Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) ile SOS Munzur aktivistleri tarafından düzenlenen Dersim Biyolojik ve Kültürel Envanter Çalıştayı sona erdi.
Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda düzenlenen çalıştaya, akademisyenler, çevre örgütü temsilcileri ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Çalıştayda kentin biyolojik ve kültürel zenginlikleriyle ilgili akademisyenler tarafından sunumlar yapılmasının yanı sıra kentin gelenek ve göreneklerine dair de bilgilendirmeler gerçekleştirildi. Çalıştayın bitmesiyle bazı akademisyenler Nazımiye ilçesine bağlı Büyükyurt köyünde incelemelerde bulundu.
Köyde İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı profesörlerinden Şinasi Yıldırımlı, kentin çiçek bakımından dünyanın en zengin bölgelerinden biri olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yıldırımlı, "Özellikle bin 600 kadar tür sadece Munzur Dağları’nda bulunuyor. Tahminim odur ki Tunceli ilinde bu sayı 2 bini bulacak. Endemizm dediğimiz yöreye özgü olma bakımından Munzur Dağlarında 300 kadar özgün tür var. Bunun 85 tanesi dünyada sadece Munzur Dağları’nda yetişiyor. Neredeyse Avrupa’daki 21 ülkenin endemizm oranından çok daha yüksek. Bu güzelliklerin, zenginliklerin korunması gerekir. Bunun için yapılan çalıştay önemli" dedi.
Köye gelirken bin 500 metrekarelik bir alanda yaptıkları kısa incelemede çok sayıda tür bulduklarını kaydeden Prof. Dr. Yıldırımlı, "Bunların bir kısmını aldık örnek olsun diye. Bunlar Mayıs ayı içinde çıkanlar. Bir de her ayın kendine özgü çıkan bitkileri var. Bunların korunması gerekiyor. Yöre bitki açısından çok zengin. Türkiye’de şu ana kadar saptanmış en zengin tür çeşitliliği bu bölgede. Munzur Dağlarında. Munzur Dağları, Türkiye, Avrupa, Balkanlar hatta Ortadoğu için en zengin dağ silsilesi" diye konuştu.
Bitki örtüsü zenginliğine bağlı olarak çok ender rastlanan hayvan türlerinin de yörede mevcut olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yıldırımlı, "Bitki örtüsünün yanında hayvan zenginliğinin araştırılmasında da büyük yarar görüyorum. Buranın kültürel, biyolojik, arkeolojik zenginliklerinin korunması büyük önem arz ediyor" şeklinde konuştu.
Tunceli’de dört yıldan bu yana kengerler üzerine araştırma yapan Viyana Doğa Tarihi Müzesi Botanik Bölümü Müdürü Dr. Ernst Vıtek ise, "Burada bulduğumuz kenger dünyada yalnızca bu yöreye özgü. Bunu tesadüfen bir resimde görmüştük. Sonra araştırınca bunun yöreye özgü yeni bir tür olduğunu tespit ettik. Tunceli Üniversitesi ile birlikte bu konudaki çalışmalarımız sürüyor. Yörede şu ana kadar biri yöre özgü olmak üzere dört kenger türü tespit ettik" dedi.
Çalıştayın paydaşlarından olan SOS Munzur Aktivistlerinden Zeynel Duman da, "SOS Munzur çevre aktivistleri olarak 15 yıldan bu yana Dersim coğrafyasının biyolojik ve kültürel envanteriyle ilgili çalışıyoruz. İlimizin çevreyle ilgili çok büyük sorunları var. Baraj ve HES’lerden dolayı bir çok değerimiz sular altında kaldı. Bunların kaydı neredeyse yok. Bizim en büyük çabamız bu yok olmaya yüz tutan, kayıtları olmayan kültürel ve biyolojik envanteri gün yüzüne çıkarmak. Bir çalıştay yaptık. Bu çalıştayda paydaşlarımız bilim insanları, geleneksel kültür aktarıcıları oldu. Çok önemli sonuçlar ortaya çıktı. Geldiğimiz aşamada çok fazla bitki türünün kayıtları oldu. Üç yeni tür bulundu. İlk defa Dersim ismi bir bitkiye verildi. Bütün amacımız Dersim coğrafyasındaki baraj, HES ve maden aramalarıyla ilgili büyük tehlike altındaki coğrafyamızı korumak, gün yüzüne çıkarmak ve tanıtmaktır" diye konuştu.
Kentin şu anda sadece yüzde 25’lik kısmında araştırma yapıldığını dile getiren Duman, "Bilim insanlarına sesleniyoruz. Burada çok büyük arkeolojik alanlar, flora ve hayvan türleri var. Mesela Anadolu Parsının popülasyonunun belki de en güçlü olduğu yer Dersim ve bu köy. Dersim’de artık eskisi gibi çatışma ortamı da yok. Eskiden bu nedenle gelmeye çekiniyorlardı. Daha fazla bilim insanının gelerek araştırılmaya bekleyen bakir alanları araştırmalarını istiyoruz" şeklinde konuştu.