadığı yerde; kötülük, çirkinlik, yalan, yanlışlık, zalimlik, zulüm, ahlaksızlık, insanlık dışılık vardır! Batıl parçalanmaya, bölünmeye, yok olmaya mahkûmdur! Bunların sonu kötüdür!

Bunun içindir ki; “insanlığı; hakka, hakikate, ilme, akla, zekâya, ortak akla, danışmaya, dayanışmaya, birleşmeye, bütünleşmeye çağırıyorum.” İslam bölünmeyi haram kılmış, yasaklamıştır. Bölünme hüsrandır. Allah cc. Birlik ve beraberlik içinde olmanın da, ilkelerini, kurallarını koymuştur. Bu ilke ve kurallara eksiksiz uymalı. Hiçbir ayrılığa düşmemeli. Bugün ki, anlamda cemaatçilik, tarikatçılık, mezhepçilik, ırkçılık, ideolojik sapkınlık, batıl inanç ve inanışlar, siyasi partiler, hemşeri dernekleri, bölgecilik birer bölünme aracıdır. Bu nedenlerle; bugün toplumlar, gruplar birbiriyle çatışmakta, savaşmaktadır! Bu tümüyle yanlıştır.

İnanç, doğal durumlar, inanışlar; çatışma, savaşma nedeni olmamalı. İnsanlar her duygu, niyet, düşünce, eylem, davranış, hal, hareketleriyle; olumlu, yararlı, olgun olmalı. Olumsuzluğun her çeşidinden sakınıp, kaçınmalı. Batıla sapmamalı. Batıla, küfre, sapkınlığa zerre kadar gönül vermemeli. Doğrudan ve dolaylı hiçbir destek vermemeli. En küçük bir sapma, insani; İslam’dan uzaklaştırır! İslam; batılı reddeder. Batılı kabul etmez. Batıl ile İslam bir kalpte, beyinde, bedende bulunmaz. Batıl; virüstür, bakteridir, mikroptur! İslam antikordur, zararlılara karşı savaşan proteindir. Tüm batıl, bunun için İslam dini, Müslüman düşmanıdır. Kelime-i Tevhit söylerken, önce batıla; “Lâ” denir. Yanı batıl reddedilir. Sonra İslam dini kabul edilir. Bu durum böyle iken, ülkemizde bunun farkında olan sadece %20 insan vardır.

                14.01.2021 günü ülkemizde Korona virüs, Kovid 19 pandemi salgınına karşı aşı yapılmaya başlandı. Bu salgın, virüs hastalığı 2020 yılı başında, Çin’de görülmeye başlandı. 100 gün sonra, 100. Ülke olarak 13 Mart 2020 günü, ilk insan bu salgın hastalıktan, yurdumuzda öldü! Aşı çalışması yapan 200’den fazla kurum ve ülke var. Ülkemiz, Nisan ayında yerli aşıyı yaygın şekilde yapacak, inşallah. Şu anda ülkemizde 2. Faz denemeleri yapılmaktadır. Bununla birlikte 16 farklı aşı üretmemizin çalışmaları da yapılmaktadır. Şu anda Çin aşısı halkımıza yapılmaktadır. Alman, Amerikan ortaklığı, Rus, İngiliz aşısı halklara yapılmaktadır. Zaten şu anda ilk etapta bu aşılar üretildi. Diğerleri de yeni piyasaya çıkmaya başladı.

                Sizlere bir şiir yazarak, makale yazımı burada bitirmek istiyorum. Şiirimizin adı; “Seviyorum, Sahip Çıkıyorum,” olsun.

                Ben, Allah’ın yarattığı iyi, güzel, yararlı, değerli; tüm varlıkları seviyorum.

                Onları içten sevip, bağrıma basıyorum.

                Varlıklar, bizlere, Allah’ın birer emanetidir.

                Asla onlara zerre kadar zarar- ziyan vermiyorum.

Müslüman, hiçbir varlığa kesinlikle zarar vermez.

Her varlığı korur, gözetir, yaşatmaya çalışır.

