Mert Mestanoğlu, Nezaket Ezgi Güven ve Mehmet Alp Gündüz, yolları tıp eğitimi almak için İstanbul’da kesişti. Her biri farklı alanda branşlaştı ancak amaçları ortak: bilimi ileri götürüp insan sağlığına faydalı olmak. Türkiye’nin farklı şehirlerinde öğrenim gören ve üniversite sınavında büyük başarı elde eden Mert Mestanoğlu, Nezaket Ezgi Güven ve Mehmet Alp Gündüz’ün yolları, tıp eğitimi almak için Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kesişti. Üç gencin, hem başarı hikayeleri hem de üzerinde çalıştıkları bilimsel çalışmalar, umut vadediyor. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Boston Children’s Hospital gibi dünyanın önde gelen fakülte ve hastanelerinde araştırmalar yapan öğrenciler, hikayelerini üniversite adayı öğrenciler için anlattı. “Harvard Kök Hücre Enstitüsü’nden kabul aldım” 2013 yılında üniversite sınavında Türkiye birinciliği elde edip BAU Tıp Fakültesi’ne yerleşerek mezun olan Dr. Mert Mestanoğlu, yapmış olduğu çalışmaları anlattı. Mestanoğlu, “Bilim insanı/hekim olma hedefiyle Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni tercih ettim. Hazırlık sınıfı eğitimimi Washington DC’de tamamlayarak, tıp eğitimimin ilk yılından itibaren akademik çalışmalara katıldım. Boston Children’s Hospital, The Rockefeller University, Cincinnati Eye Institute, Klinikum Leverkusen, Moorfields Eye Hospital gibi çeşitli ülkelerdeki önde gelen enstitü, üniversite ve hastanelerde araştırma ve gözlem faaliyetlerinde bulunma fırsatı yakaladım. 2018 yılında Harvard Kök Hücre Enstitüsünün yaz araştırma programına başvurarak, yılda 800’den fazla başvuru alan programa seçildim. H-indeksim 5 ve 13 kabul alan/yayınlanmış çalışmam bulunmakta. Araştırma sonuçlarını ulusal ve uluslararası pek çok kongrede sunma şansına eriştim. Göz hastalıklarının moleküler mekanizmalarına ilgi duymaktayım ve Köln Üniversite Hastanesi Göz Hastalıkları Departmanı’nda doktora ve göz hastalıkları uzmanlık eğitimi ile kariyerime devam etmeyi planlıyorum” dedi. “Dünyanın en iyi beyin cerrahlarının derslerine katılıyorum” Beyin Cerrahisi branşına duyduğu ilgi nedeniyle BAU Tıp Fakültesi’ni tercih ettiğini ifade eden Mehmet Alp Gündüz ise “O dönemde BAU Tıp Fakültesi’ni seçmemde en önemli etken öğrencilerine verdiği üstün değer ve vizyonuydu. Hazırlık sınıfını aldığım bursla Washigton DC kampüsünde yaklaşık 9 ay olarak geçirdim ki bu benim gelecek vizyonumu büyük oranda değiştirdi. Hazırlık sınıfından sonra üç sene boyunca Kanpolat Sınıfının birincisi olarak yüksek onur belgesi aldım ve 2018 senesi yazını kendisiyle İngilizce hazırlık sınıfı sırasında tanıştığım Yang D. Teng’in laboratuvarında omurilik hasarı, travmatik beyin hasarı ve beyin sapı tümörleri üzerine staj yaparak geçirdim. BAU Tıp Fakültesi MD-PhD programı öğrencisi olarak Bahçeşehir Üniversitesi’nin verdiği burs ile Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne afiliye Spaulding ve Brigham and Women’s hastanelerinde Yang D. Teng’in laboratuvarında PhD laboratuvar araştırmalarımı yapmak üzere Eylül 2019’da başladım. Halen laboratuvarda araştırmalarıma devam etmekteyim, öncelikli çalışma konum pediatrik (çocuk) beyin tümörleri üzerine ve bunun yanında çeşitli omurilik hasarı araştırmalarına da katılmaktayım. Aynı zamanda Amerika’da ihtisas (uzmanlık) yapabilmek için USMLE sınavına çalışmaktayım ve ilerde Beyin ve Sinir Cerrahisinde ihtisasımı yapmayı istiyorum. Abartıya yer bırakmaksızın dünyanın ileri gelen beyin cerrahlarının bir araya gelip sunum/ders yaptığı Brigham and Women’s Hospital Beyin Cerrahisi Grand Round’larına da düzenli olarak katılma imkanı bulmaktayım. İlerde BAU Beyin Cerrahisinde veya USMLE ile ABD’de ihtisasımı yapsam da değişmeyecek tek şey Bahçeşehir Üniversitesi’ne olan bağım olacak" şeklinde konuştu. “Çocuklara faydalı olmak istiyorum” Lise giriş sınavında Türkiye birinciliği bulunan Nezaket Ezgi Güven ise mesleki hikayesini şöyle anlattı: “Tıp okumaya lisede okurken karar verdim. Aslında son ana kadar isteğimi çok dillendirmesem de yapabileceğimi daha da önemlisi severek yapabileceğimi düşündüğüm için istedim doktor olmayı. Tabi annemin işi gereği çocukluğumda zaman zaman hastaneye gittiğimi ve orada onu çalışırken taklit etmekten hoşlandığımı da hatırlıyorum, meslek seçimimde mutlaka bunun da etkisi olmuştur. Sayın dekanımız Türker Kılıç da biz öğrencilerle sohbet etmeye sık sık lisemize geldi. O yaşlarda bir lise öğrencisi olarak hayatta bir sürü başarısı olan bir insan direk sizinle sohbet etmeye gelince ve kendi alanına ve hayata olan sevgisini ve ilgisini paylaşınca bundan doğal olarak etkileniyorsunuz. Kuşkusuz bu sohbetlerin de etkisiyle 2013 yılında bu sefer Türker Hoca’nın öğrencisi olarak Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne başladım. Bu hazırlık eğitimiyle birlikte yedi yıllık serüvenin ardından hayatımın yeni bir kısmına geçiyorum. Buraya kadar geçen süreç çok kolay bir süreç değildi, bundan sonraki süreç daha da zor olacak buna eminim. Amacım çocuk sağlığı üzerine çalışmak ve onlara faydalı olmak.”