Ve bir bölgenin ekonomisinin Lokomotifi Çay.
Soframıza gelen her bardak çayın arkasında binlerce üreticinin alın teri, emeği ve umudu var.
Ancak yanlış yönetim, piyasa koordinasyonsuzluğu ve etik dışı uygulamalar yüzünden bu milli ürünümüz, adım adım değersizleştiriliyor.
1 kg. kuru çayın rafta yerini olası için maliyetini hesaplarsak.
Gerçek Maliyet, Gerçek Değer
Basit bir hesapla ortaya çıkıyor:
1 kilo kuru çay için 5 kilo yaş yaprak gerekiyor.
5 kilo yaş yaprağın maliyeti: 137,25 TL
Ambalaj, etiket, enerji, işçilik, vergi ve amortisman eklendiğinde: 200 TL'nin üzerinde maliyetle karşılaşıyoruz.
Yani kuru çayın fabrikadan çıkan 1 kilosu, daha kolisine girmeden 200 TL'nin üzerinde bir maliyetle üretiliyor.
Lojistik, toptancı ve perakendecinin kâr payı eklendiğinde çayın 250–350 TL bandında satılması, hem doğal hem de hak edilmiş fiyatıdır.
Oysa bugün büyük market zincirlerinde 150–160 TL’ye satılan çaylar var.
Bu, imalat maliyetinin bile çok altında.
Böyle bir tablo ise yalnızca rekabeti öldürmekle kalmıyor, üreticinin emeğini sömürerek sektörde derin bir ahlaki kriz yaratıyor.
Üreticinin Alın Terinin Sömürülmesi bu fiyatlarla belgeleniyor.
Bazı özel sektör fabrikaları, 17–18 TL’den yaş yaprak alıp, düşük maliyetli üretimle piyasayı baskılıyor.
Bu durum Çiftçinin emeğini yok sayıyor,
Bu durum, pazardan hak ettiği payı almak çabasında olan dürüst üretim yapan firmaları da aynı yanlış yola sürüklüyor,
Kuru çay pazarında sağlıklı rekabet ortamını yok ediyor.
Sonuçta kuru çayın satış borsası üretici aleyhine düşürülüyor, sektör kendi kendini bataklığa sürüklüyor.
İşte bunun için bu aksaklıklara dür diyecek beklentisi içinde olduğumuz çeyrek asırdır beklenen Çay Kanunu neden hala çıkmadı.
Yaş çay tarımı hapan üreticinin Emeğin sömürülmesine sebep “keyfi fiyat“ uygulaması, kayıt dışı yaş çay alımı ve merdiven altı paketleme tesislerde Çay çöpünden ve kimyasal boya katkısıyla üretilen düşük kaliteli ürünlerin piyasaya sürülmesini.
Zaman zaman Çaykur un ürünlerinin bile perakende satış fiyatının altında satılması bile bu olumsuz düşük fiyat sürecinde etki başlıca sebepler teşkil ediyor.
Oysa çok basit bir oranlama yaparsak Çay ve Sigara Kıyaslaması yanı
bugün 50 gram Amerikan tütünü 100 TL’ye satılırken, bir sigara tiryakisi günlük 100 TL'yi gözden çıkarabiliyor.
Oysa 1 kilo çay, 4 kişilik bir ailenin bir aylık ihtiyacını karşılıyor.
Dolayısıyla çayın 250–350 TL bandında satılması pahalı değil; aksine olması gereken, adil fiyattır.
Kanunu düzenleme ve sıkı bir takiple bu aksaklıklar ortadan kaldırılırsa inanıyorum ki bu krız ve vebal son bulur ve çay genel sektöründe herkes hak ettiğini alır.
Hukuk devletinde asıl olan, “haklı güçsüzün hakkını, haksız güçlüye karşı savunmaktır.” Çay Kanunu, üreticinin, sanayicinin ve tüketicinin haklarını koruyacak şekilde hazırlanırsa Türk çaycılığı hak ettiği yere kavuşacaktır.
Sabit taban fiyat uygulanırsa, kalitesiz çay ve düşük maliyetli imalata en büyük etkisi olan çay çöpleri sorunu çözülürse, birçok olumsuz sebepler ortadan kalkmış olacak.
Ve Türk Çaycılığı gerek tarlada gerek sanayi sektöründe gerekse tüketici yanı çay tiryakileri bazında hak ettiği değere ulaşacaktır.
Tüketiciye Uyarı
Çay tiryakilerine son bir not:
200 TL'nin altında satılan çaylara itibar etmeyin.
Bu ürünlerde ya kayıt dışı üretim, ya da boyalı düşük kalite çay çöpü vardır.
Unutmayın, gerçek ve helal çayın değeri 250 TL'nin üzerinde başlar.
Her paketin içinde yalnızca çay değil, üreticinin alın teri, emeği ve duası vardır.
Not: Bir sonraki yazımız,
Biz yaş çay üreticileri ( kendimizi de sorgulayalım) dedik .
Emin Kanbur / yaş çay üreticisi.