Rize’de “Yeşil Yol” karşıtları doğada bir ağacın altında “Yeşil Yol Sempozyumu” düzenledi.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Samsun’dan Sarp’a kadar 2 bin 600 kilometre uzunluğunda, tüm yaylaları birbirine bağlayacak yolu kapsayan “Yeşil Yol Projesi”ne çevreci tepkileri sürüyor. Tepkilerde başı çeken Fırtına İnisiyatifi grubu bugün Rize’nin Çamıhemşin ilçesi Şenyuva köyünde doğanın içerisinde büyük bir ağacın altında “Yeşil Yol Sempozyumu” düzenledi.
Çok sayıda kişinin katıldığı sempozyumda Fırtına İnisiyatifi adına çevre davaları ile öne çıkan Avukat Şefik Okumuşoğlu, Prof. Dr. Adil Güner, Prof. Dr. Mecit Kural ve KTÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kurtoğlu katıldılar.
"BU PROJE İLE SADECE ANCAK MANGALCILAR GELİR"
Sempozyumda söz alan Av. Şefik Okumuşoğlu, proje ile ilgili başlattıkları hukuk mücadelesinin sürdüğünü belirterek, proje ile doğanın tahrip edileceğini, turizmin aksine gelişmeyip bölgeye sadece mangalcı ve piknikçilerin geleceğini söyledi. Okumuşoğlu konuşmasında, “Fırtına İnisiyatifi buradaki 6 kilometre için mücadele vermiyor. Kavron ve Samistal arasındaki yol bağlandığı taktirde Yeşil Yol transit bir yol haline gelmiş olacak. Bizim yaylalarımız Türkiye’nin en güzel yaylalarıdır. Bu nedenle hem doğal SİT alanıdır, milli parktır hem de av ve yaban hayatını koruma alanlarına sahiptir. Karadeniz Bölgesi’nin diğer bölgelerine nazaran üstün yanları bulunması dolayısı ile ayrıdır. Bu nedenle bu doğal güzelliklerin ikinci bir Ayder’e dönüşmesini istemiyoruz. Ayder’in ne hale geldiğinin en yakın tanıklarıyız. Diğer bölgelerdeki kişiler başlarına neler geleceğini belki bilmiyor ama biz biliyoruz. Bu nedenle biz yaylalarımızın başka Ayderlere dönüşmesini istemediğimizden bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Bu proje ile bölgede turizm gelişmez. Çünkü bu yolla birlikte o alanlarda doğal bir yıkım gelir. O yıkımla birlikte de turizm aksine azalır. Sadece mangalcı gelir. Piknik turizmi devam eder” dedi.
"’YEŞİL YOL’A TAMAMEN KARŞIYIZ"
Okumuşoğlu konuşmasında, Yeşil Yol’a tamamen karşı olduklarının altını çizerek, “Mevcut yolların bakım ve onarımları yapılsın. Genişletme faaliyetleri olmasın. 100-150 metrede iki aracın birbirini geçebileceği cepler olsun. Yolların bakımı olsun, yollar işlesin ama yeni yol yapılmasın. Yeşil yolu zaten hiçbir şekilde istemiyoruz. Fırtına İnisiyatifi olarak talebimiz budur. Bunun da mücadelesini vereceğiz” şeklinde konuştu.
Okumuşoğlu ayrıca son günlerde bölgedeki ruhsatsız yapıların mühürlendiğine dikkat çekip idareden koruma açmalı imar planının hazırlanmasını istedi. Okumuşoğlu açıklamasında, “Bölgede koruma amaçlı imar planı bulunmadığından dolayı bölgede bulunan binaların birçoğu kaçak durumdadır. Kaçak oldukları için de birçok arkadaşımızın binaları mühürlenmeye başlandı. Burada vatandaşın suç işleme kastı yoktur. Fakat vatandaşın idareden bir plan istemesine rağmen o plan yapılmadığından, vatandaş devletin keyfini bu kadar bekleyemediğinden dolayı, yapmak zorunda kaldığı yapılardan dolayı cezalandırılıyor. Maalesef idare bu şekilde vatandaşını avucunda tutmayı istemektedir. İstediği zaman sözünü geçirtme ve yapmazsan ‘iş yerini kapatırım, binanı mühürlerim ve yıkarım’ tehditleri ile buradaki yurttaşları kontrol etmek istiyoruz. İdareden talep ediyoruz. Biran önce bölgenin koruma amaçlı imar planları yapılsın” dedi.
Sempozyumda söz alan Prof. Dr. Adil Güner, Yeşil Yol Projesi ile yaylalarda yaşayan insanların yaylalardan uzaklaştırılarak yerlerine başkalarının yerleştirilmesinin amaçlandığını ifade edip, “Yukarılarda bitki büyüme süresi mevsimi kısa. Organik madde yok. Bu nedenle yapılan kazıların kendini onarıp yeniden yeşermesi yüz yıllar alıyor. Ancak bütün sorun insan. Bizlerin buradan çıkartılıp yerimize başlarının getirilmesi” diye konuştu.