Deniz Berktay, Sonat Kerem, KİEV () - 18 Mart Çanakkale Şehitleri’ni Anma Günü ve 12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü vesilesiyle Türkiye Cumhuriyeti Kiev Büyükelçiliği’nde düzenlenen etkinliğe, Ukrayna’daki Türk toplumunun önde gelenleri katıldı. Etkinlikte konuşma yapan Türkiye Cumhuriyeti Kiev Büyükelçisi Yağmur Ahmet Güldere, 18 Mart Çanakkale Şehitleri’ni Anma Günü’nün Dışişleri Bakanlığı açısından da önemine dikkat çekerek, Dışişleri Bakanlığı’nın da şehitler vermiş bir kurum olduğunu, bu vesileyle, ülke uğruna hayatını feda etmiş şehitleri andıklarını dile getirdi. Yeni Zelanda’da Müslümanlar’a yönelik terör saldırısına da değinen Büyükelçi Güldere, Anadolu kültürünün ise, Mevlana’nın hoşgörüsüne dayandığını, farklı inançları kucaklayan bir kültür olduğunu kaydetti. “BAĞIMSIZLIĞIN KIYMETİ BİLİNMELİ” İstiklal Marşı’nın kabulüne de değinen Büyükelçi Güldere, İstiklal Marşı’nı yazan şair Mehmet Akif Ersoy’un “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” sözünü hatırlatarak, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda kanlar dökülerek elde edilen bağımsızlığın kıymetinin bilinmesi gerektiğine dikkat çekti. “TARİH SOSYAL MEDYADAN DEĞİL, KİTAPLARDAN ÖĞRENİLMELİ” Büyükelçi Güldere’nin ardından söz alan Kiev Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Dr. Ender Korkmaz, Çanakkale Muharebeleri’nin komutanı Mustafa Kemal’in muharebelerde askerlerin birkaç dakikaya kadar hayatlarını kaybedeceklerini bildikleri halde son dualarını ederek korkmadan ileri atıldıklarını anlattığına değinerek, Atatürk’ün de belirttiği üzere, Çanakkale Muharebeleri’ni kazandıran ruhun, bu yüksek ruh olduğunu belirtti. Dr. Ender Korkmaz ayrıca, sosyal medyada Çanakkale Muharebeleri ile ilgili bazı paylaşımlarda yanlışlıkların bulunduğuna dikkat çekerek, bu dönemin, kitaplardan doğru şekilde öğrenilmesi gerektiğini kaydetti. Etkinlikte konuşma yapan Türkiye Ukrayna Sanayici ve İşadamları Birliği Başkanı Mete Karaer ise, Çanakkale Zaferi’nin Türk ulusal bilincinin oluşmasına katkıda bulunmasının yanı sıra, o dönemde İngilizler’in sömürgesi olan Avustralya ve Yeni Zelanda’da da ulusal bilincin oluşmasına katkıda bulunduğunu dile getirdi. Kendisinin de bir dönem Avustralya’da görev yaptığını belirten Karaer, Avustralyalılar’ın Çanakkale Muharebelerri’ne verdiği önemi, kendi yaşadıklarından örnekler vererek aktardı.