CHP’nin Kurultay Davası-2

Hikaye anlatıyor birileri... ‘Ali Baba ve kırk haramiler’ dizisini geçti bizim memleketin siyaset hikayeleri.

Abone Ol

CHP Genel Merkezi, bugün ‘demokrasi’ çağrısıyla Ankara’da ‘Vesayet Değil Siyaset’ mitingi yapıyor. Anamuhalefet veya muhalefet yorumlarına girmeyeceğiz.
Yarın da, 15 Eylül Pazartesi günü, CHP’nin 38. Kurultayı için açılan veya sürdürülen davayla ilgili karar duruşması bekleniyor. YSK açısından bakılınca, ‘görevsizlik’ kararı çıkmalı. Hukukilik ‘butlan’ durumuna taşınırsa, ‘iddiaları somutlaştıracak deliller oluşmadığından karar verilmesine yer olmadığı’ sonucu çıkar!
Biz yine de yargının/mahkemenin işine karışmadan mevcut durumu kısaca analizleyelim, kendi aklımız ve bilgimiz doğrultusunda:

1- Genel Merkez aleyhine açılan davalar Ankara'da açılması gerekirken, il ve ilçeler aleyhindeki davalar bulunduğu ilde (ilçe değil) açılabilir. Genel merkezin bu aleyhteki davalara itirazları Ankara'da yapılır. Bu aleyhteki davalar için YSK veya seçim kurullarına itiraz yapılmaz, yapılırsa boşa zaman harcanır.

2- İl-ilçe kongreleri ve dolayısıyla kurultay iptaline ilişkin davalar ile 'butlan' davaları farklı iki ayrı konudur! Kongre/kurultay davalarında maddi/hukuki/yasal boyutlar, tutanak/itiraz vb. maddi/fiziki eksik/hatalar beklenirken; 'butlan/mutlak butlan' durumunda 'iradeye fesat karıştırma' durumu araştırılır ki, bunun için de somut/sübut kanıtlar gerekir! Aleyhteki görüntü ve ifadeler bunun dayanağı olarak ele alınıyor.

3- Evet, sadece demokrasiye ve muhalefete/CHP'ye değil, bütün demokratik sivil oluşumlara, sendikalara, doğal yaşam alanlarına, halk iradesine yıllardır anayasaya, yasalara, hukuk ve yargı kararlarına karşın, demokrasi ve hukuk dışı saldırılar yapılıyor. Beğenin veya beğenmeyin, bazı belediyelere karşı kayyum uygulamaları, bugünkü siyasi durumun altyapısını oluşturdu. Bu saldırılar karşısında sessiz kalmanın sonucudur bugünün yaklaşımları!

4- İstanbul İl Başkanı, İl Yönetimi ile Disiplin Kurullarının 'tedbiren' görevden uzaklaştırılması kararı, İlçe Seçim Kurulu'nun başvurusu ve talebi üzerine 45. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, atanacak isimler önerisiyle verildi. Ancak bu talebin daha önce yine İstanbul 4. AHM tarafından reddedildiği arada kaynadı.
Dolayısıyla bu 'askıda duran' tartışmalı karar, CHP Genel Merkezinin doğru ve haklı başvurusu üzerine Ankara 3. AHM tarafından, 'esastan' reddedildi ve iptal oldu.

5- Bu iki karara da bakıldığında, 45. AHM'nin kararına göre İl Başkanlığı seçimi iptal edilmemiş, seçilen Kurultay Delegelerine dair iptal talebi reddedilmiş ve dolayısıyla Kurultay Delegelerinin seçilmişliği onaylamıştır. Bu durum, karar reddedilmemiş olsa bile doğrudan Kurultaya etki etmeyeceğinden iptale de mesnet oluşturmaz.

6- Bu durumda CHP'nin aldığı Olağanüstü Kurultay kararı ile bir önceki Olağanüstü Kurultayına da bakarsak; iptal davasının önünü kesmek amacıyla, iptali istenen 38. Kurultay delegeleriyle 6 Nisan'da yapılan 21. Olağanüstü Kurultay'ın sonucu bu durumu ne kadar etkilediyse, bu 22. Olağanüstü Kurultay'ın da etkisi aynı olacaktır. Ancak, öncekinde Genel Başkanın çağrısıyla toplanan Kurultay, bu kez delege çoğunluğunun çağrı ve imzasıyla toplanıyor. Demokrasiye, hukuk ve halk iradesine bunca saldırının olduğu yerde bu ayrıntının karşılığı olacak mı hep birlikte göreceğiz.

7- Bütün bu tartışma, yorum ve gelişmeler ortasında devam eden 39.Kurultay, il ve ilçe kongreleri sürecinin etkilenmemesi de dikkat edilecek önemli bir siyasi gelişmedir.
Olağanüstü Kurultayların toplanarak, sonuçlarının YSK tarafından onaylanması zaten önceki durumlarda da vurguladığım gibi, itiraz/şikayet olmadığı sürece herhangi bir dava konusu olmaz, olamaz. Ancak, 'iptal' davaları ile 'butlan/mutlak butlan' davaları karıştırılmamalıdır. Davalardan ve Kurultaylardan ne sonuç çıkarsa çıksın 'butlanlık' davası devam edebilir. Kongre ve Kurultaylar YSK'yı, 'butlanlık' durumu hukuku/yargıyı ilgilendiriyor!

8- Karşı durumlarda, iptal/butlan/tedbiren görevden alma ile bu görevlere atanacak olanlar, kongre süreçlerini mevcut haliyle sürdürecek ve görevlerini tamamlayacaktır.

9- Tüm bu süreçlere bakılınca;
CHP savunulmadan, Cumhuriyet ve Demokrasi, bağımsızlık ve özgürlük, hak-hukuk-adalet savunulamayacağı açıktır.
CHP'nin kurumsal kimliğine saldırarak yiğit CHP'li, Atatürkçü/Cumhuriyetçi olunmaz/olunamaz, bilinmelidir.
Hırs, hür iradenin önüne geçemez/geçmemelidir.

Dolayısıyla Millet iradesine ve bu iradenin yansımasına saygı duymayanın kendine de saygısı olmaz!
Demokrasilerde seçimle gelen seçimle gider, bu durum içselleştirilmelidir.
Halk iradesini kabul etmeyen apaçık halk düşmanıdır!
Bir zamanki kumpas davaları devamı olan bu operasyonların, doğrudan demokrasi karşıtı girişim olduğu nettir.
CHP’nin Ankara mitingi sonrasına denk gelecek olan yarınki duruşma ‘mutlak butlan’ yerine, siyasetteki stresin ileri taşınması adına, erteleme de çıkma olasılığı dikkate alınabilir.

(Ömer ŞAN-Gazeteci Muhabir)