Burdur’da da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü için Cumhuriyet Meydanında program düzenlendi.

Programın başında İstanbul Saraçhane Meydan’ında düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan canlı yayınla izlenildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla devam eden programda, Ulu Camii Müezzin Kayyımı Hafız Celalettin Sevimli tarafından Kur’an-ı Kerim Tilaveti ve akabinde İl Müftüsü Enver Türkmen tarafından dua okundu.

15 Temmuz günü Ankara Gölbaşı’nda Özel Harekât Daire Başkanlığında ağır yaralanıp şehit olan Akif Altay’ın oğlu Niyazi Altay duygu ve düşüncelerini paylaştı.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma etkinlikleri çerçevesinde inanç, birlik ve beraberlik ruhuyla ay yıldızlı sancağı taşımak, Milli birlik ve beraberlik ruhunu topluma göstermek, tüm Şehitlerin ve 15 Temmuz’da şehit olan vatandaşların anısını yaşatmak amacıyla “Demokrasi bilinci, elden ele taşınan bir bayrak yarışıdır” sloganıyla, Gençlik ve Spor Bakanlığının 81 il merkezinde düzenlediği Sancak Koşusuna katılan sporcular Sancağı Vali Arslantaş’a takdim etti.

15 Temmuz ile ilgili video ve Şehit Akif Altay’ın belgeseli gösterilmesi sonrası Burdur Osmanlı Mehteran Takımı gösterisini sundu.

15 Temmuz Şehitlerimizin İsimlerinin tek tek okunduğu programın bu bölümünde ödül törenine geçildi. 15 Temmuz Milli Beraberlik Koşusunda Kadınlar ve Erkekler Dallarında dereceye giren sporculara ve Resim yarışmasında birinci olan öğrenciye ödülleri takdim edildi. Saat 00.13’de Sala okunması sonrası vatandaşlar 05.00’a kadar Cumhuriyet Meydanında nöbet tuttular.

Vali Ali Arslantaş, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anı defterini imzalaması sonrası yaptığı konuşmada, “Damarlarda dolaşan kurt kanı tutuşunca, nasıl Malazgirt Ovası Türk yuvası olduysa, nasıl Varna’da haçlılar Türk’ün gücüne boyun eğdiyse, elinde süngüsünden başka silahı olmayan Mehmet nasıl Çanakkale’yi küffara dar ettiyse, 15 Temmuz gününün şehitleri de kendi destanlarını öz kanlarıyla yazmışlardır. Türk ulusunun, şartlar ne olursa olsun boyunduruk altına girmeyeceği bir kez daha kamu cihana ispat edilmiştir. Hiç bitmeyecek bu destanda en kutsi mertebe, vatanın dört bucağında bu menfur kalkışmaya, bu “hayasızca akına” karşı bir an tereddüt etmeksizin göğsünü siper eden, aralarında hemşerimiz Şehit Akif Altay’ın da bulunduğu 252 şehidimize aittir. 2196 vatan sevdalısı da o gece gazilik onuruyla şereflenmiştir.

Aziz milletimiz, benzerlerini ancak savaş filmi sahnelerinde görebileceğiniz hadiselerin gerçek hayatta yaşandığı 15 Temmuz gecesinde, emsaline filmlerde dahi rastlanılamayacak bir şecaat göstermiştir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine, abdestini alıp meydanlara akın eden yurttaşlarımız, “Ölürse şehit, dönerse gazi” olma iştiyakıyla canını istiklal mezatında satılığa çıkarmıştır. O gece endişemiz asla ölmek değildi, Allah şahittir ki tek endişemiz abdestsiz ölmekti" dedi.

Hangi güç odağının elinden çıkarsa çıksın arz modellemelerinde jeopolitik açıdan göze çarpan en muteber alanın Anadolu lokasyonu olduğunu söyleyen Vali Arslantaş “Bu topraklarda kan tarihle yaşıt” denilmesinin başat sebebi de stratejik olarak yer kürede eşi menendi bulunmayan, tabiî güzellik zaviyesinden bakıldığında ise dünya cenneti kabul edilmesi iktiza eden bu toprakların Türk yurdu olmasıdır. Neredeyse bin yıldır, can diyeti pahasına sahip çıktığımız bu toprakları, elimizden almaya gayret edenlerin hayasız yüzlerine atılan en son tokat 15 Temmuz’dur" dedi.

Son zamanlarda, taşeron örgütleri eliyle gerçekleştiremedikleri mülevves emellerini, taşeron ülkelerinin kukla yöneticilerini havlatarak dillendirir olduklarını kaydeden Arslantaş şöyle devam etti: "Halep ordaysa arşın buruda. Biz her tür tehdide karşı, devlet ve millet olarak her zaman tetikteyiz. İstiklalimize kast etme cüreti gösterme gafletinde bulunanlar, Allah’ın izniyle Türk’ün gücünü görecek ve intikamının şeditliğini tadacaktır. Coğrafyamızın avantajlarının ve dezavantajlarının bilincindeyiz. Daima güçlüyüz, cesuruz ve hazırız. 15 Temmuz ruhunu kaybetmedikçe önümüze çıkacak hiçbir kuvvetin, dahili ve harici hiçbir mihrakın bizim nazarımızda zerre hükmü yoktur. Birlik olma şuurumuzu kavi tuttukça, kardeşlik bilincini neslimize aşıladıkça Allah’ın izniyle her tür badirenin sırtını yere getiririz".