Özellikle çift tırnaklı hayvanlarda görülen şap hastalığı ile ilgili bilgiler veren Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Veteriner Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Cesur Onmaz, “Şap hastalığının kesin tedavisi olmadığı için, karantina önlemi çok önemli” dedi.

Virüs döngüsünü ve kaynağını kırmak için karantinanın çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Cesur Onmaz, “Şap hastalığı sığır, manda, keçi gibi çift tırnaklılarda görülen, oldukça bulaşıcı ve ani başlayan viral bir hastalıktır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bir sürüde bulaşma oranının çok yüksek olması yani hastalık bir sürüye geldikten sonra bütün hayvanlara bulaşma riski var. Bu yüzden oldukça önemli bir hastalık ve dolayısıyla hastalık görüldükten sonra hızlı bir yayılma göstereceği için, mutlaka bazı güvenlik önlemlerinin alınması gerekiyor. Bununla birlikte hemen bölgede bulunan veteriner hekim arkadaşlarımıza haber verip, bölgenin karantina altına alınması gerekiyor. Bu şu yönden çok önemli, bir virüsün hayat döngüsü ve kaynağı var. Hem kaynağının söndürülmesi ve virüsün döngüsünün kırılması için, oldukça önemli” dedi.

Ali Cesur Onmaz, aşılama programlarının takip edilmesinin hastalığın bulaşıcılığını engellemede etkili olacağını söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Bu hastalığın 7 tipi var ve bunun altında da birçok tipler var. Bir hastalığa yakalanıldığı zaman, çapraz bağışıklık sistemi gelişmediği için, genellikle hastalığın mücadelesi zor. Viral bir ajan olduğu için etkili bir tedavisi yok. Bakterilerde antibiyotikler etkin ama virüslerde son zamanlarda kullanılan bir tedavi ve oldukça pahalı olduğu için tedavisi zor. Korunma yöntemleri çok önemli ve bunun için de şu anda yapılan aşılama programları çok önemli. Hayvanları temel bir bağışıklamaya alıyoruz 1 ay aralıklarla aşılama yapıyoruz ve şap aşısı uyguluyoruz. Her 6 ayda bir de bunun tekrar edilmesi gerekiyor ki hayvanlar bu hastalığa karşı dirençli olsun bağışıklıklı olsun. Burası da oldukça önemli ve hayvan sahiplerinin de bazı alması gereken önlemler var. Özellikle hayvanlar ahırlara girmeden önce, bölgenin dezenfekte edilmesi, giriş çıkışların kontrol altında olması ve hayvan bakıcıları dışında kimsenin girmemesi, onların da tek elbise ile girmesi, dışarıdan gelen ekipmanların sterilize edilmesi, bir bölgede salgın çıktıysa oraya hayvanların iletilmemesi ve o bölgeden saman gibi gıdaların alınmaması ve dışarıdan hayvan alınacaksa en az 15 ile 21 gün arasında karantinada bekletilmesinden sonra hastalık çıkmadıysa sürüye alınması gerekmekte. Hastalık çıktıktan sonra da ateş, durgunluk, iştahsızlık, süt veriminde azalma ve ileri dönemlerde ciddi ekonomik kayıplar olabilir.”

Hayvan pazarlarının kapatılmasının yerinde bir karar olduğunu söyleyen Onmaz, “Hastalık tespit edildikten sonra, hemen kontrol altına alınması oldukça önemli. Burada Tarım Müdürlüklerinde çalışan arkadaşlarımızın müdahalesi önemli. Dolayısıyla bir bütün halinde bu tür hastalıklar kontrol altına alınmalıdır. Karantina önlemleri tek başına yeterli olmuyor, bununla birlikte aşılama programları düzgün uygulanmalı. Kesim olarak da az olan bölgelerde yapılabiliyor ama hastalığın yoğun olduğu bölgelerde, bütün hayvanları itlaf etmeniz mümkün değil o yüzden yoğun görülen yerlerde karantina yöntemi ile hastalığın söndürülmesi gerekmektedir. Özelikle bu dönemde hayvan pazarlarının kapatılması, hayvan sahipleri arasında korona, gerekse hayvanlarda şap virüsünün yayılmasını önleme noktasında isabetli bir karar olmuştur. Bu olağanüstü durumun geçici olduğu düşünüldüğünde Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı Bilim Kurulunun almış olduğu tedbirlere riayet etmemiz hem toplum ve hem de hayvan sağlığı açısından önem arz etmektedir. Bu tür hastalık durumlarında bizlere düşen görev, bilimsel veriler ışığında hareket etmek ve tüm canlıların yaşama hakkına saygı göstermektir” dedi.