Manisa’nın Turgutlu ilçesinde, çevreye zarar vereceği için tepkiye neden olan Çaldağı nikel madeni için çevreciler ve çiftçiler 2. ÇED raporuna itiraz etti. İtiraz sonrası bölgeye gelen bilirkişi heyeti alanda inceleme yaparken zaman zaman tansiyon yükseldi.
Manisa’nın Turgutlu ilçesinde çıkarılması planlanan nikel madeni rezervi adına kurulan ve birden fazla el değiştiren Çaldağı madeni için çevreciler yine yoğun mesai yaptı. 2. ÇED raporuna itiraz eden çevreciler, bugün Çaldağı’na gelen bilirkişi heyetiyle bölgede incelemelerde bulundu. İtiraz sonrası mahkeme bilirkişi heyeti oluşturdu ve maden bölgesinde araştırmalara başladı. Turgutlu ve bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının da hazır bulunduğu incelemelerde bilirkişi heyetinin başında bulunan hakim davalı ve davacı tarafları dinledi. CHP, MHP, HDP ile Kimya Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Metalürji ve Jeoloji Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası gibi birçok oda, sivil toplum kuruluşları incelemelerin yapılacağı alanda hazır bulundu. TURÇEP, siyasiler, oda başkanları, köylüler gibi bir çok farklı bileşen Çaldağı’nda gelişmeleri yakından takip etti.
CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, Özgür Özel, CHP Manisa Milletvekili adayı Tur Yıldız Biçer, CHP Turgutlu İlçe Başkanı Erk Kayabaş, HDP Turgutlu İlçe Başkanı Selahattin Dağlı, MHP’liler, Turgutlu Çiftçi Malları Koruma Başkanı Mahmut Çetin, oda başkanları bölgede madenle ilgili çalışmaları takip etti.
Oluşturulan keşif heyeti öncesi bilirkişi hakimi davacı ve davalıları alana girmeden dinledi. İki tarafta evraklarını mahkeme heyetine verirken, konuşmaların arasında zaman zaman tansiyon yükseldi. Bir çok sivil toplum kuruluşunun teknik isimleri Çaldağı madeni için ölümcül risk taşıdığı yönünde ortak karar verirken, Gediz havzasının koruma altında olduğu ve bölgedeki tarım arazilerinin madenden daha değerli olduğunu belirttiler.
Davacı taraf olan CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören de, "1970 yılında MTA bölgede çalışma yapıyor ve üstü, altından daha değerli diyerek maden çıkarılmasına izin vermiyor. Bölge yumuşak toprağa sahip olduğundan dolayı olası kayma ve sel felaketlerini önlemek adına iki milyona yakın ağaç ekiliyor. Bu maden buraya girdiğinden bu yana 200 bin üzerinde ağaç kesti. Onlar buna seyreltme diyor ama bu açık olarak tıraşlamadır" dedi.
Davacı tarafta yer alan teknik isimler ve mühendisler konuyla ilgili açıklamalarda bulunurken, bölgede yaşayan ve çiftçilik yapan isimler madene şiddetle karşı çıktıklarını ifade etti. Bir çok çiftçi, "Son 6 yıldır ürün kalitesi düşüyor, ağaçlarımız kuruyor. Bu maden buranın doğasını ve kimyasını bozacak" diyerek isyan ettiler.
Maden sahasında ÇED raporunun yetersiz, eksik olduğunu belirten yetkililer, "Bu bölge zemini altındaki cevherden daha zengin. Burada ÇED raporu yetersiz, dünyadaki 3’ncü, Avrupa’da en büyük sülfürik asit fabrikasını bu bölgeye kurup linç yöntemiyle madeni işleyecekler. Bu alan bu maden kurulur ise yok olma noktasına gelecek. Gediz havzası bölgenin oksijen deposudur" dediler. Jandarma ekiplerinin yoğun güvenlik önlemleri aldığı bölgede açıklamaların ardından bilirkişi heyeti, mahkeme başkanı, davacı ve davalılar maden sahasına girerek araştırmalarda bulundu. 2. ÇED raporunun iptalini isteyen çevreciler madeni burada çalıştırmayacaklarını ve ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını ifade ettiler.