Kul hakkı kavramının bilincindedir.

Hiçbir Allah kuluna zarar- ziyan vermiyorum.

                Kul hakkı çok önemlidir.

                Kul hakkı yiyenler, kul hakkına girenler; cennete giremez.

                Müslüman, kendini geliştirip, bu kavramlara önem vermeli.

                Hiçbir varlığa zarar- ziyan vermemeli.

Canlı, cansız her varlığı korumalı.

Çevreye, doğaya, insana, hayvana sahip çıkmalı.

Hiçbir varlığa katiyen zarar vermemeli.

Herkesin hak, hukukunu koruyup, geliştirmeli.

                Vatana, millete, devlete, ümmete, bayrağa sahip çıkmalı.

                Vatana, millete, devlete azami ölçüde hizmet etmeli.

                İnsanlığı her alanda, her konuda; koruyup, yaşatmalı.

                Dini, ilmi konularda hassas ve duyarlı olmalı.

İlim, din- iman değerleri vazgeçilmezdir.

Dini, imanı, gerçek ilmi olmayandan, insanlık beklenmemeli.

Onların tuzak, hile, sahteciliğine karşı uyanık olmalı.

Fitne, bozgunculuk oyunlarına asla gelmemeli.

                Müslüman; anarşi, şiddet, terör, saldırganlık yapmaz.

                Yapandan da, iyi bir Müslüman olmaz.

                Müslüman; iyi, güzel, doğru, dürüst, olumludur.

                Yıkıcı, bölücü, hainden; Müslüman olmaz.

Müslüman; merhametlidir, şefkatlidir, müşfiktir, yardımcıdır.

Allah’ın öğretisi ile ahlaklanmış, terbiye edilmiştir.

Kendine, peygamberimizi örnek almış, şekillenmiştir.

Zalimlere, sapkınlara uymamış, dost ve arkadaş edinmemiştir.

                Herkesin can, mal, akıl, ırz, yaşam hakkına saygılıdır.

                Hiç kimseye ayrımcılık, düşmanlık etmeli.

                Zencidir, Müslümandır, değildir; dememeli.

                Herkese hak, hukuk, adalet, doğrulukla davranmalı.

Müslüman, ilim, irfan, medeniyet sahibidir.

Yeniliğe açıktır; helalinden üretir, kazanır ve israf etmeden harcar.

Fakir- fukara edebiyatı yapmaz; bilhassa gidip, yardım eder.

Yardımseverdir, paylaşıcıdır, Allah cc. İçin iyilik, hizmet eder.

                Kurtuluş, İslam’da ve gerçek ilim yaşantısındadır.

                Gidip de, zalim sapkınların, bozuk düşüncelerine bağlanmaz.

                İlim, akıl, İslam değerleri ile iyiliği, hizmeti hakkaniyetle yapar.

                Beynin bir bölümü millidir, diğer bölümü ile dünyayı dolaşır!

Her türlü haksızlığa, zalimliğe, sapkınlığa karşı mücadele eder.

Uyuşuk, pısırık, hımbıl, çekingen, bilgisiz, bilinçsiz değildir.

Hak, hakikat ilmi ile insanlığa ışık tutar.

İnsanlığı aydınlatıp, zalimlerin eline düşmekten korur.

                Her türlü harama, günaha, suça karşı mücadele eder.

                Devlete, millete, insanlığa karşı suç işlemez.

                Allah’ın emirlerini tutar, yasakladıklarından sakınır.

                İyiliği, hizmet etmeyi, yardım etmeyi; hedef edinir.

Müslüman, akıllıdır, zekidir, ileri görüşlüdür; haddi, hududu aşmaz.

Kendini bilir, Rabbini bilir; dosdoğru orta yoldan, hakkaniyetle gider.

Zalimlere, sapkınlara, yıkıcılara zerre kadar benzemez; destek vermez.

Allah’ın hak sözünden çıkıp; zalimlerin yalanlarına inanıp; kanmaz, aldanmaz.