Sütlüoğlu, “Bir anda çay üretiminin ‘Küt’ diye düştüğünü göreceğiz. Bunun sonu yok, bu bir çıkmaz sokak, duvara toslayacağız. Onun için bir an önce tedbir alıp organik çaya geçmemiz lazım” dedi.

ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu,organik çay projesine ilişkin konuştu, kimyasal gübreye devam edilmesiyle bölgedeki toprağın yakın gelecekte çay vermeyecek hale geleceğini söyledi. Sütlüoğlu, ÇAYKUR’un kendi imkânlarıyla bugün 40 bin dekarda organik üretim yaptıklarını ve dünyada haşere zehri pestisit kullanmadan çay üreten tek ülke olduklarını da ifade etti.

‘ÇAYIMIZ TERTEMİZ’

Ürettikleri çayda haşere olmadığına dikkat çeken Sütlüoğlu, şöyle konuştu:

“Organik çay projesi bizim en önemli projemizdir. Bunu her zaman söyledim. Çünkü biz dünyanın en Kuzey kuşağında çay yetiştiriyoruz ve bizim çaylarımızın tamamının üzerine kar yağıyor. Bizim çayımız zaten organiğe çok yakın bir çay, bizim dışımızda hiçbir ülkenin pestisit kullanmadan yani haşere zehri kullanmadan çay üretmesi mümkün değil. Tropik yarı tropik iklim kuşaklarında çay yetiştirdikleri için 30-40 çeşit bazı ülkelerde 70-80 çeşit haşere var. Çay toplamadan önce bu haşereleri öldürmek için haşere zehri yani pestisit kullanmak zorundalar. Bu kanserojen olan pestisit kalp ve damar rahatsızlıklarına yol açan, böbrek rahatsızlıklarına yol açan ve akıl dengesizliklerine yol açan çok zararlı bir maddedir. Çok şükür ki bizim çayımız tertemiz haşere yok, pestisit kullanmıyoruz”  

‘ORGANİKTE DE ÇOK HIZLI İLERLİYORUZ’

Kimyasal gübre kullanımıyla çayın organik olmadığını ve çayın tamamının organik yapılması gerektiğini vurgulayan Sütlüoğlu şöyle devam etti:

“Pestisit kullanırsanız organik yapamazsınız. Sadece kimyasal gübre kullandığımız için çayımız organik değil. ÇAYKUR’un kendi imkânlarıyla bugün biz 40 bin dekarda organik üretim yapıyoruz, organikte de çok hızlı ilerliyoruz. Ben göreve geldiğimde 3 bin 300 dekar seviyesinde organik üretim yapılıyordu ve bugün 5 bin ton gibi önemli bir üretim rakamına ulaştık. Ama bu yetmez çayımızın tamamını organik yapmamız lazım. Katma değeri en yüksek ürüne çayımızı dönüştürmüş oluyoruz. Bunu öncesinde bunu yapma sebebimiz, kendi sağlığımız için, çocuklarımızın torunlarımızın sağlığı için ve bu çay hinterlantlında yaşayan tüm canlıların sağlığı için bunu yapacağız. Yoğun bilinçsiz kimyasal gübre kullanımı maalesef çevre dengesini bozmuştur. Toprağı bozmuştur, zehirlemiştir. Yeraltı sularını zehirlemiştir ve sağlıksız bir ortam meydana gelmiştir”

‘ORGANİK ÇAYA GEÇMEMİZ LAZIM’

Kimyasal gübreye devam edilmesiyle toprakta çay üretimine ilişkin tehlikeyle karşı karşıya kalınacağını ve biran önce organik çaya geçilmesi gerektiğinin altını da çizen Sütlüoğlu şöyle konuştu:

“Kimyasal gübreye devam edersek bu toprak yakın bir gelecekte hiç çay vermeyecek. Bir anda çay üretiminin ‘Küt’ diye düştüğünü göreceğiz. Bunun sonu yok, bu bir çıkmaz sokak, duvara toslayacağız. Onun için bunun tedbirini bir an önce alıp organik çaya geçmemiz lazım. Değişik gerekçelerle karşı çıkanlar oldu, vatandaşın kafası karıştırıldı. Tepkiler olunca ‘Biraz erteleyelim’ dendi. Bu arada gübre konusu önemliydi. Ben göreve geldikten sonra özellikle gübre üzerinde çok çalıştım. Bütün organik çay üreticilerine kapımızı açtık. Uygulama bahçelerinde, gerek kendi bahçemizde gerekse vatandaşın bahçelerinde bu gübreleri uygulayarak sonuçların biri bir takip ettik. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Ziraat Fakültesi dekanının koordinasyonumda geçen sene 22 firmanın gübresini takip ettik. Bu çalışmalarımızın sonucunda birkaç gübre kimyasal gübreye eş değer verim elde etti”

‘KARARIN ALINMASINI BEKLİYORUZ’

Organik gübreyle ürettiğimiz çayların ‘Ekstrak’ ve ‘Polifenol’ değerlerinin çok yüksek olduğunu kaydeden ÇAYKUR Genel Müdürü Sütlüoğlu şöyle dedi:

“Şunu da gördük organik gübreyle ürettiğimiz çayların ‘Ekstrak’ ve ‘Polifenol’ değerleri çok yüksek. Diğer çaylara göre kalite de yükseliyor. Hatta bazı bölgelerde 3’ncü sürgünü alamadığımız bölgelerde 3’ncü sürgünü aldık. Burada tek sıkıntı bütün alanda hinterlantta organik çaya geçilirse eğer buna yetecek organik gübrenin olmaması. Bunun için de gübre firmaları ‘Bize 1 yıl zaman verin’ diyorlar. ‘Pazar olursa üretiriz’ diyorlar. Onlarda haklı. Olmayan bir pazar için, satamayacakları bir gübreyi niye üretsinler. Bunu da haklı olarak yapmak istemiyorlar. Şuan 2018 yılındayız biz diyebilsek ki; 2019’da organiğe geçeceğiz. 2019’a kadar yatırımlarını yapacaklar üretimlerini de gerçekleştirecekler. Şu anda yapılması gereken böyle bir takvimin açıklanmasıdır. Geçenlerde bu konu hakkında Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nda toplandık. Bu takvimin açıklanması lazım ki, yol almaya devam edelim. Böyle bir kararın alınmasını bekliyoruz”