CHP’li Umut Oran, artık mızrağın çuvala sığmadığını,  AKP’nin 16 Nisan ve 24 Haziran’dan önce vaat ettiği hiçbir sözü tutmadığını belirterek, “Bu zihniyet 31 Mart için vereceği sözleri de tutamayacaktır zira deniz bitmiştir. Denizin bittiğini Rize’de görmek mümkündür. Rize’de 16 yılda açılan fabrika yoktur ama iflas eden ve dükkanını kapatan çoktur. İstihdam yaratan işyerleri azdır ama iş bulmak için büyükşehirlere göçen çoktur. İnancımız odur ki Rizeliler ve Türk milleti 31 Mart’ı “Türkiye’yi yeniden kalkınma rotasına sokmak için” bir fırsat olarak görmektedir. Türk milleti, boş laf dışında hiçbir şey üretmeyen ve gençleri işsiz bırakan bu zihniyetin zincirlerinden kurtulacaktır. Bu düzeni değiştirmek için Türk milletinin en yetenekli evlatlarının ocu, bucu denmeden hak ettikleri mevkilere taşınmaları gerekmektedir. Rize, bu konuda öncülük yapmak durumundadır. Türkiye’nin Atatürk’ün aydınlık mirasına sahip çıkacak yeni bir liderliğe ihtiyacı vardır” dedi.

Dünya Değişiyor ama Türkiye İlerlemiyor!

Bu sabah Trabzon’dan Rize’ye gelen Umut Oran, CHP Rize İl Başkanlığında partililerle buluştu. CHP İl Başkanı Saltuk Deniz ile birlikte basın toplantısı da düzenleyen Umut Oran toplantıda şunları kaydetti:On yıllardır yaşanan hiçbir olay tesadüf değildir. Soğuk savaşın sona ermesiyle beraber dünya yeni bir “yol aramaktadır”, tüm dünyada yeni bir “düzen kurulmaya çalışılmaktadır.” Ancak bu düzenin ne zaman kurulacağı ve insanlığın ne zaman yeniden huzura kavuşacağı belirsizdir. Ne yazık ki Türkiye, tüm bu kaos dönemine hazırlıksız yakalanmış ve iktidar partisinin gerçeklerle ilgisi olmayan hayallerine teslim olmuştur.

Eğitim sistemi çöktü

Dünya hızla değişmektedir, ancak Türkiye ileri gidememektedir. Hangi kriteri esas alırsanız alın Türkiye, dünyanın gelişmiş ülkelerinin gerisinde kalmaktadır. Eğitim sistemi çökmüştür, üniversitelerden mezun olan gençleri işsizlik sarmalı beklemektedir. Özellikle eğitim fakültesi mezunları, iktisadi idari bilimler fakültesi mezunları, fen-edebiyat fakültesi mezunları “hayat boyu işsiz” kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Örneğin ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısı yaklaşık yarım milyondur. Bu sayı sadece 3 yıl sonra yani 2022’de 1.000.000’u aşacaktır. Yani 3 yıl sonra 1.000.000 öğretmen ailesi açlığa, mutsuzluğa, yuvasızlığa ve umutsuzluğa mahkûm edilmiş olacaktır. Ve çok açıktır ki bu sorunları mevcut iktidarın çözme ihtimali yoktur zira sorunları yaratan 16 yıllık AKP iktidarıdır.

AKP Sadece Zenginleri Düşünüyor!

Dünyada da durum benzerdir. Soğuk savaşın bitimiyle birlikte vahşi kapitalizm zincirlerini kopararak tüm dünyaya eşitsizlik vaat etmektedir. Bugün dünyanın %1’i dünyanın tüm servetinin yaklaşık %80’ine sahiptir. Geri kalan %99’un payına düşense sadece %20’dir. Türkiye’de de AKP’nin temsil ettiği zihniyetin yarattığı sonuç da aynıdır. Türk-İş verilerine göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1893 TL’dir; yoksulluk sınırıysa 6.167 liradır. Yani nerdeyse Türkiye’de herkes yoksuldur. Zaten Avrupa ülkelerinden gelen turistlerin profili de bu bilgileri doğrulamaktadır. Zira örneğin Almanya’dan, İngiltere’den Türkiye’ye gelen turistlerin önemli bir kısmı işçi ya da emekliyken Türkiye’deyse yurt dışında tatil yapabilen işçi ya da emekli nerdeyse yoktur. Ama AKP Türkiye’sinde 36 adet dolar milyarderi vardır. Yani AKP politikaları zengini daha zengin ederken fakiri açlığa mahkûm etmektedir.

31 Mart Türkiye’nin Zincirlerinden Kurtulması İçin Fırsattır!

Ancak şartlar ne olursa olsun Türk milletinden umut kesilmemelidir. Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. AKP, 16 Nisan referandumundan önce vaat ettiği hiçbir sözü tutmamıştır. AKP, 24 Haziran’da verdiği hiçbir sözü de tutmamıştır. Ve bu zihniyet 31 Mart için vereceği sözleri de tutamayacaktır zira deniz bitmiştir. Denizin bittiğini Rize’de görmek mümkündür. Rize’de 16 yılda açılan fabrika yoktur ama iflas eden ve dükkanını kapatan çoktur. İstihdam yaratan işyerleri azdır ama iş bulmak için büyükşehirlere göçen çoktur. İnancımız odur ki Rizeliler ve Türk milleti 31 Mart’ı “Türkiye’yi yeniden kalkınma rotasına sokmak için” bir fırsat olarak görmektedir. Türk milleti, boş laf dışında hiçbir şey üretmeyen ve gençleri işsiz bırakan bu zihniyetin zincirlerinden kurtulacaktır. Zira bu düzenin umut yaratması mümkün değildir. Yandaşlıkla mevki-makam sahibi yapılanların beceriksizlikleri yüzünden Türkiye potansiyelinin altında kalmaktadır. Bu düzeni değiştirmek için Türk milletinin en yetenekli evlatlarının ocu, bucu denmeden hak ettikleri mevkilere taşınmaları gerekmektedir. Rize, bu konuda öncülük yapmak durumundadır. Türkiye’nin Atatürk’ün aydınlık mirasına sahip çıkacak yeni bir liderliğe ihtiyacı vardır. Ben Rize’ye de Rizelilere de haktan ve doğrudan yana tavır alacakları konusunda güveniyorum. Daha güzel bir Türkiye’yi hep beraber kuracağımıza da inanıyorum.